Osmanlı padişahlarının sır gibi sakladığı minyatürler

Aa
00:0018/11/2010, Perşembe
G: 18/11/2010, Perşembe
Yeni Şafak
Osmanlı padişahlarının sır gibi sakladığı minyatür
Osmanlı padişahlarının sır gibi sakladığı minyatür

Minyatür sanatçısı Taner Alakuş, Osmanlı padişahlarının sır gibi sakladığı minyatürleri örnek alıp ortaya çıkardığı eserlerle bu sanatın geçmişten geleceğe taşınmasına katkı sağladı. MSÜ GSF öğretim görevlisi ve minyatür sanatçısı Alakuş: "Minyatür kütüphanelerden, kitapların arasından alınıp binaların iç mekanlarını süsleyen bir kültür haline getirildi"

Mimar Sinan Üniversitesi (MSÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) öğretim görevlisi ve minyatür sanatçısı Taner Alakuş, Osmanlı saraylarında padişahların özel kütüphanelerinde sır gibi saklanan minyatürlere ulaşıp yeni eserleri ortaya çıkararak, geçmişten geleceğe taşınmasına katkı sağladı. İstanbul Fatih'teki Kariye Müzesi'nin yanında bulunan iki katlı tarihi evi restore ettirerek, minyatür dalında öğrenciler yetiştiren ve sergiler açan Alakuş, yaptığı açıklamada, dünyada koleksiyonerler ve sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği minyatür eserlerin, kendine has tekniğiyle farklı şekilde yorumlandığını bildirdi. Minyatür sanatının şimdiki durumu ve geçmişteki konumunun çok farklı olduğunu belirten Alakuş, şöyle devam etti: "Geçmişteki minyatür sanatı ile bu günkü minyatür sanatı tamamen farklıdır. Geçmişte minyatür bir belge niteliğindeydi, şimdi ise bir sanat boyutuna geldi. O yüzden minyatürün dün ve bu günkü kültür hayatımızdaki yeri keskin bir bıçağın sırtı gibi ayrıdır. Yani eskiden minyatür, padişah mahremiyetinde bir saray sanatıydı. Sadece padişahın hayatıyla ilgili konular işlenir ve padişahın özel kütüphanesinde saklanırdı. Normal bir vatandaşın buna ulaşma imkanı kesinlikle yoktu. Ancak günümüzde minyatür, kendine has tekniği olan bir sanat dalıdır. Minyatür kütüphanelerden, kitapların arasından alınıp binaların iç mekanlarını süsleyen bir kültür haline getirildi."


TEZHİP EĞİTİMİ ALDI, MİNYATÜR SANATÇISI OLDU

Alakuş, Osmanlı sarayında padişahların özel kütüphanelerinde saklanan ve halkın ulaşamayacağı minyatürün, günümüzde bir sanat dalı olarak binaların iç mekanlarını süslediğini ifade etti. Kariye'deki atölyesinde yeni minyatür eserler üretip öğrenciler yetiştirdiğini anımsatan Alakuş, kendisi ve öğrencilerinin eserlerini sergiledikleri sanat merkezine yabancı turistlerin yerlilere göre daha fazla ilgi gösterdiğini söyledi. Bir sanat merkezi olarak şekillenen atölyesi ve sergi salonundan oluşan binanın sonraki yıllarda minyatür sanatının kalbinin atacağı bir merkez olacağına inandığını ifade ederek, "Sanat aşkıyla tezhip alanında eğitimimi sürdürürken, müzelerde gördüğüm minyatür eserlerle öğrenci harçlığımı çıkarmak için uğraşmaya başladım. Kapalı Çarşı için küçük minyatürler yaparken, minyatürün keyfini keşfettim. Bu noktadan sonra tezhipten minyatüre yöneldim" dedi.