FETÖ’nün darbe koordinatörü

04:0021/01/2019, Pazartesi
G: 21/01/2019, Pazartesi
Bülent Orakoğlu

17/25 Aralık 2013 yılında yargı ve emniyet’e sızan FETÖ/PYD örgüt mensuplarınca gerçekleştirilen darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı.Bu davayla ilgili olarak yapılan yargı süreci sonrasında açıklanan gerekçeli kararda ‘’FETÖ’nün,‘hükümeti yıkmaya teşebbüs eylemleriyle ülkede siyasi ve ekonomik kriz yaratarak hükümeti iş göremez hale getirip istifaya zorladığı açıklanmıştı. Hükümet tarafından 17/25 Aralık 2013 tarihlerindeki darbe girişimleri püskürtülmüş terör örgütünün emniyet, yargı ve

17/25 Aralık 2013 yılında yargı ve emniyet’e sızan FETÖ/PYD örgüt mensuplarınca gerçekleştirilen darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı.


Bu davayla ilgili olarak yapılan yargı süreci sonrasında açıklanan gerekçeli kararda ‘’FETÖ’nün,‘hükümeti yıkmaya teşebbüs eylemleriyle ülkede siyasi ve ekonomik kriz yaratarak hükümeti iş göremez hale getirip istifaya zorladığı açıklanmıştı. Hükümet tarafından 17/25 Aralık 2013 tarihlerindeki darbe girişimleri püskürtülmüş terör örgütünün emniyet, yargı ve medya yapılanmasına yönelik operasyonlara başlanmıştı. 1 ve 19 Ocak 2014’te MİT’in kullandığı insani yardım TIR’larının örgütçe durdurulması suretiyle devletin Suriye’deki terör örgütlerine yardım ettiği intibasının oluşması istendiği belirtilen kararda, dış güçler vasıtasıyla devletin ve hükümetin zora sokulup kaos ortamı yaratılmasının amaçlandığı’’ belirtilmişti.

İstanbul 13’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ‘25 Aralık darbeye teşebbüsü davası’nın gerekçeli kararında, 25 Aralık seçilmiş meşru hükümete bir yargı darbesidir, tespiti yapılmıştır. Kararda suç tarihi olan 25 Aralık 2013 tarihinde iddianameye konu operasyonun sanıklar tarafından başlatıldığı, operasyonun FETÖ’cü savcı Muammer Akkaş tarafından yürütüldüğü, bu soruşturmada 96 kişiye ‘Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet’ suçlarının yönetildiği anlatılmıştı. 25 Aralık günü savcı Akkaş tarafından 41 kişi hakkında verilen arama ve gözaltı kararında Bilal Erdoğan için gözaltı kararı olmadığı fakat bilgisine başvurulmak üzere ifadeye davet edileceği belirtilmektedir. Bilal Erdoğan bilgisine başvurulmak üzere savcılığa davet edilecek, sorgulanacak ve ardından tutuklanmak üzere mahkemeye sevk edilecekti. 2012 yılında İnternet Andıcı dosyası kapsamında ifadesine başvurulmak için savcılığa davet edilen ve ardından tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a uygulanan plan Bilal Erdoğan için de düşünülmüştür. Bilal Erdoğan’ın Kısıklı’dan emniyete götürülürken çekilen görüntülerinin basına servis edilip algı operasyonunun ilk adımının atılacağı, sonrasında “Oğlu gözaltında olan bir lider” diye dünyaya servis edilecek haberlerle Erdoğan’ın istifaya zorlanacağı vurgulanmıştı. 25 Aralık 2015’te Cumhuriyet Gazetesi’ne röportaj veren firari savcı Celal Kara’nın “1 numara Başbakan Erdoğan” ibaresine dikkat çekilen kararda, “Kara’nın söylemindeki niyetten de anlaşılacağı gibi Başbakanı da gözaltına almaya varacak kadar ileri gidecekleri açıktır” tespiti yapılmıştı. FETÖ devleti ele geçirmek için engel gördüğü herkesi tasfiye etmek istemiştir. Hükümeti düşürmek öncelikli amacıdır. Yargının taşıyıcı ağı UYAP saf dışı bırakılmıştır. Devletin yasal dinleme merkezi, örgüt tarafından usulsüz ve hukuk dışı kullanılmıştır. İstanbul Emniyeti örgüt üyesi savcılar tarafından basılmış ve örgüt üyesi savcı mahkeme önünde bildiri dağıtmıştır. Bu hususlar dahi meselenin yolsuzluk soruşturması olmadığının anlaşılması bakımından önemlidir.” Denmişti.

