İşletmelere kaynak planlaması sunan ERP sektöründeki global yazılımcılar, tek taraflı uygulamalarla müşterilerini mağdur ediyor. Hizmet sağlayıcılarının, ürünü sattıktan sonra müşteriye sırtını dönmesi firmaları milyon dolarlık zararlara uğratıyor. Microsoft Türkiye yetkililerinin suçlamalarla ilgili verdikleri cevaplar firmaları tatmin etmekten uzak. Mahremiyet, ulaşılamama, yetersiz servis desteği, yükümlülüklerin yerine getirilememesi ve döviz üzerinden fahiş fiyat artışları gibi problemlerin tek çözümü ise yerli ERP yazılımında.
İşletmelerde mal ve hizmet üretimi için gereken işgücü, makine, malzeme gibi kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamak için geliştirilen ERP yazılımlarında Türkiye’nin büyük açığı bulunuyor. Şirketler, fiili süreçlerini ERP yazılımlarıyla fiili süreçlerini kayıt altına alırken ciddi masraflar yapıyor. Bu iş için büyük paralar ayıran belli büyüklüğün üzerindeki şirketler, uluslararası manada isim yapmış Microsoft ve global ERP yazılımlarını tercih ediyor.
MİCROSOFT ‘BULUT’A MI ZORLUYOR
Söz konusu yazılım; hizmeti alan şirketlerin tercihlerine göre ya
‘bulut’
kurulumunu ya da
‘kendi sunucularında’
kurulumu gerçekleşiyor. Bulut versiyonunda program ve veri tabanı genellikle yurtdışında bulunduruluyor. Bazı Şirketler ise verilerinin yurtdışında olmasını risk olarak gördükleri için kendi sunucularındaki kurulumu tercih ediyor. Şirketlerin kendi kurulumlarını tercih etmesi aslında bir yasal zorunluluk olarak da karşımıza çıkıyor. Çünkü Kişisel Verilerin Korunması Kanunu verilerin yurtdışında bulundurulması ‘sakıncalı’ kabul ediliyor.
Bu yasal zorunluluğa rağmen; Microsoft’un müşterilerini kendi kontrolündeki bulut (Azure) ortamına geçmeye zorlaması dikkat çekiyor. Son yıllarda bu politikada ısrar eden Microsoft, kendi sunucularında (Onprem) kullanmak isteyen müşterilerine gerekli desteği vermeyerek mağdur ettiği belirtiliyor. Bu zorlama politikası nedeniyle Türkiye’de birçok projede gecikmeler olduğu ve büyük ekonomik kayıplar yaşandığı ifade ediliyor.
Microsoft Türkiye yetkilileri ise bu konuda “Microsoft ERP çözümü, Dynamics 365 ürün ailesi içerisinde sunuluyor. Microsoft müşterileri bu çözümü bulut teknolojisi ile hizmet olarak alabilir veya kendi ortamlarına kurup kullanabilir. Dolayısıyla, bulut hizmeti kullanıp kullanmamak müşterinin tercihindedir. Microsoft’un bu anlamda zorlayıcı bir tutumu bulunmamaktadır” açıklamasını yaptı. Microsoft, veri gizliliği ve güvenliğini garanti ettiğini söylese de bu bilgilerin yurt dışında olması firmaların güvenlik endişesi yaşamasına neden oluyor.
Microsoft Yönetim Kurulu Başkanı Bill Gates, yıllar önce Türkiye Başbakanı'na yaptığı ziyarette, Türkiye sınırları içinde
DataCenter kuracaklarını ve Azure ortamında çalışan ürünlerini Türkiye sınırlarında çalıştıracaklarının
sözünü verdiyse de bu güne kadar bir gelişme sağlanamadı.
