Bugün kendimle gurur duyduğum anlardan birini yaşadım ve gerçek bir abla gibi davranıp kardeşimin en kötü gününde yanında oldum. Aslında yaşadığımız olayın gerçekten kötü olup olmadığı tartışılır, sonuçta eminim ki ben de dâhil olmak üzere her çocuğun başından bu olay geçmiştir.
Ama biliriz ki o anı yaşarken bir başkası tarafından yaşanıp yaşanılmaması düşünülmez, içine düşülen utanç duygusu sanki dünyadaki en ayıp şeyi yapmışız da geri dönüşü yokmuş gibi hissettirir. Sadede gelecek ve olayın en başından başlayacak olursak, pazar gününün en erken saatlerinde, yani Ali'nin asla uyanık olamayacağı saatlerde odasından sürekli tıkırtı sesleri geliyordu. Odası benim yanımda olduğu için de durumu evde ilk ben fark ettim. Başta her zamanki yaramazlıklarından biriyle uğraşıyordur diye önemsemedim; ama sonradan bu tıkırtılar arasında ağlama sesleri de gelmeye başladı. Dikkatlice kulak verdim, Ali gerçekten ağlıyordu. Hemen kalkıp yanına gittim:
-Ali ağlıyor musun sen?
-Hayııırr!!!
-Ama ağlıyorsun, ne oldu?
-Hiiiç, bir şey olmadı, gelme yanıma, ayrıca ağlamıyorum, gözüme çöp kaçtı.
Akrasifliğinden anladığım tek şey Ali'nin gerçekten kızdığı bir durum yaşanmıştı, yanına gittim, bu sefer daha da rahatsız oldu.
-Gelme yanıma, yaklaşma demiştim, yalnız bırak beni .
Ali'yi sakinleştirmem gerektiğini anladım ve o ne isterse onu yaptım.
-Tamam gelmiyorum, annemi çağırmamı ister misin?
-Hayııııır…
-Kötü bir rüya mı gördün yoksa, biliyor musun ben rüyalarımdan çok etkilenirim, eğer gerçekten kötü bir şey yaşamışsam uyanınca da ağlamaya devam ederim.
- Evet, rüya gördüm, hem de çok kötü.
- Nasıldı, korkunç şeyler mi oldu?
-Hayır, hiç de korkunç bir şey yoktu.
-Eee, neden kötü o zaman?
- Kötü, çünkü rüyamda tuvalete gitmiştim.
-Eeeee..
-İşte tuvaletimi yaptım..
- Ne var bunda kötü olan?
- Oooff oooff … Anlasana abla, bir uyandım her yer ıslak.
- Nasıl yani ?
- Git odamdan ya, altıma kaçırmışım işte, şimdi hepiniz benimle dalga geçeceksiniz…
Bu anda Ali gerçekten haklı bir sinirlilik gösterdi; çünkü anlamama konusunda inatla diretiyordum; ama Ali'nin bunu yapmış olmasına hakikaten inanamadım, çünkü küçük yaşlardan beri bu konuda onun hiçbir olayını duymamıştım. Ne yapmam gerektiği konusunda hemen düşündüm ve öncelikle Ali'yi teselli etme yolunu seçtim, çünkü Ali epey utanmıştı. Benim başımdan geçen benzer olayı da kendini yalnız hissetmesin diye anlattım. Üstelik ben onun yaşından daha büyük bir dönemimde bir sabah kalktığımda aynı korkunç manzarayla karşılaşmıştım ve inanılmaz utanmıştım. Ali hala yüzüme bakmasa da beni dinlediğinden emindim.
-Sonra ne yaptın peki abla?
-Önce üzerimi değiştirdim, senin de öyle yapman lazım, o halde durman çok gereksiz Ali, çocuklar bazen böyle şeyler yapabilir.
-Ben çocuk değilim; ama artık büyüdüm.
-Biliyorum; ama kaza olmuş, sana anlattım benim de başımdan aynı şey geçti.
-Sen şimdi annemlere de söylersin, hepiniz benimle dalga geçeceksiniz.
-Hayır Ali, geçmeyiz, hem anlattım sana her çocuğun başından geçebilir bu, sonuçta benim de geçti.
-Lütfen abla, annemlere söyleme, hele babam benim bu halimi görmemeli.