Bu kez de 2019 Ocak ayın içinde 7 Şubat MİT ve 17/25 Aralık darbe girişimleri ile darbe görünümlü Türkiye’de iç savaş çıkararak ülkemizin işgal edilmesini amaçlayan 15 Temmuz kalkışmasının arka plan veya azmettiricilerini ilişkileri açısından net bir şekilde ortaya koyan CIA ajanı casus Metin Topuz ile ilgili iddianame hazırlandı. CIA’nın Türkiye’de FETÖ’yü İstanbul Konsolosluğu’ndaki ajanı Metin Topuz üzerinden yönettiği ortaya çıktı. 7 Şubat MİT ve 17-25 Aralık ve 15 Temmuz kalkışmasında aktif rol alan Topuz örgüt üyeleriyle 1627 kez görüştü. 15 Temmuz kalkışmasının planlayıcısı Adil Öksüz ile Metin Topuz arasında örgütsel hiyerarşi ve yakınlık deşifre edildi. Metin Topuz’un, 15 Temmuz darbe girişiminde, Ankara Emniyetini kuşatan ve darbeye direnen herkesi vurun, emrini veren Zeki Taşkın ile de irtibatı tespit edildi. Yine 15 Temmuz darbe girişimi öncesi darbe hazırlık toplantılarına katılan, üstelik İstanbul’da Jandarmaya silah dağıtan kişi ile yakından ilişkili. 15 Temmuz kalkışmasının başarısızlıkla sonuçlanması sonrasında Akıncılar Üssü’nden yargı ve güvenlik güçlerine sızmış FETÖ’cüler tarafından bir operasyonla serbest bırakılan Adil Öksüz’ü İstanbul Başkonsolosluğundan arayan kişinin Metin Topuz olduğu anlaşılıyor. MİT TIR’larını durduran sivil imamlar Bayram Andaç ve Muharrem Gözüküçük’ün TIR’ların durdurulmasının ertesi gününde İstanbul Başkonsolosluğunda aynı numarayı arayarak Metin Topuz ile görüşmeleri Türkiye’deki FETÖ’nün gerçekleştirmeye çalıştığı darbe merkezinin ABD Büyükelçiliği veya ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu olduğunu açık ediyor.

Metin Topuz’un CIA ve ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass’ın bilgisi dahilinde 7 Şubat MİT 17/25 Aralık polis ve yargı darbesi ve 15 Temmuz Kalkışması’nda darbe koordinatörü olarak etkin rol oynadığı görülebiliyor. İddianamede Metin Topuz’un 17 Aralık’çı polis ve savcıların ilişkileri sadece Türkiye’de değil Amerika’da da devam etmiş. Topuz ifadesinde 25 Aralık darbe girişimini yöneten Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı ve iki komiserle ABD’ye giderek bir ABD savcısı ile görüşmüşler. Muhtemelen 17/25 Aralık kumpas davası dosyalarını götürerek Hakan Atilla ve Zarrap davasının Amerika’ya taşınmasını sağlamışlar.

15 Temmuz kalkışmasının Türkiye’yi bölüp parçalamak için asıl amacın iç savaş çıkarmaya yönelik olduğunu neredeyse FETÖ ile ilgili tüm yazılarımızda belirtiyorduk. FETÖ’nün darbe girişimini organize eden sözde ‘Yurtta Sulh Konseyi’ üyesi eski Tuğamiral Sinan Sürer’in Genelkurmay’daki odasında ele geçirilen 19 sayfalık dokümanda, Türkiye’yi iç savaşa sürükleyecek ve bölünmesine neden olacak bir plan ele geçirildi. Plan’da CHP ve HDP’nin desteklenmesinden bir yana Türkiye’de iç savaş çıkarmak ve kaos oluşturmak için bazı Alevi grupların silahlandırılması gerektiği belirtiliyor. Güneydoğu Anadolu’da halk isyanı çıkarılarak, bölgenin Türkiye’den koparılmasının sağlanması, küçük, dar bölge yönetim şekillerine geçilebileceği kaydediliyor.

Tuğamiral rütbesine hak etmeden FETÖ kumpası ile geldiği anlaşılan bu hain ve aynı tıynette olanlar ülkesine ihanet etmenin cezasını bir an önce almalı ve cezalarını çekmelidirler.

#FETÖ
#ABD