Galatasaray Odeabank'ı Eurocup şampiyon yapan Ergin Ataman, yenisafak.com Spor Servisi'nden İbrahim Demir 'in sorularını yanıtladı. Sarı kırmızılıların şampiyon koçu, şampiyonluk sürecinden, gelecek sezonki hedeflerine, futbol takımının başına geçme planlarından, Galatasaray başkanlığına kadar pek çok konuda samimi açıklamalar yaptı.
Galatasaray Başkanlığını düşünen ve Final Four'da Fenerbahçe'yi destekleyeceğini söyleyen Ergin Ataman'ın Yeni Şafak'a özel yaptığı açıklamalar şöyle…
Uzun yıllardır Euroleague'de antrenörlük yapan birisiyim. Galatasaray ile de iki sezon önce Euroleague'de çeyrek final oynadık. Oynadığımız her sezonda da TOP 16 oynayan bir takım hüviyetindeydik Galatasaray olarak. Tabi ki yeniden Eurocup'a dönüş olunca bizim için yapılabilecek tek başarı vardı, o da Eurocup'ı kazanmak olabilirdi. Sezon başındaki bütün planlamamızı bunun üzerine yaptık. Takımı oluştururken bir tarafta Türkiye Ligi'nde bizden çok daha yüksek bütçeli takımlarla şampiyonluk mücadelesine girişecek, aynı zamanda da Eurocup'ta şampiyonluk hedefleyecek bir takım kurmak için planlama yaptık. Ben tecrübeli bir antrenörüm bu konuda, Kasım ayının başıydı 1. Ya da 2. Eurocup maçının başıydı. 'Biz bu takımla bu kupayı alacağız' dedim. Bunu söylerken kurduğumuz takıma olan inancım, hazırlık döneminde ve başlangıçta gördüğüm basketbol kalitesi bana bu inancı getirdi. Ondan sonra da yolumuza devam ettik. Nitekim de Eurocup boyunca da Eurocup'ın en iyi basketbol oynayan en istikrarlı takımı görüntüsünü verdik. Aslında her maçın kendine göre zorluğu var. Bayern Münih çok iyi bir takımdı. Onlar da Euroleague'den gelmiş, orada son anda TOP 16'ya giremeyip buraya gelmişlerdi. Biz ilk maçta deplasmanda 10 sayı fark kaybederek buraya geldik. Bayern Münih gibi bir takımdan 10 sayıdan maçı çevirmek kolay bir iş değildi ama bunu gerçekleştirdik Abdi İpekçi'de. Gran Canaria maçıysa çok dramatik bir maçtı. Gerginlik derecesi, 14 sayıyla kazanıyorsun. Son saniye basketiyle bir anda 16 sayı geriye düşüyorsun elenmiş durumdasın. Orada mola alıyorsun, son topu kullanıyorsun. Son topta basketi bulup uzatmaya gidiyorsun. Orası korku filmi gibiydi. Maçın son periyodu korku filmiydi adeta. Ben finaller oynadım, Final Four oynadım, şampiyonluklar kazandım ama ilk defa böylesine gergin br maçtan çıkmıştım. Allah bize yardım etti. İş maçın sonunda Allah'a kalmıştı. Maçın sonlarında Gran Canaria da yorulmuştu biz de yorulmuştuk. Biz 1 faul fazla atarak maçı kazandık. Onlar 5-10 saniyede top kullanan, inanılmaz üçlük atan bir takımdı. Oradan son anda işi sıyırdık.
Benim futbola geçişim şu an söz konusu değil. Ben hep aynı şeyi söylüyorum sonuçta uzun yıllardır Avrupa basketbolunda üst düzeyde antrenörlük yapıyorum, çok büyük oyuncularla çalışıyorum. Futbolla basketbolun takım yönetme açısından, oyuncu motivasyonu, oyuncuların kondisyonu, takım olgusu açısından çok benzer yanları var. Ama tabi ki teknik ve taktik olarak birbirinden çok farklı iki branş. Bunun da bir eğitimi var. Herkes 3-4 yılda eğitim alıp antrenör olabiliyorsa, ben 1 yılda eğitimi tamamlayıp futbol antrenörü olabileceğimi düşünüyorum. Ama böyle bir niyetim yok çünkü basketbolda o kadar önemli sorumluluklarım var ki, Galatasaray'ın başantrenörüyüm önümüzdeki sene Euroleague oynayacağız, Türk milli takımının başantrenörüyüm olimpiyat elemeleri oynayacağız. İnşallah 2017 Avrupa Şampiyonası'nda Türk milli takımının başında olacağım. Bu kadar büyük sorumluluklarım varken futbola geçiş söz konusu olamaz ama günün birinde çok istersem yaparım.
İlk kez takım fotoğrafı çektirdik Arena'da. Tabi ki ilk kez çimlere çıktım ben Arena'da hep tribünde izliyorduk. Stat boş da olsa atmosfer müthişti. O statta futbol oynamak, o statta antrenörlük yapmak, idarecilik yapmak o stadın içinde bir mücadelede bulunmak hakikaten çok heyecan verici. Bana çok büyük heyecan verdi. Tam da o sırada yedek kulübesi vardı. O an içimden 'ben de olsam' geçti. Dolu tribünler önünde bir Avrupa Kupası ya da ligde bir derbi maçında olmayı herkes ister. Kupayı aldıktan sonra Podolski soyunma odasına geldi, bu sezon çok kez maçlarımıza geldi. Ben de onu soyunma odasına davet ettim. Geldi ve hemen kupaya sarıldı hep birlikte hatıra fotoğrafı çektirdik, o çok istedi. Sevgili yıldırım Demirören ve TFF'deki bir çok üst düzey yöneticiyle eskiden kalma dostluğum var. Keşke bana bir maçlığına izin verseler de Türkiye Kupası finalinde yedek kulübesinde olsam da o heyecanı yaşayabilsem diye çok istedim.
