İnsanlık öylesine ciddi bir virajdan dönüyor ki, bir yanda Gazze’de yaşananların anlatılması gereken kitleler var, diğer tarafta inandırılması gerekenler ve beride ise bir şeyler yapmak için çırpınanlar. Çağımızın en önemli aracı, silahı, güvencesi bilgi iken nasıl oluyor da bilgi noktasında sorun yaşanıyor, anlamak zor. Aslında anlamak kolay. Zira gücü elinde bulunduranlar, manipülasyonu da eksik etmiyor. İletişim araçlarını kim daha etkili kullanıyorsa onun bilgisi gerçek kabul ediliyor. TRT World’un
İnsanlık öylesine ciddi bir virajdan dönüyor ki, bir yanda Gazze’de yaşananların anlatılması gereken kitleler var, diğer tarafta inandırılması gerekenler ve beride ise bir şeyler yapmak için çırpınanlar.
Çağımızın en önemli aracı, silahı, güvencesi bilgi iken nasıl oluyor da bilgi noktasında sorun yaşanıyor, anlamak zor. Aslında anlamak kolay. Zira gücü elinde bulunduranlar, manipülasyonu da eksik etmiyor. İletişim araçlarını kim daha etkili kullanıyorsa onun bilgisi gerçek kabul ediliyor.
TRT World’un hazırladığı “Kutsal İşgal” (Holy Redemption) belgeselini izlerken tam olarak bunları düşündüm. Böylesi vahşi ve gözü dönmüş insan topluluğu, nasıl olur da engellenemez. Özgürlük havarisi Batılı ülkeler ya da her kim oluyorsa, nasıl oluyor da böylesi insanların olduğu bir ülkeyi destekleyebiliyor!
Şu an Gazze’de soykırım var. Ancak Batı Şeria’da da zulüm devam ediyor. Üstelik çıldırtırcasına, işkence ede ede…
Kutsal İşgal belgeseli, adına “yerleşimci” denen işgalcilerin Batı Şeria’da Filistinlilere karşı gerçekleştirdikleri vahşeti anlatıyor. Bitmek tükenmek bilmeyen bu zulmü sadece askerler değil, politikacı ve STK’ların yer aldığı siviller de yapıyor. 7 Ekim’den sonra Gazze’deki katliamın ikinci ayında yapılan çekimler şaşırtıcı noktaları anlatıyor.
İsrail medyasının zaman zaman “İsrail’in DEAŞ’ı” diye tanımladığı “Hilltop Youth” isimli radikal grubun içine giren TRT World ekibi, “ileri karakol” adı verilen işgal yöntemini açıkça deşifre ediyor.
Adı karakol olunca resmi bir organizasyon olduğunu düşünüyorsunuz ancak öyle değil. Buralar önden gidip derme çatma yapılar ya da çadırlara yerleşen siviller. Burada bulundukları müddetçe Filistinlileri rahatsız ediyorlar. İsrail askerleri tarafından korunuyorlar. Hemen her akşam tacizde bulunuyorlar ve bir zaman sonra burası kamulaştırılıyor ve işgal resmileşmiş oluyor.
Filistin’de 75 yıldır devam eden işgalin siviller eliyle nasıl yapıldığını, İsrail’de sivil demenin askerden farkı olmadığını (çoğu silahlı ve saldırgan) açıkça ortaya koyan belgesel, kameralara baka baka vahşiliğini ifade eden İsraillileri de kayda almış.
Mutlaka izlenmesi gereken bir belgesel. Filmin gücünü, belgeselin etkisini çok iyi kullanan Kutsal İşgal, bundan sonra sinemada yapılması gereken bir yolu da işaret ediyor.
