Mezhepler ve tarikatlar İslam'ın zenginliği, kıyamete kadar bekasının en önemli iki dayanağı, dinin tabiatı ve insan fıtratının zorunlu sonucudur. Ama mezhepçilik ve tarikatçılık böyle değildir; tam aksine hem mezheplerin hem de tarikatların öldürücü düşmanıdır. Ne zaman mezhepler ve tarikatlar arasında müsamaha, kardeşlik, “hepsi bir kutlu ağacın dalları, hepsi aynı kaynaktan akan içimi farklı sular” anlayışı hakim olmuş ise Müslümanlar huzur ve geniş imkanlar içinde yaşamışlar, ne zaman mezhep ve tarikat taassubu, tekelciliği, tekbenciliği, ötekileri dışlamacılığı, tek bir mezhebin veya tarikatın din yerine konması anlayış, propaganda ve uygulaması baş göstermiş ise arkasından tefrika, hatta çatışmalar gelmiştir.