SATIŞ SONRASI HİZMET YOK
Öte yandan, kendi marka adı ile kurulmuş yerel şirketler, hukuki bir sonuçla karşılaştığında da Microsoft’un kenara çekilerek müşteriyi yurtdışındaki merkez ile muhatap olmaya zorlaması dikkat çekiyor. Halbuki Microsoft’un yerel şirketi satış, fuar, zirve gibi birçok konuda Microsoft’un kendisi gibi hareket etmesi ve tüm yazışmalarda markayı temsil etmesine rağmen bunu yapması çelişki olarak duruyor. Microsoft Türkiye Ofisi’nin ürünü sattıktan sonra müşteri ile hiçbir şekilde ilgilenmediğini dile getiren firmalar bu duruma tepki gösteriyor.
3 GÜN BOYUNCA SİSTEM KAPALI KALDI
Microsoft Türkiye Ofisi ile yaşadıkları sorunu gazetemize anlatan ALBİL Genel Müdür Yardımcısı Hulusi Gülen, 2012 tarihinden bu yana Microsoft’un ERP ürünü olan Ax2009 on-premises versiyonunu kullandıklarını dile getirdi. 2017 yılında Microsoft’un bir partneriyle upgrade projesi için anlaştıklarını ifade eden Gülen, Microsoft’un bu konuda yeterli desteği vermediğini söyledi. Ürünün kurulumun bir buçuk yıl geciktiğini ifade eden Gülen, KADEME isimli prototip şirketlerini 01 Şubat 2019 itibari ile canlı kullanıma geçirdiklerini belirtti.
Hulusi Gülen konuyla ilgili yaşadıklarını sorunu “Canlı geçiş tarihinden sonra sürekli güncelleme sorunları yaşadık; ancak son olarak yaşadığımız sorun ise akıllara zarar bir durumdu. Güncelleme maksadıyla 05.03.2019 tarihinde saat 19.00 itibari ile kapatılan sistemimiz,
Microsoft nezdinde en yüksek seviyeden açtığımız CASE olduğu halde 2 gün 15 saat kapalı kaldı.
Canlı geçiş yaptığımız ve eski versiyon ERP’i de kapattığımız üretim ve ihracat yapan KADEME ATIK TEKNOLOJİLERİ SAN. A.Ş. ünvanlı firmamızda işler durdu! Bu kesintinin şirketimize ve ülkeye
maliyeti
çok yüksek olmuştur” ifadeleri ile anlattı.
“DEPO YÖNETİMİMİZ TAMAMEN DEVRE DIŞI KALDI”
Microsft Ax’ın iki günlük bir süreçte devre dışı kalmasının şirketi hem maddi açıdan hem de müşteriler karşısında zor durumda bıraktığını vurgulayan KADEME Şirketinin Genel Müdürü Kenan Çelik, “Program Birden devre dışı kaldığında, müşterilerden aldığımız yeni siparişlerimizi devreye sokamadık. Önceki siparişler için gerekli hammaddelerin siparişlerini açmak, bu hammaddelerin listesine ulaşmak, tedarikçilerin kimliklerine ulaşmak bizim için imkânsız hale geldi “dedi.
ERP’nin devre dışı kalması ile önceden açılan hammadde siparişlerini karşılamada da sıkıntı yaşadıklarını belirten Çelik, “Hangilerinin giriş kalite kontrol den geçeceğini bilemedik. Dolayısıyla hammaddelerimiz kalite kontrol olmadan giriş yapmak zorunda kaldı. Gelen bu hammaddelerin nerede stoklanacağı, ne zaman ne kadar tüketileceğinin manuel olarak yönetilmesi gerekti. Manuel yönetim gerekli işçi gücünü artırdı.
ERP olmadığında elimizdeki datalar yanlış ve gecikmiş operasyonlara sebep oldu.
Depo yönetimimiz tamamen devre dışı kaldı. Üretimin devam etme zorunluluğundan dolayı manuel yürütülen işlerde oluşan aksaklıklar ve gecikmelerden sonra ERP sistemi tekrar devreye alınmadan önce hatalı yapı üzerine devam edilemeyeceği için tekrar depo sayımı yapmak zorunda kaldık.
