Daha hazır görünen takımın evinde, hazır olmaya çalışan takımın ne yapacağının daha fazla merak uyandırdığı maç bir ölçüde her iki takımın gerçek anlamda gücünü göstereceği bir karşılaşmaydı.
Futbolun evrenselliği içinde birinci bölgenin sıkıntı, ikinci bölgenin meşakkat, üçüncü bölgenin de dikkati gerektirdiğinden yola çıkarsak Trabzonspor, Beşiktaş karşısında her alanda oyun disiplinine bağlı kalarak belki de tüm sezon boyunca kendisine gerekli olacak takım savunmasının antrenmanını yaptı.
Maçın tamamında oyun disiplininden kopmayan Trabzonspor hücuma çıkarken aklı savunmada olan forvet oyuncularıyla taktik varyasyonları hayata geçirirken attığı golde kontra oyunun tüm özelliklerini ortaya koydu. Faul atışı yapılmadan gol atışı yapan, ev sahibi takım karşısında sayısal üstünlüğünü de eline alan Trabzonspor'da, galibiyeti getirecek biri zorunluluktan iki değişiklik rolleri değiştirdi. Trabzonspor, önce rakibini oynatmadı, istediğini elde ettikten sonra da hem oynadı, hem de sonucu yakaladı…
Sahanın en çok çalışan ismi Yusuf'u lokomotif olarak kullanan, Erkan'ı hazır kıta bekleten teknik direktör Şota'nın anlayışı her ne kadar ilk yarım saatte sonuç getirmediyse de son on dakikada hayata geçti. Oyun kurgusunu orta alanda şekillendiren her iki takımın görüntüsü içinde Trabzonspor, sadece üç puan almadı; iş bilgisi ve iş becerisinin yanı sıra iş ahlakını da sergileyerek ilerisi haftalar için güven tazeledi. Çırak Şota'da ustasını yenmenin keyfini sürdü.