1999 tarihinde Türkiye; yeni bir güne 10 binlerce insanın katili PKK lideri Öcalan’ın yakalandığı haberi ile başlıyor ve sarsılıyor. Kısa sürede bu şok haber yerini büyük bir coşkuya ve sevince bırakıyordu. PKK terör örgütünün 1978 tarihinde Diyarbakır ili Lice ilçesi Fis köyünde terörist başı Öcalan ve bir grup arkadaşı tarafından kurulduğu biliniyor. Öcalan Türkiye’ye getirildikten sonra yapılan yargılamaları sırasında örgütün arşivinin Suriye’de olduğunu istenirse getirtilebileceğini belirtmesine rağmen ana arşivin şu anda devletin mi yoksa FETÖ’nün mü elinde olduğu bilinmiyor. PKK ayrılıkçı Kürt aydınların iddia ettiği gibi kendi iç dinamiklerinden mi oluşmuştu. Yoksa PKK terör örgütünü Pentagon veya ABD mi kurmuştu? Bu soruların cevabı ancak ana arşiv ele geçirildiğinde öğrenilebilir. Yine de PKK’nın kuruluşundaki gizem ve kör noktalar, CIA’nın 1 Mart 1988 tarihinde hazırladığı çok gizli dereceli “Irak, Türkiye, İran Kürt Ayaklanmaları” başlıklı 32 sayfalık raporda saklı gibi görünüyor. Raporda Irak ve İran’da PKK’nın kuruluşu, gelişimi ve geleceği hakkında analizler sansüre uğramadan tam olarak yer alırken, Türkiye’de PKK’nın kuruluşu ve ortaya çıkışı ile ilgili 3 sayfanın sansürlenmesi karatılarak yayınlanması ABD’nin PKK’yı kurmasındaki arka planı açıkça ortaya koyuyor. Türkiye’nin milli güvenliğine ve toprak bütünlüğüne direkt açık bir tehdit oluşturan “tampon devlet” oluşturma projesini deşifre edeceği kaygısıyla bu 3 sayfanın karartıldığı anlaşılıyor.
Gara’da 13 Türk vatandaşımızı şehit eden PKK teröristlerine emri Karayılan’ın verdiği iddia ediliyor. Karayılan böylesine bir emri Amerika’dan izin almadan veremez. O halde emri veren Pentagon yetkilisi kim? Biden tarafından Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörlüğü’ne atanan Brett McGurk’ten başkası olamaz. Habertürk yazarı Çetiner Çetin, PKK’nın elinde rehine olarak tutulan 13 Türk vatandaşımızın Kandil’in Kortek ve Kaletuka bölgesinden Gara’ya getirilmesinde Mısır ve Körfez ülkelerinin araçlarının kullanıldığını yazdı. Bu konuda da kesin Amerika’nın rolü olduğu anlaşılıyor. Amerika geçmişte de terör örgütleri üzerinden Türkiye ile örtülü savaşıyordu. Şimdi ise Gladyo yapılarının denetiminde süren açık bir savaşa tanık oluyoruz.
Ortadoğu ve Afrika’da YİNON planını (Büyük İsrail Projesi’nin) revize edilmiş şekilleriyle günümüze taşıyan yeni hamlelerin bizzat Pentagon ve CIA kontrolünde Müslüman ülkelerin toprak bütünlüğü ve bekalarını hedef alması bölgesel istikrarsızlık ve dünya barışı açısından önemli bir tehdit oluşturuyor. Günümüzde Ortadoğu’daki gelişmeler Oded Yinon’un ortaya koyduğu yeni Ortadoğu planının adım adım işlediğini gösteriyor. Gazeteci ve eski bir İsrailli diplomat olan Oded Yinon İsrail için kalıcı güvenliği 1’inci Dünya Savaşı’ndan sonra yabancı güçler tarafından sınırları ‘geçici karttan evler’ olarak çizilen Müslüman Arap dünyasının sınırlarının yeniden çizilmesinde görmekteydi. Yinon, İsrail’in güvenliği için Irak’ın üçe bölünmesi gerektiği görüşünü ortaya atmıştır. Yinon’a göre Irak’ın bölünmesinde Osmanlı döneminde Basra, Bağdat, Musul idari bölünmesi esas alınarak, etnik ve mezhep temelleri üzerinde kuzeyde bir Kürt devleti, ortada bir Sünni ve güneyde Şii devleti kurulmalıdır. Yinon, İsrail’in güvenliği için Suriye’de etnik ve dinsel olarak kıyıda bir Şii-Alevi devleti, Halep bölgesinde Sünni devleti, Şam’da buna düşman başka bir Sünni devleti, Havran ve Goran bölgesinde Dürzi devleti kurulması halinde bu yapının İsrail’in barış ve güvenliğinin garantisi olacağı belirtilmektedir. Bugün gelinen noktada Ortadoğu ve İslam coğrafyası bugün birbirine düşmüş, İsrail ile yeni Filistin Devleti üzerinden normalleşme anlaşmaları imzalayarak İsrail’e müttefik ülkeler oluşturuyorlar. Yinon Planı’nda düşman ülke olarak kabul edilen Müslüman ülkeleri mezhep ve etnik temelde bölerek iç kargaşa ve kaos yaratılıyor. Irak ve Suriye perişan bir halde. Biden Siyonist bir lider olarak Yinon Planı’nın eksik kalan kısımlarını tamamlayıp Büyük İsrail Projesi’ni tamamlamak istiyor. Ancak sırada veya önünde İran ve Türkiye engeli var. Biden İran’a nükleer santral kurma stratejisiyle yanaşıyor. Pentagon’un Türkiye’yi müttefik ülkeleri arasında göstermemesini “İlk defa ABD Türkiye’ye gerçek yüzünü gösterdi” diye yorumlayabiliriz. ABD Başkanı Biden, YİNON Planı’nı tam anlamıyla başarabilmesi için Türkiye’yi Gayri Nizami Harp kıtalarıyla dize getirmeye çalışacak. Obama döneminde olduğu gibi şüphesiz terör örgütleri yeniden devreye sokulmaya çalışılacak. PKK, DEAŞ, DHKP/ C, FETÖ işbirliği ile Türkiye’de kaos ve istikrarsızlık, belki de suikastlar gerçekleştirilecek. Ancak Türkiye eski Türkiye değil! Küresel güç olma yolunda ilerleyen güçlü bir Türkiye var. Güçlü devletlerle dostluklar var. Amerika’da ise tam tersi bir durum söz konusu. Eski güçlü Amerika’dan eser yok. Bunu en iyi Biden biliyor. Biden’in Amerika’sı şu anda hegemonik gücünü kaybetmiş, içeride her an bir iç çatışma çıkabilecek bir ülke konumunda. Biden sağı solu tehdit edeceğine önce iç güvenliğini sağlamak zorunda. Türkiye gerekirse ABD ile savaşmaktan çekinmez. Bu böyle biline!
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.