Hiç planda olmayan bu sayım maliyet getirdi ve bağlı olan birçok işi sekteye uğrattı
” açıklamasını yaptı.
SORUN YAŞAYAN TEK ŞİRKET DEĞİLİZ
Microsoft tarafından mağduriyet yaşatılan tek şirket olmadıklarını söyleyen Gülen, “Geçen aylarda Microsoft Azure ortamından Office365 hizmeti alan 800 Kullanıcılı bir Şirket
2 gün boyunca maillerine ulaşamamış
, Word dokümanlarını açamamış, Excel’de işlem yapamadığına dair sosyal medyada paylaşımlarda bulunmuştu” dedi.
MİCROSOFT’UN ÇELİŞKİSİ
Microsoft Türkiye yetkilileri, bu konuda faaliyet alanına uygun şekilde, iletişime açık bir anlayışla operasyonlarını yürüttüklerini, bu kapsamdaki konuları da ivedilikle çözüme kavuşturmak için ilgili tüm birimleriyle titizlikle çalıştıkları açıklamasını yapmakla yetindi.
MİCROSOFT’A İHTARNAME
Yaşadıkları sorunlar nedeniyle Nisan ve Temmuz 2018 tarihlerinde iki defa noter üzerinden Microsoft Türkiye Ofisine ihtar çektiklerini söyleyen Hulusi Gülen, “Ancak Ekim 2018 tarihinde bize verilen cevapta, yaşadığımız sorunla ilgili Microsoft Türkiye Ofisi’nin muhatap olmadığı, konunun Microsoft Global’i ilgilendirdiği şeklinde yine noter üzerinden cevap verildi” dedi.
DÖVİZ ARTIŞI İLE GELEN YÜKSEK ZAM
Şirketlerin, belli büyüklüğe ulaştıktan sonra kullandıkları ERP ürünlerini kolaylıkla değiştirmeleri mümkün olmuyor. Global oyuncu ERP yazılımcıları da bunu fiyat politikaların tek taraflı belirlemede çok iyi kullanıyor.
Global markalar lisanslamalarını ve güncelleme anlaşmalarını dolar veya Euro üzerinden gerçekleştirmekteler. Microsoft, lisans satarak kendisine bağladığı müşterilerine, yine
tek taraflı karar vererek
yıllık bakım güncelleme oranını yüzde 14'den yüzde 16'ya çıkardı.
Türkiye’de 2018 yılında döviz kurunun yüksek artış yaptığı bir dönemde Microsoft ürünlerine
yüzde 10 ile yüzde 24 arasında bir zam
uyguladı.
Bu uygulamayla döviz kur artışının zor duruma soktuğu yerli firmalara bir darbe de yabancı ERP markalarından gelmiş oldu.
Fiyat ve hizmet politikalarını tekelci bir yaklaşımla belirlediği eleştirilerine cevap veren Microsoft Türkiye yetkilileri, ülkelerin ilgili yasalarına ve yasal düzenlemelerine uygun şekilde hareket ettiklerini ifade ettiler.
ÇÖZÜM YERLİ YAZILIMDA
Türkiye’nin savunma sanayi, sağlık, otomotiv, tohum gibi stratejik sektörlerde sağladığı desteğin bir benzerini ERP yazılımında da sağlanması bekleniyor. Bütün bu yerli şirketlerin süreçlerini kayıt altına alacak ERP’nin de bir stratejik ürün kabul edilmesini isteyen iş dünyası temsilcileri; Rusya’nın 1C ERP ürününde olduğu gibi devlet destek verilerek yerli bir ERP üretme zamanı geldiğine dikkat çekiliyor. Yerel piyasada küçük büyük birçok
ERP yazılım şirketlerinden bir konsorsiyum oluşturularak yerli ve güçlü bir ERP’nin biran önce yazılması talep ediliyor
.