-Gereksiz bir düşünce ama çok ısrar ediyorsun, o zaman söylemem. Sanırım bu durumun üstesinden annemsiz gelebilirim, önce kalk bakalım yataktan…
Önce Ali'yi, sonra da yatağı temizledik, benim akıllı annem her zamanki tedbirliliğiyle bu durumların olma ihtimaline karşı yedek çarşaflarla önlem almış. Bu durumda işimiz daha da kolay oldu, sadece kirlenen çarşafları makineye attık. Ve yeni çarşafları serdik. Ali bu olayın duyulmaması için o kadar sessiz ve hızlı davrandı ki her şey kısa zamanda halloldu. Ben de annemlere söylemeyeceğime dair söz verdim; ama yıkanan çarşafları ve kıyafetleri açıklama konusu Ali'ye kalacaktı. Hiçbir şey olamamış gibi ailece oturduğumuz kahvaltı da Ali çok mutluydu. Kahvaltıdan sonra kardeşim anneme nasıl bir açıklama yaptı bilmiyorum; ama annemin şu cümlesinden her şeyi anladığı belliydi:
'Sabahleyin neler karıştırmışsınız anlamadım sanmayın; ama kardeşin onun yanında olmandan çok mutlu olmuş Ayşegül, iyi bir kardeşlik örneği göstermişsin, ayrıca kendimle de gurur duydum, çok becerikli bir kız yetiştirmişim.'
İyi bir abla, iyi bir evlat… Daha ne olabilir ki mutlu bir pazar için…
Yazar: Aydın Bodur
Yayınevi: Dipnot Yayınları
Yaş grubu: 10 ve üzeri
Kitabımızda Dicle ile Fırat'ın arasındaki topraklarla Nil'in çevresindeki topraklara dair mitolojik öykülere yer verdik. Seçtiğimiz söylenceleri yazıya dökülmüş olanlardan seçtik. Mezopotamya'daki Tiamaş ile Anu'nun Varoluşa dair en eski hikâyelerini kil tabletlere yazılmış çivi yazılarından öğrendik.
Devlet Tiyatroları Çocuk Oyunu
(3 yaş ve üzeri)
Sevgili tiyatro sever arkadaşlar! Sihrin ve sihirbazların dünyasına girmeye ne dersiniz? Peki, bunun yolunun arkadaşlıktan geçtiğini biliyor muydunuz?
Kubilay Tuncer'in yazıp yönettiği ve oynadığı oyunda, Aybar Taştekin, Onur Akgülgil, Başak Özyönüm ve İnci Bademsoy rol alıyor. 3 yaş üzeri çocuklar için keyifli bir oyun.
Daima keşfedilecek bir şey vardır! En iyi bildiğinizi sandığınız yerde bile!
Mekan: Antrepo 5
İlçe: Beyoğlu
Adres: Sanat Limanı Meclis-i Mebusan Caddesi, Liman İşletmeleri Sahası Antrepo No:5 - Tophane
Telefon: (212) 243 90 74
Web: http://www.istanbul2010.org
“ Değişiyorum Farkında mısın? “ konseptiyle “DEĞİŞİM” temasını işleyen bienale çocuklar ve gençler; resim, heykel, seramik, fotoğraf, düzenleme, video, müzik ve sahne performanslarıyla katılıyor. Daha farklı birçok performansın gerçekleşeceği bienal 25 Aralık'a kadar devam edecek. Atölyelerle çocukların ve gençlerin sanat üretiminde bulunacağı atölye çalışmaları ile de zenginleşecek.
Yazarı: MAVİSEL YENER
Yayınevi: TUDEM EĞİTİM HİZMETLERİ
Yaş grubu: 9 ve üzeri
Uzay zamanda gizli mavi bir zaman dilimine gitmek ister misiniz? Sırlarla örülü o zamanı merak ediyorsanız Mavi Zamanlar'ın yolculuğuna siz de katılın.
İlköğretim okulları arasında düzenlenen öykü yarışmasında derece alan dört gencin ödülü, "arkeolojik kazı alanında bir haftalık tatil" dir. Bu tatili geçirecekleri bölge Bergama bir su kenti olan Allianoi kazı alanıdır.Bütün gizemli ve heyecanlı olaylar da burada geçer.