Her ülkenin, herkesten farklı bir özgürlük ve özgünlük alanı bulunur. Bu özgürlük ve özgünlük alanını (onun karakterini) o ülke coğrafyasının inciri, üzümü, zeytini, kaysısı, peyniri ve demiri ve çeliği alt alta toplanıp meydana getirmez. O karakteri o ülkede yaşayan insanların mizacı, seciyesi, nüfusu, nüfus artışı, kişi başına düşen millî hasılası da meydana getirmez. Ayrıca: bu özgürlük ve özgünlük alanı, o ülkenin belirlenmiş tarihinden ve belirlenmiş istikbalinden ve meselâ uzun vadeli iktisadî planlarından da oluşmaz. Bütün bu farklı faktörleri, özellikleri yan yana getirerek, alt alta dizerek elde edilebilecek çeşitli matrisler, o ülkeye “benimdir” diye bakan kimseyle özdeşleştirilemez. O ülke bütün bu insanlardan, incirinden ve üzümünden ve demirinden ve çeliğinden bir özellik taşısa da, bu nesnelerin ne tek tek her birine, ne de toptan bunların tümüne indirgenebilir. O ülkeden bütün bu insanlardan ve bütün bu nesnelerden ayrı düşen bir farklılık kalır geriye, işte o, herkesin ve her şeyin dışında kalan o farklı şey, o ülkenin, ülke o haldeyken (geçmişi, hâli ve geleceği ile ve insan ve nesne kaynakları ile) kimliğini belirleyen özelliktir. İbni Haldun bu özelliklerin toplam hasılasına “iklim” adını veriyor...