Dünya Çocuk ve Aileyi Koruma Platformu tarafından, üç yılda ikinci kez konuşma yapmak üzere üzere İstanbul'a davet edildim. Ben David Pickup, Houston Texas'ta lisanslı bir psikoterapistim. Cinsiyet ve cinsellik üzerine hayatlarındaki travmalardan kaynaklı problemler yaşayan çoğunluğu erkek ve erkek çocuklardan oluşan insanlar için özel bir uygulama yürütüyorum.
Beni bu işi yapmak için motive eden şey, kim olmaları gerektiğine inanmayan insanlar tarafından sorunları kendilerine anlatılan çocukların ve yetişkinlerin hayatlarında gereksiz katlanılan çok fazla acı olması.
Bu soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim. Benim hikayem de pek çoğuna benzer. Ben de 5 yaşındayken kendisinden yaşça büyük bir erkek tarafından cinsel istismara uğrayan çocuklardan biriydim ve bu haliyle ergenliğe ulaştığımda benim cinsiyet ve cinsel yönelim problemlerimi doğuran şey bu oldu.
Çocukluğum; çocuklarını duygusal anlamda nasıl yetiştirecekleri hakkında pek bir fikri olmadığını düşündüğüm iyi niyetli insanların, ebeveynlerin, ailelerin, akranların arasında uzun bir hikayeydi. Cinsel istismar gerçekleşti ve 20 yaşıma kadar bundan haberleri yoktu. Tipik bir erkek ihtiyacını da karşılayamadım. Çok fazla zorbalığa uğradım ve bir erkek çocuğu olarak onaylanmadım. Belki öncü erkek rol modelleri tarafından yeterince ilgi ve alaka görmemekten de olabilir. Bu yüzden cinsel istismar sorununun yanı sıra karşılanmamış pek çok ihtiyaçla büyüdüm.
Ergenlik döneminde, aynı cinse ilgi duymak istemiyordum ancak kendimi bu hisleri yaşarken buluyordum. Çünkü bu duygular, tıpkı tüm danışanlarım gibi travmaya ve karşılanmamış ihtiyaçlara dayanıyordu. Uzun lafın kısası, 20'li yaşlarımın sonuna geldiğimde ve hayatımın olması gerektiği gibi, istediğim gibi gitmediğini fark ettiğimde; bu sorunların doğuştan gelmediğini, tıpkı danışanlarım gibi bir travmadan kaynaklandığını her zaman biliyordum ve sonunda terapiye gitmeye karar verdim.
Ben ve meslektaşlarım Amerika'da profesyonel standartlara tâbi iyi bir terapi uyguluyoruz. Ancak dünyayı değiştireceğini düşündüğüm bu terapiye İmaj Dönüşüm Terapisi, IMTT deniyor, IMTTherapy.com web sitesi.
Bu terapi zihnin ve beden içindeki duyguların kendi kendilerini iyileştirmelerini sağlıyor. Ve bu eşcinsellikle de diğer bağımlılıklarla da çalışırken başarılı oluyor. Bence dünyayı değiştirecek çünkü zihnin kaynaklarına diğer her şeyden daha fazla dokunuyor ve bu da tanım gereği çok daha hızlı ve çok daha kapsamlı bir şekilde ilerlediği anlamına geliyor. Kulağa gerçek olamayacak kadar iyi geliyor, bir mucize değil, bir ışık düğmesi terapisi değil ama işe yarıyor çünkü esasen her insanın beyni ve zihni aynı şekilde işliyor ve biz bu kaynaklara dokunuyoruz. Bu nedenle başarılı olamadığını söyleyebileceğim kişiler, ilk etapta gerçekten motive olmadıklarını tespit ettiğimiz kişilerdir ki bu her türlü terapi için geçerlidir. ancak bazı insanlar için sonuç almak daha uzun sürer çünkü hayatlarında diğer insanlara göre çok daha fazla travma vardır.
IMTT'nin bence şimdiye kadar her şeyden daha başarılı olmasının diğer iki nedeninden ilki, bir danışanın tedavinin gerçekten işe yarayıp yaramadığını iki yahut üç seans içinde anlayacak olmasıdır. Dolayısıyla, eğer terapiye yanıt vermezse devam etmeyiz ancak bu dikkate alınması gereken oldukça büyük bir rakam çünkü insanların zamanlarını ve paralarını boşa harcamak istemiyoruz bu yüzden tedaviye gerçekten yanıt verip vermediklerini çok hızlı bir şekilde bilecekler ki bu oldukça önemli bir şey.
Sonra bu aileler dönüp kendilerine bakmalı ve kendilerini sorgulamalılar, çocuklar da dahil. Ve bunları körükleyen gerçek sorunların neler olduğunu tespit etmeliler. Daha sonra; çocuklarını ve kendilerini de o kadar çok sevmeleri gerekir ki gerçeğin ne olduğunu keşfetsinler. Bu onları harekete geçirecek ve çocuklarının bu sorunları başarıyla atlatmalarında yardımcı olmak için gerekli duygusal bağı kurmalarını sağlayacak. Bazen bu; çocukların, yetişkinlerin ya da ailelerin, profesyonel terapiye ihtiyacı olduğu anlamına gelir.
Gerçek, nefret dolu değildir, yalnızca gerçektir. Dolayısıyla her iki taraftaki herkesi gerçeğin ne olduğunu keşfetmeye davet ediyorum. LGBT aktivistlerinin gerçeğe sahip olduklarına inanmıyorum ve bunu kanıtlayabileceğime inanıyorum. Yalnızca bu terapiyle de değil, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki birçok meslektaşım da kanıtlayabilir. Ama aynı zamanda doğuştan nedenselliğin kanıtı da yok çünkü bilimsel araştırmalar bunun genetik veya doğuştan gelen bir sorun olduğu yönündeki görüşleri desteklemiyor. Dünyanın en büyük psikolojik örgütleri bile bunu özgürce kabul ediyor.
Eşcinselliğe neyin sebep olduğunu bilmiyorlar. Bunun bilimsel olarak kanıtlanmış bir şekilde doğuştan gelen bir şey olduğunu söyleyemiyorlar. Bunu destekleyecek bir araştırma yok.
Herkes kendisinden sorumludur ve herkesin gerçeği araması gerekir. Gerçeğin orada olduğuna inanıyorum.