Laiklik kavgası bitti diye düşünürken, tartışması başladı. Kavramın esasını yeniden bir hatırlamakta fayda var. Bu, “mektepli ruhban sınıfının sömürüsünden” kurtulmanın “Hristiyan dogmasından” kurtulmaktan geçtiğini düşünen Aydınlanma çağı entelektüellerinin ürettiği bir kavram.
Kelime olarak “avam” anlamına geliyor. Rahipler sınıfına, ruhban heyetine göre avamı anlamak gerekiyor. “
ınlığın elinde, «
.”… “
” Alev Alatlı bu konuya ilişkin yazdığı bir makalede bunun devamında soruyor . “
açısında
Ve Alatlı ilave ediyor; “Laik” ve “laiklik” kelimeleri bizde Frenk armudu gibidir, kimi tatlısına malzeme yapar, kimi limonlu salatasına!”
“Laiklik” kavramının Türkiye'deki uygulama zemini toplumda birçok çatlağa, soruna, haksızlığa sebep oldu. Türk tipi laiklik tüm Avrupa uygulamalarından farklıydı. Hristiyanlık tarihinde ve ekseninde şekillenmiş kavram 'İslam' eksenine oturunca mutasyon bir kavrama dönüştü, mantıksız uygulamalara sebep oldu, dindarları ve İslamiyete dair akımları baskılama aracı olarak kullanıldı. Ancak bunun “
sorunu olduğunu bu iktidar döneminde rahatlıkla görebiliyoruz. Devletin laikliğe bakışı değişince sorunlar da azaldı. Bu da herkesin malumu.
Bu kavramın güncellenmesinde elbette fayda var. Bugün yaşanan hangi sorunların temelini “laiklik” kavramı oluşturuyor? Sorunların asıl kaynağı bu kavramın sebep oldukları mı yoksa bizim her türlü hak ve özgürlüğe bakışımız mı? Bu sorulara dair görece olmayan cevaplara ihtiyacımız var.
17-18. yüzyılda kiliseden kurtuluşun, aydınlanma çağının ürünü olan “laiklik” kavramının, 21. yüzyılda işlevselliği olduğuna inanmıyorum. Bu maddeyi kaldırmanın dindar olmayanların hayat biçimine bir tehdit oluşturacağına da inanmıyorum. Ancak laikliği korumanın veya kaldırmanın fayda ve zararlarını iyi düşünülmeli. En önemlisi de “yerine ne gelecek-gelmeli” sorusunun tartışılmasıdır. Bu değerlendirmeyi yaparken, Türkiye'deki dindar ve laik kesimin, geçmişte yaşananların etkisinden ziyade tarihin akışına ve gittiği yöne bakarak bir değerlendirme yapmasının daha akılcı olduğunun altını çizmek isterim.
Yoksa Hristiyan ruhban sınıfına başkaldırıdan türemiş bir kavramın, konuyla alakasız Müslüman topluma uyarlanmasıyla çıkan çarpık durumlar herkesin malumu. Sorunu tespit etmek kolay ama çözümü üretmek o kadar kolay değil. Birincisi herkesin malumu ama ikincisine ilişkin önerileri görmek lazım.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.