Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine destek veren İsveç yaklaşık 1 ay sonra AB dönem başkanlığını devralıyor. Başkanlık süresi 1 Temmuz'da dolacak olan Çek Cumhuriyeti kendi iç sıkıntılarıyla uğraşmaktan başkanlık hedeflerini gerçekleştiremedği gibi Türkiye konusunda da olumlu bir çaba göstermedi. Şimdi Türkiye'yi yeni bir 6 aylık 'çalışma' dönemi beklerken İsveç'ten sürecin verimli geçeceğine dair ilk açıklamalar geldi. İsveç'in Dışişleri Bakanı Carl Bildt, Fransa ve Almanya'nın Türkiye karşıtı söyleminin Avrupa'nın gelecekteki 'güvenliği' açısından tehlikeli olduğunu söyledi.
Dönem başkanlığı ile ilgili planları hakkında Alman Deutsche Welle kanalına açıklamada bulunan İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, Sarkozy ve Merkel'e ateş püskürdü. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin "Avrupa'nın belli sınırları olmalıdır!" ifadesine "Sınırları çizmek tehlikelidir!" karşılığını veren Carl Bildt, bunu şu şekilde gerekçelendirdi: "Biz kabaca Avrupa'nın neresi olduğunu biliyoruz. Ama Avrupa'daki bazı ülkeler birliğe giremez derseniz, o zaman bu ülkeleri milliyetçi bir gizgiye itmiş olursunuz. Bu tehlikeli bir yaklaşımdır. Çünkü bu ülkelere, 'başka yere gidin' diyorsunuz. Bu başka yer ise Avrupa'nın bütününe zarar getirir."
Bildt'in belirttiğine göre dönem başkanlığı süresince Ankara ile en az iki müzakere başlığı açılması hedefleniyor. Ancak Bildt, önümüzdeki altı ayda, Kıbrıs ile limanlar sorununun çözümlenmemesi durumunda, diğer müzakere başlıklarının açılmasının da bir anlamı olmayacağını belitti.
İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt Avrupa Birliği sürecinin devamı için 'Türkiye'nin halletmesi gereken en önemli sorunun şuan için Kürt sorunu olduğunu söyledi. "Birden çok konu var." diyen Bildt şu açıklamaları yaptı: "Birkaç gün önce Kürt sorunun birinci öncelik olduğunu gördüm. Bu konuda ilginç gelişmeler olabilir. Ortaklık Konseyi'nde de tabi bütün bu konular bir bir masaya geldi." "Ergenekon'dan neden hiç bahsedilmiyor"
sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Çünkü bu konu Türkiye'nin iç meselesi. Tabii ki bu konuyu yakından takip ediyoruz. Ancak bu konu, Avrupa Birliği ve Türkiye arasında resmi bir tartışma konusu olamaz. Ergenekon'a referans yapıyoruz ama müzakerelerimizin bir parçası değil. Şu ana kadarki bulgular çok 'tehlikeli olayların' cereyan etmekte olduğunu gösterdi. Bize göre Türkiye'de bunun üzerine gidilmesi, sonuç ne olursa olsun, bizim açımızdan çok önemli."