Türk bilim insanları, 3. Ulusal Antarktika Bilim Seferi kapsamında kutup biyoçeşitliliğinden canlı bilimlerine, ekolojiden deniz bilimlerine kadar farklı alanlardaki çalışmalarını "beyaz kıta"ya taşıdı. "Bilim ve barış kıtası" diye adlandırılan Antarktika, böylece Türk bilim insanlarının araştırmalarına laboratuvar oldu.
Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kutup Araştırmaları Uyg-Ar Merkezi (PolReC) koordinesinde düzenlenen 3. Ulusal Antarktika Bilim Seferi kapsamında Türk ekibinin kıtadaki seyri devam ediyor.
Antarktika'nın King George Adası'ndan demir alan Türk ekibi, karla kaplı dağlarla buz parçalarının çevrelediği Gerlache Boğazı ile Lemaire Kanalı'ndan geçerek Türk Bilim Kampı'nın kurulacağı Horseshoe Adası'na doğru yol aldı.
Sefer kapsamında, İstanbul Teknik, Karadeniz Teknik, Orta Doğu Teknik, Niğde Ömer Halisdemir, Hitit, Bahçeşehir, Boğaziçi, Ondokuz Mayıs ve İstanbul üniversitelerinin bilimsel araştırma projelerine yönelik çalışmalar yoğunlaştı.
Araştırma projeleri için rotaları üzerindeki deniz sularından, karadan ve kıtadaki canlılardan örnekler alan bilim insanları, Antarktika'nın soğuğunda ve zorlu coğrafyasında araştırmalarını sürdürdü.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Başar, sefer kapsamında iki bilimsel araştırma projesi için kıtadan örnekler aldığını söyledi.
Başar, aldıkları örnekleri belirli şartlarda muhafaza ederek Türkiye'ye analiz edilmek üzere götüreceklerini ifade ederek, buradan elde edecekleri sonuçların bilimsel çalışmalara katkı sunacağını dile getirdi.
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedat Serçe, Antarktika'nın zorlu koşullarına rağmen kıtanın farklı bölgelerinde rapor edilen bitkiler olduğunu bildirdi.
İTÜ Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Burak Karacık, Antarktika'daki insan kaynaklı kirliliği araştırdıklarını söyledi.
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Doktor Öğretim Üyesi Korhan Özkan, kutup ekosistemlerinin yoğun bir değişim altında olduğunu, bu değişime verdikleri tepkileri anlamak için de söz konusu sistemlerin iyi tanınması gerektiğini anlattı.
Kutup ekosistemlerinin tanınmasında besin ağının önemine işaret eden Özkan, "Buradaki amacımız odak ekosistem ve organizmaların besin ağındaki yerini tanımlayabilmek. Örneğin seçilen üreme alanlarında penguen ya da fok kolonilerine uğrayarak buradaki canlıların dışkılarından örnekler alıyoruz. Dışkılarının içindeki DNA kalıntılarından bunların neleri yediklerini daha iyi anlamayı umuyoruz." ifadelerini kullandı.
Deniz Biyoloğu Dr. Selahattin Ünsal Karhan, sefer kapsamında iki araştırma projesinin saha çalışmalarını yürüttüğünü söyledi.
Bu projelerden birinin çevresel DNA metoduyla biyolojik çeşitliliğin araştırılmasına yönelik olduğunu belirten Karhan, "Amacımız Antarktika'nın biyolojik çeşitliğiyle ilgili bilgi dağarcığını zenginleştirmek, veri tabanını genişletmek." dedi.
Karhan, ikinci projelerinde de küçük eklem bacaklılardan bir grubun genetik özellikleriyle ilgili bir çalışma yaptıklarını vurgulayarak, kıtadaki çeşitli noktalarda bu canlılardan örnekler topladıklarını, genetik çeşitlilikler ve popülasyonları arasındaki gen alışverişlerini inceleyeceklerini kaydetti.