Yaklaşık 4 sezondur Gaziantep FK formasıyla başarılı işlere imza atan kaleci Günay Güvenç, Fanatik'ten Ömer Necati Albayrak'a konuştu.
Beşiktaş'a geliş sürecinden, milli takıma seçilmeme durumuna kadar birçok konu hakkında konuşan 31 yaşındaki file bekçisi, çapıcı açıklamalarda bulundu.
Futbola nasıl başladığını anlatan Günay, "Çocukluğuma dair aklıma gelen ilk gelen şey top. Okula giderken, konsere giderken, misafirliğe giderken. Hep aynıydım. Kolumun altında hep bir top vardı. Hayatımda top olmayan bir gün dahi hatırlamıyorum. 7 yaşımda futbola başladım. Kaleci olarak başlamamıştım. Okulda ders aralarında 5 dakika teneffüs olurdu. 45 dakika ders boyunca o 5 dakika topumla buluşabilmeyi düşünürdüm hep. Futbolcu olabilmek büyük fedakârlıklar gerektiren bir şey. Çocukluğunuz, gençliğiniz. Her şeyden fedakarlık yapmak zorundasınız. Arkadaşlarınız gezerken, tatillerdeyken, eğlenirken siz hep çok küçük yaşlarda bir disiplin içinde yaşamalısınız. Sözün özü; benim hikayem yusyuvarlak bir toptan ibaret. Forvet olarak başladım ama kaleciliğe de yeteneğim vardı. Bir hafta forvet oynayıp 2 gol atıyordum, sonraki hafta kaleye geçip maç kurtarıyordum. Böyle ilginç bir hikayem var" dedi.
Beşiktaş'a transferinin nasıl geliştiğini anlatan 31 yaşındaki kaleci, "Almanya'da oynarken A2 milli takımımızın hocası gelip beni izlemişti. Beğenmişti, Fransa'da bir turnuva vardı, oraya çağıracaktı. Turnuvaya iki hafta kala dirseğim çıktı. Benim için büyük bir hayaldi Türkiye Milli Takımı'nda oynamak. Ancak geri dönebilmem tam 9 ay sürdü. Yıkılmıştım... 9 ay sonra geri döndüğümde milli takım için yine geldiler. Bu kez Katar'da bir turnuva vardı. Oraya gittim. Gökhan Keskin hocam beni Beşiktaş 'a önermiş ve transferim gerçekleşti. Sakatlanmadan önce gitsem belki Fransa'daki turnuvaya, kötü oynardım ve unutulur giderdim. Ancak o sakatlık benim için aslında hayırlı bir şeymiş" ifadelerini kullandı.
Gösterdiği performansın karşılığında bir değer görmediğini belirten tecrübeli file bekçi, "Kamuoyunda ilk kez bu kadar ismim kullanılıyor bu sezon. Benim için 'hak' kelimesi çok önemli. Dinimizde de ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Ben bu sezon hak ettiğimden daha az ilgi gördüğümü düşünüyorum. Bunda takımla istediğimiz başarıyı elde edememenin de katkısı var mutlaka. Takım biraz daha yukarılara oynasa daha farklı olabilirdi belki. Ancak bu sezon özellikle son Milli Takım tercihlerinden sonra hakkımda çok güzel şeyler duyuyorum. Hak olarak ama o değeri görmediğimi düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Milli takıma seçilmediği için hayal kırıklığı yaşadığını anlatan Günay, "Daha önce Milli Takım için çağrılma potasına girmiştim. Çağrılmadım... Bu son kadroda olmamam beni hiçbir zaman bu kadar yaralamamıştı. Özellikle Stefan Kuntz'un bir cevabı var benle ilgili. 'Kısa vadede performans veren herkesi çağıramam' dedi. Bu demek oluyor ki Türkiye'ye gelmeden önce beni tanımıyordu, halen de tanımıyor. Çünkü ben burada 4.5 senedir 160 maç yapmışım. Bunların verileri de var. Sadece kurtarış yüzdem değil, topu oyuna sokma, oyun kurma ve daha birçok parametre. Orada da ilk 2'deyim. Herkes açıp bakabilir. Özellikle de bu periyotta Milli Takım’a verebileceğim birçok şey varken tecrübemle... Fazla detaya girmek istemiyorum ama özellikle maç Gaziantep'teyken çağrılmamak çok üzdü beni. Kadro açıklanmadan 2 gün adeta vakit geçmedi benim için" ifadelerini kullandı.
Beşiktaş'ta neden kalmadığını da aktaran başarılı kaleci, "Beşiktaş'ta ben oynarken Şenol Güneş geldi, yabancı kaleci istedi. Her hoca başarılı olmak ister. Sergen hoca da başarılı olmak istiyordu ama Ersin'everdi kaleyi ve başarılı oldu. Bende biraz daha farklıydı. Bilic zamanı 1. kaleciydim, sonra Şenol hocadan o güveni alamadım. Şampiyon olduk o sezon ama ben kulüpten gittim. Bunlar hepsi var futbolda hoca güvenmeyebilir. Ancak o dönem demek ki Sergen hoca gelmiş olsaydı ben belki şu anda Beşiktaş'ta kaptandım hâlâ. Şans faktörü de önemli futbolda. Livakovic mesela Zagreb'de oynuyor. Sonuçta iyi kaleci olsa da bugüne kadar büyük takım yapamadı ama Dünya Kupası'ndaki 1 aylık performans onu bambaşka bir yere getirdi. Bir an vardır, onu yakalarsın ve yürürsün" değerlendirmesini yaptı.
Kariyerinin nasıl şekilleneceği hakkında da konuşan tecrübeli eldiven, "Gaziantep'i daha yukarılara taşımak istiyorum. Önümde kariyerimdeki bir sonraki adım var. 31 yaşına girdim. Bu yaştan sonra da bir yol belirlemem lazım. Avrupa'ya gitmek dersem belki biraz abartılı olur ama Avrupa'da oynayan bir takımda yer almak, oralarda oynamak ve kendimi göstermek istiyorum. Geleceğe dair en çok yoğunlaştığım konu bu. Kendimle ilgili bir karar vermem lazım. Bu dediğim burada Gaziantep'te de olabilir. Potansiyel var. Bir sonraki adımımı kafamda çok düşünüyorum" dedi.
Galatasaray seni istese gider misin sorusuna da yanıt veren Günay Güvenç, "Şu anda Gaziantep'in oyuncusuyum. Bu soru bu yüzden çok zor. Ancak şunu söyleyebilirim ki; bana en çok ilgiyi Galatasaray taraftarı gösteriyor. Galatasaray'ın stadında oynarken o kadar ıslık ve küfür yiyorum ama en sonunda çok güzel mesajlar alıyorum sosyal medyadan. Demek ki bir şeyleri doğru yapıyorum. Futbolda asla demem hiçbir zaman. Antep'te mutluyum. Bir hedefim var, en içten dileğimle onu burada yaşamak istiyorum ama ne kadar olacak o önemli. Ben açım, açım yani. Başarıya açım. Kendimi beğendiğim için değil ama kariyerimde hep bir hedefe gittim. O yüzden böyle hedefsizlik beni agresif yapıyor. Tabii ki kümede kalmak da bir hedef ama ben başarıya açım... İnşallah bunu da takımımızla göstereceğiz" ifadelerini kullandı.