İnsan faaliyetleri, bilim insanları tarafından belirlenen ekolojik göstergelerin neredeyse hepsinde "dünyanın sağlığının" tehlikeli sınırları aşmasına yol açtı.
Uluslararası bilim insanlarının oluşturduğu Earth Commission tarafından hazırlanan ve bilimsel dergi Nature'da yayımlanan yeni bir araştırmada, 40 bilim insanı, güvenli ve adil dünya sistemi için ölçülebilir sınırlar oluşturdu. Bilim insanları bu sınırları "adalet ve güvenlik sorunu" olarak nitelendirerek 8 göstergede inceledi.
Küresel sıcaklıklar, sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1,2 derece arttı.
İklim değişikliğini önlemek için korunması gereken ekosistemde güvenli ve adil dengenin sağlanabilmesi için gezegenin yüzde 50 ila 60'ının bozulmamış olması gerekiyor. Buna karşın bilim insanları, gezegenin yalnızca yüzde 45 ila yüzde 50'sinin bozulmamış bir ekosisteme sahip olduğu bulgusuna ulaştı.
Çiftlik, şehir ve parklar gibi insan eliyle değiştirilmiş alanlarda bozulmamış ekosistem oranının en az yüzde 20 ila 25 olması gerekirken, değiştirilen bu alanların üçte ikisinin bu hedefi karşılamadığı görüldü.
Nitrojen ve fosfor kullanımındaki eşitsizlik tehlikeli boyutta
Besin döngüleri göstergesinde, ülkelerin nitrojen ve fosfor kullanımı incelendi. Gelişmiş ekonomiler ve dar gelirli ülkeler arasındaki nitrojen ve fosfor kullanımındaki eşitsizliğin tehlikeli boyutta olduğu tespit edildi.
"Bulgularımız oldukça endişe verici"
Earth Commission Eş Başkanı ve çalışmanın baş yazarı Johan Rockström, araştırmaya ilişkin değerlendirmesinde, tüm gezegenin istikrar ve dayanıklılığının riskte olduğu "antroposen" döneminde bulunulduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
- "Bulgularımız oldukça endişe verici. Analiz edilen 5 temel alanda, küresel ve yerel ölçekte birçok sınır zaten aşıldı. Bu, zamanında bir dönüşüm gerçekleşmediği takdirde geri dönüşü olmayan aşım noktalarının ve insan refahı üzerindeki yaygın etkilerin kaçınılmaz olacağı anlamına geliyor. Mevcut ve gelecek nesiller için güvenli ve adil bir gelecek sağlamak istiyorsak, bu senaryodan kaçınmak çok önemli."