Uygun, kişisel internet sitesinde 'Susmak ama nereye kadar?' başlığıyla yer alan yazısında, son günlerde yaşananlara yönelik duygularını okuyucularıyla paylaştı. Uygun, yazısında şunları kaydetti:
'Yazmakla, söylemekle üstüne üstlük bir de konuşma olmuyor hiçbir şey. Her şey yaşamakla oluyor, yaşamakla başlıyor, nihayetlendiren bile yaşamak oluyor. Uzaktan ahkam kesip, üstüne bir de şehir efsanesi uydurup kendiniz de inanıyorsunuz, tüm gerçekler bir anda o oluyor. Savunma hakkını vermeyerek, telaşlı kör dövüşlerinde ringe soktuğunuz boksörün yediği her yumruk mutlu ediyor sizi. Onun her darbede hissettiği acıyı siz tarif edilemez bir mutluluk hazzıyla yaşıyorsunuz. Değil mi? Yıllar yılı o masallarla büyüttük kendimizi. İki başlı yılan, insan başlı at. Latincelerini bilmiyorum, isimleri nelerdir bilmiyorum ama her gün görüyorum nicelerini. Masumiyet kisvesinde, en şehvetli dokunuşlarla ördüğü elbiseyi sırtına sarıp, sokak aralarında bile unutulmaya başlayan argodan uzak, ahlaksızla eşdeğer kelimeleri dağarcığınıza biriktirip, tüm öfkesini kusa kusa giden silahlar. Sizin zararınız kime? Bana mı? Hiçte öyle olmadığını en az sizler kadar biliyorum ben. Bülent Uygun adam olsa size fayda mı sağlayacak, olmasa size zarar mı verecek. Adamlığım size sağladığım faydayla mı tartılacak. Ya da sizin estirdiğiniz rüzgara yelken açtığımda mı? Eğer öyleyse sizin istediğiniz gibi bir adam olmamayı tercih ederim, ne sizin giydiğiniz elbiseyi giyerim, ne o elbise üzerimdeyken, yol kenarında beklediği avını tuzağa sokmak isteyen kirli bir avcı olurum.
'Söylenecek her şeyi söylemem, konuşacak her şeyi konuşmam, bilirim ki susmak da bir erdem' diyen Uygun, 'Ama insanım, sustuğum kendime zarar, konuştuğum sizlere. Konuşacak çok şey var ama söylenecek ne kadar ki?' ifadesini kullandı.
'Bir futbol hocasın mutluluğuna futbolcusu da yönetimi de taraftarı da ortak olmalı. Birinin kalbi mutluluğa çırparken, diğeri tekliyorsa ritm bozukluğu olmaz mı? Başarının tek paydası; kalplerin aynı ritmde dansında yazılıdır. Emek veren, alın teri dökenler, sınıf mücadelesine sokulup birileri diğerinden üstün tutuluyorsa, onlara hamilik yapanlar sarsılmaz mı, sendelemez mi? Birilerine gözdağı vermek için, adeta gücün kimde olduğunu göstermek adına 'İstersek yaparız' edasıyla 'bana rağmen' davranışları belki o adamlığıma söz söyleyenler kaldırabilir de ben kaldıramam. İnanılması zor olan, kaldıramadıkları alışılagelmiş olan, biz kovarsak istifa edersin anlayışına itiraz olan 'ben istersem istifa ederim'dir. Kimseye huzur batmaz. Bana hak verenlerin bildikleri nedenler, bilmediklerinin yanında konuşulmaz bile. Basına çıkıyor bu sebepler, okuyorsunuz, görüyorsunuz. Ön yargılı değilseniz, haklı diyorsunuz. Ama geçmişte zihninizde oluşturulan Bülent Uygun silueti daha net ve şeffaf bir karar verebilmenizin önüne perde çekiyor. O perdenin dağılması içinse benim ve sizlerin zamana ihtiyacı var. Klasikleşen, ilk hocayı kovalım anlayışı yıkılmadıkça, o perdelerin kalkması kolay değil, hep farklı olmam gerektiğini bildiğim için hep ilklerin mücadelesini yaptım, varsın o da ilk olsun. Sizin isyanınızda, koyan da budur, nasıl oldu da bize kovma zevki yaşatmadı.'
'Bundan bir yıl önce söylediğim bir söz vardı, harfini bile değiştirmeden koyuyorum. 'Benim için bu kavga hiçbir zaman bitmedi, bitmeyecek. Biliyorum ki, hep Don Kişot'u olduğum bu kavganın yel değirmenleri de tükenmeyecek' Tek hedefim var başarılı olmak, sonrasına bir şeyler bırakabilmek. Artık önümüze bakacağız. Çünkü geçmişe takılanlar, geçmişte yaşamaya mahkumdurlar. Ne pranga taktıracağız misyonumuza, ne de pranga takacağız. Büyük bir camianın içerisindeyim artık, yıllarını vermiş köklü bir kulüp, o vizyon ve felsefe sürdükçe ben de başarılı olmanın gayreti içinde olacağım. Mücadelem doğru, inanıyorum ve inandığım yoldayım. Bir şeyler ters gidiyorsa, doku uyuşmuyorsa, organların birbirine daha fazla zarar vermesini beklemek kime ne fayda sağlar? Herkesten çok biliyorum şu anda benim ve takımımın taraftarın desteğine ihtiyacı var, insansınız, size zarar vermek adına kulübünüzü de yönetiminizi de yıpratıyorlar. O desteği gerçek anlamda Eskişehir taraftarının vereceğinden şüphem yok. Tüm takımların taraftarları gibi onlar da en iyisine layık. Çünkü başarının bir anahtarı da onlarda.'