Sübye bazı mutfaklarda meze olarak pişirilen bir tür deniz canlısıdır. Mürekkep balığı da denilen sübyenin tüketilmesi midye, kalamar, karides gibi diğer bazı deniz ürünlerinin tüketilmesi gibi merak edilen, araştırılan bir konudur. Peki, sübye helal mi? Mürekkeb balığı da denilen sübye yemek caiz midir? Mürekkep balığı yemek helal mi, haram mı? İslam dinine göre helal olan yiyeceklerin arasında sübye bulunuyor mu? İşte detaylar...
Kuranı Kerim ve İslam alimlerinin görüşlerine göre bazı deniz ürünlerinin restoranlarda servis edilmesi ile merak edilen sorular gündeme geldi. Sübye de mutfaklarda meze olarak tüketilmez üzere pişirilen deniz canlılarından biridir. Peki, sübye yenir mi? Sübye caiz midir?
SÜBYE NEDİR?
Sübye, genellikle kalamarla karıştırılan bir deniz böceği türüdür. Sübye, siyah mürekkep dolu keseleri nedeniyle mürekkep balığı olarak da anılmaktadır. Ahtapota benzeyen sübye kalamar ve Ahtapot ile aynı familyadan deniz ürünleridir.
Ortak mürekkep balığı veya Avrupa ortak mürekkep balığı, en büyük ve en iyi bilinen mürekkep balığı türlerinden biridir. Yazın ve baharı karaya yumurtlamak için harcayan ve daha sonra sonbahar ve kış aylarında 100 ila 200 m derinliğe kadar geçen göçmen bir türdür. Manto uzunluğunda 49 cm ve ağırlığında 4 kg büyürler.
SÜBYE/ MÜREKKEP BALIĞI YEMEK CAİZ MİDİR?
Bilindiği üzere, hayvanlar, yaşadıkları yerler bakımından kara ile deniz hayvanları olmak üzere iki kısma ayrılır. Karada yaşayan hayvanların hangilerinin yenilip, yenilemeyeceği fıkıh kitaplarında belirtilmiş ve ayrılmıştır. Denizde yaşayan hayvanların ise hangilerinin yenilmesinin helal, hangilerinin yenilmesinin haram olduğu konusundaysa mezhepler arasında farklı görüşler bulunur.
Maide suresi, 96. Ayet meali; “Denizde avlanmak ve onları yemek size helal kılındıki; hem size, hem de yolcu olanlarınıza faydalı olsun." denizlerin birer ilahi nimet deposu olduğunu ve insanların onlardan faydalanabileceğini ifade ediyor. Ayeti kerimelerinde, Cenabı Hak, belirli bir kısmını haramlaştırmadan ve diğer hayvanlar gibi kesme şartını koşmadan, bütün deniz hayvanlarının helal olduğunu bildirerek, kullarına kolaylık ve genişliği temin etmektedir. Hatta mümkün olduğu kadar hayvana eziyet vermekten kaçınılması şartıyla, onları yakalamak için insana her şeyi kullanabilme müsaadesini vermektedir.
Yukarıda meallerini verdiğimiz ayeti kerimeden hareket eden Şafii, Maliki ve Hanbeli mezhebi alimlerinin görüşlerine göre, deniz hayvanlarının, yani sudan başka bir yerde yaşayamayan hayvanların tamamı, nerede bulunursa bulunsun, ister balık şeklinde, isterse başka cins ve şekilde bulunsun, helaldir, yenebilir.
Maliki mezhebi hiçbir deniz hayvanını istisna görmezken, Hanbelî mezhebi yılan balığını habis saydığı için; Şafii mezhebi de yengeç, kurbağa ve timsah gibi hem denizde, hem karada yaşayan hayvanların etinin yenilmesini haram sayar. Hanefi mezhebine göre ise, denizde yaşayan ancak balık suretinde olmayan hayvanlarının etlerini yemek haramdır. Buna göre, daimi suda yaşayan, suda barınan hayvanlardan her çeşit balıketi yenilebilir. Kalkan balığı, yunus balığı, sazan balığı, yılan balığı bu hükümdendir. Fakat diğer su hayvanları caiz değildir. Istakoz, Midye, İstiridye ve yengeç gibi hayvanların yenilmesi helal olarak kabul edilmemekte, haram sayılmaktadır.
Bu hükme göre, midye, istiridye, kalamar gibi deniz hayvanları Şafii, Maliki ve Hanbelî mezheplerine göre yenilebilirken, Hanefi mezhebine göre yenilmemektedir. Hanefi mezhebinin haram saymasının nedeni, bu çeşit hayvanların gerek genel görünüşü, gerekse yenen kısımları itibariyle hoş olmaması, çirkin ve pis sayılmasıdır.
Kalamar, ahtapot, mürekkep balığı bunların hepsi yumuşakçalardan ve kafadanbacaklılar sınıfındandır.
Hanefi mezhebine göre midye ile aynı hükme tabi olduğundan mürekkep balığı (sübye) yemenin caiz olmadığı anlaşılmaktadır.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.
