O, BİR EFSANE

FİKRET ERTUĞRUL
00:009/05/2000, Tuesday
G: 22/01/2014, Wednesday
Yeni Şafak
O, BİR EFSANE
O, BİR EFSANE

Uzakdoğu filmleriyle başlayan karate sevdası, Haldun'u 5 Dünya ve 7 Avrupa şampiyonluğu ile zirveye taşıdı

Karatenin Altın Çocuğu ile teri kurumadan konuştuk

O Türk karatesinin altın çocuğu. Kariyeri sayısız şampiyonluklarla dolu bir isim. Henüz 29 yaşında olmasına rağmen 5 dünya, 6 Avrupa şampiyonluğu kazanan Haldun Alagaş, önceki gün sona eren Avrupa Karate Şampiyonası'nda madalya koleksiyonuna bir altın daha kattı.

Şampiyonluk zor iş!

Haldun'la görüşmek için Milli takımın kamp yaptığı C Motelleri'ne gidiyoruz. Bizi karşılarken biraz aksıyor. Daha geçmiş olsun demeden, "Rakipler tatemide durduğu gibi durmuyor. İnsan şampiyonluğun coşkusuyla maçtan sonra farkedemiyor. Ancak sabah yataktan kalkamıyor" diyor. Elleri ve yüzündeki hafif şişlikler ne demek istediğini anlatıyor.

Biraz fazla mütevazi

Minikler ve gençlerde kazandığı madalyalar dışında tam 5 kez Dünya, 7 kez de Avrupa şampiyonu olmuş biri için fazla mütevazi. "Bunu çoğu insan bilmez" diyor, Türkiye'nin karatede, ilk Avrupa, ilk Dünya ve ilk Akdeniz Oyunları şampiyonu Haldun Alagaş'mış. Türkiye Genç Takımı'ndayken, büyüklerde Dünya şampiyonluğunu kazanan da O.

Git-gel İzmit 1 saat

Evi İzmit'te ve her gün İstanbul'a idmanlara geliyor. "Zor olmuyor mu?" diye soruyoruz? "İzmit'te çalışma imkanımız yok. Bir anlamda mecburuz" diyor. Karateye 80'li yıllardaki Uzakdoğu filmlerinden etkilenerek başlamış. "Bizim zamanımızda ne salon, ne de böyle imkanlar vardı. Ancak, çok fazla istekliydik" diyor Haldun. Şampiyon Haldun'a herkesten çok emeği geçen eski hocası Muzaffer Soydaş'ın onun için ayrı bir yeri var. "Hala sürekli olarak görüşürüz. Bana çok emeği geçti. Bildiğim şeylerin çoğunu ondan öğrendim" diyor.

Tayyip Erdoğan'ın yeri ayrı

Lisansını ferdi olarak çıkarmış. Sonra İzmit'teki ilk kulübü Samuray Spor Kulübü. Ardından 1995'te İstanbul Büyükşehir Belediyespor Karate Takımı'na geçiş. Hala aynı kulübün kaptanlığını yapıyor. Eski İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Büyükşehir Belediyespor'un eski şube sorumlusu Mehmet Atalay'ın O'nda ayrı bir yeri var. "Büyükşehir'e gelene kadar amatör bir karateciydim. 1995'ten sonra bana çok şey verdiler. Maddi manevi hiç bir şeyimi eksik etmediler. İnsan, kendisini böylesine karşılıksız destekleyen insanların olduğunu düşününce kendini başarıya mecbur hissediyor. Büyük başarılara imza attık Büyükşehir'le. Avrupa, dünya şampiyonlukları yaşadık".

"Bu kadar başarıdan sonra kendini doymuş hissediyor musun?" sorumuza ilginç bir cevap veriyor. "Daha 29 yaşındayım. Önceden 35 yaşında bırakırım diyordum. Şimdi 38'ime kadar sürdürmeye karar verdim. Biz de heyecan bitmez" diyor. Zaten, aldığı madalyanın zevkini çıkaramadan yeni turnuvaların hesaplarına başlamış. İki hafta sonra Hırvatistan'da özel bir turnuvaya katılacak. Haziranda ise, Kulüpler Avrupa Şampiyonluğu var.

Hiç bir rakipten korkmadım

Bugüne kadar hiç bir rakibinin önüne korkarak çıkmamış. "Bence başarılı olmamdaki en büyük etkenlerden biri bu. Özgüvenim çok fazla. Maça çıkarken. Kim olursa olsun kendimi kazanmaya şartlandırıyorum" diye konuşuyor.

Eli dursa, ayağı durmuyor

O meşhur sol ayağını soruyoruz: "Ben enteresan biriyim. Yemek yerken sağ elimi, basketbol oynarken sol elimi, futbol oynarken sağ ayağımı, karatede ise sol ayağımı kullanıyorum. Sol ayağımı güçlendirmek için özellikle çalıştım. Benim en büyük silahım sol ayağım" derken O'nun çok yönlü bir sporcu olduğu da anlaşılıyor.

Tatlı hastası şampiyon

Yemek muhabbeti açılınca laf dönüp dolaşıp Haldun'un "tatlı" sevdasına geliyor. Hiç yemek ayırmazmış ancak, tatlıların O'nda ayrı bir yeri var. "Yemekte ne var?" diye hiç sormaz, "Hangi tatlı var?" diye sorarmış. Favori tatlısı ise "Sütlü Nuriye".