Susmaya hakkımız yok

04:003/08/2024, Cumartesi
G: 3/08/2024, Cumartesi
Abdulhamit Güler

Üzerine kapanan bulutların ağlamasını duymazdan gelmek modern insanın huyu haline gelmiş. Yokmuş gibi davranmak, bir şeyin var olmadığı anlamına gelmiyor. Ve bunu kimse bilmiyor. Bilenler de bilmiyor. Bilmemek zorunlu tercih halini mi almış, insanoğlu insanoğlundan mın uzaklaşmış, bilemiyorum. Biliyorum fekat bilemiyorum. Biri gözünü dikmiş üzerimize ve göz göze gelmemek için çabalıyoruz. Yüzünü görmediğimiz bir çocuğun gözünden düşüyoruz. Gazze’de yaşananlar artık tarifle anlatılacak gibi değil.

Üzerine kapanan bulutların ağlamasını duymazdan gelmek modern insanın huyu haline gelmiş. Yokmuş gibi davranmak, bir şeyin var olmadığı anlamına gelmiyor.

Ve bunu kimse bilmiyor. Bilenler de bilmiyor.

Bilmemek zorunlu tercih halini mi almış, insanoğlu insanoğlundan mın uzaklaşmış, bilemiyorum. Biliyorum fekat bilemiyorum.

Biri gözünü dikmiş üzerimize ve göz göze gelmemek için çabalıyoruz. Yüzünü görmediğimiz bir çocuğun gözünden düşüyoruz.

Gazze’de yaşananlar artık tarifle anlatılacak gibi değil. Amam bir yandan da sürekli bahsetmemiz gerekiyor. Zira unutmak, tekrarına yol açmaktır.

Filistin’in 1 asırdır yaşadığını, Gazze’nin özellikle 300 gündür yaşadığını insanlara ulaştırmanın bir anlamının kalmadığına inanacak hale geliyoruz.

“Daha ne anlatmak gerek”, “Daha ne görmen lazım” diyerek insanlıktan ya da yaptıklarımızdan ümidimizi kesme aşamasına geliyoruz.

Lakin olmaz!

İnsanlık tarihi çeşit çeşit acılarla doluyken hiçbir dönem anlatmaktan vazgeçilmemiş. Destan, masal, hatırat, şarkı, edebiyat ve daha birçok yöntemle anlatım devam etmiş.

Anlatım yollarının sınırsız olduğu çağımız insanına düşen ise yöntem çokluğuna aldanmadan anlatmaya devam etmek.

Sinema da elbette anlatımın en kalıcı ve etkili yollarından biri. Çünkü gelecek, görüntü ve destekleyici yöntemlerle anlatılan şeylerin kalıcı olacağı bir tabloyu işaret ediyor.

10 ay çok uzun zaman değil ama dönüp dönüp aynı soruları soruyoruz. Sosyal medya içerikleri dışında kısa ve uzun metraj ya da belgesel olmak üzere filmler neden yapılmıyor? Neden proje üstün proje açıklanmıyor?

“Bu tarz tarihi meselelerle ilgili filmler, olaylar bitip ortalık durulduktan sonra yapılır” denebilir. Ama Filistin meselesinde 1 asırdır biten bir şey yok ki. Sadece zulmün şekli değişiyor.

İzleyiciden neden sitem duymuyoruz? Kimsenin umurunda değil mi?

“İnsanlar soykırıma uğruyor, sen neyin derdindesin be adam” diyenleri de duyuyorum. Evet, haklısınız. Ama bugüne kadar gereken yapılmadığı için soykırım devam ediyor.

Bugünden tezi yok üzerimize düşeni yaparsak belki de kurtuluş anahtarının yolunu açmış oluruz.

Neden olmasın!

#Soykırım
#Toplum
#Abdulhamit Güler