Geçen yıl ciddi sıkıntı çektik bu bir gerçek. Çünkü yüksek bir bütçemiz vardı. Bu bütçeye Ünal Aysal ile birlikte karar verdik ve Euroleague'de oynuyorduk bu bütçeye ihtiyacımız vardı. Fakat sonra Galatasaray bir anda beklemediğimiz anda ama yöneticilerin farkında olduğu krize bir anda girip Ünal Aysal ve yönetimi ayrılınca, yeni bir yönetim geldi. Yeni yönetimin işi de kulübün finansal yapısını düzenlemekti. O zaman da basketbol takımının bütçesini karşılayacak kaynak olmadığı gözüktü fakat takım kurulmuş, sezon başlamıştı. Sezon içinde büyük sıkıntılar yaşadık. Oyuncular sonuçta profesyonel, oyuncuları 1 ay idare ettirirsin 2 ay idare ettirirsin, sonra para alamazsa gider. Takımın neredeyse yarısı, hatta takımın kalbi Arroyo bıraktı gitti. Galatasaray'da basketbolun ne kadar sevildiği ama kaynak olmadığı dikkat çekti. Sezon sonunda başkan Dursun Özbek ile bir toplantı yaptık. O da benim mutlak surette kalmamı, bensiz bir Galatasaray basketbol takımı düşünemediğini söyledi. Benim çok iyi bir Galatasaraylı olduğum için bir fedakarlık yapıp hem kendi açımdan hem de takım bütçesi açısından daha düşük bütçeli fakat aynı hedeflere gidecek bir takım kur dedi. Biz de arkadaşlarımıza danışarak 6 milyon dolarlık bütçeyle takım kurabileceğimizi söyledim. Bu da Dursun Bey'in çok hoşuna gitti. Çünkü 12 milyon dolardan 6 milyon dolarlık bir bütçeye düşüyorduk aynı hedefler doğrultusunda. O hedeflerle de yola başladık. Sezon içinde de bir sıkıntı yaşamadık.
Euroleague'in değişen bir formatı var. Önümüzdeki sene Euroleague 16 takımlı kapalı bir lig oynayacak. Bu da demekki 30 tane maç oynanacak. Bazı haftalar lig maçı dışında haftada 2 Euroleague maçı oynayacaksın. Yani İspanya'ya gidip Barcelona ile oynayıp 2 gün sonra Real Madrid ile oynayıp Türkiye'ye döneceksin. 5 hafta bu böyle gidecek çünkü başka türlü takvim bitmez. İlk 8'e kalıp Playoff oynadığını, Final Four'a gittiğini düşünürsen 40-45 tane Euroleague maçı yapacak. Ligde de aynı şeyi koyduğunuz zaman 80-85 maç yapıyorsun. Bu maçların 60-65 tanesi büyük maçlar. Barcelona, Real Madrid, Panathinaikos, Olympiakos, ligde de Fenerbahçe, Darüşşafaka, Efes. Böyle olduğu zaman tabi ki geniş bir kadroya ihtiyaç var. Sakatlık var, formsuzluk var, her türlü sıkıntının yaşanabileceği bir süreç. Avrupa'da ilk kez deneniyor. Bu bir NBA modeli 80 tane maç. Böyle olduğu zaman da bu kadronun temelinin korunup, bu kadroya temel oyuncu ayarında 3-4 tane takviye yapmanız gerekiyor. Biz bu sene 8-9 kşilik rotasyonla Eurocup'ı götürdük. Sonuçta Eurocup bu kupa 2. Nasıl ki Şampiyonlar Ligi var, Avrupa Ligi var. Bu lig Avrupa Ligi gibi. Daha güçlü takımlar olacak, daha güçlü takımların olduğu yerde 40-45 maç yapacak takımın daha güçlü olması gerekiyor. Ama bu da demek değil ki 20-30 milyon dolarlık takımlar kurmak rasyonel değil. Zaten Galatasaray'ın böyle kadro kuracak gücü de yok. 9-10 milyon dolarlık transfer bütçesiyle Galatasaray taraftarına heyecan veren, Euroleague'de playoff kovalayan bir takım olacağını düşünüyorum. Bununla ilgili resmi bir toplantı yapmadık ama onlar da bunun farkında. Buradaki tek problem rasyonel bir kaynağa oturması gerekiyor.
Futbolun parasıyla basketbolun yaşaması mümkün değil. Zaten futbol takımı içeride. Sportif AŞ. Çok karda olur, zaten futbol takımın zararda bu sebeple Avrupa'dan ceza aldı. Böyle bir durumda önümüzdeki sezon Galatasaray Avrupa'da futbolda yer alamayacak. Bu kaynağın taraftar tarafından basketbola aktarılması ekstra 3-4 milyon dolar destek getirir. Zaten bu sezon 6 milyon dolarlık bir kadro kurduk. Ben çok zor görmüyorum, taraftarın ve Galatasaray camiasındaki gücü olan sponsorların elinde olduğunu düşünüyorum önümüzdeki sezonki akıbetimizin.
Galatasaray o kadar büyük bir marka ki ne Ergin Ataman, ne Fatih Terim, ne de herhangi bir kişi Galatasaray'ın üzerinde olamaz. Bizler sadece, Fatih hocamız Galatasaray'da çalıştığı dönemde çok başarılı oldu. İlk kez Avrupa Kupası kazandı, şampiyonluklar kazandırdı. Ergin Ataman da 4 yıl boyunca Galatasaray'a büyük başarılar kazandırdı, şampiyonluklar yaşadı. Ergin Ataman'ın da taraftarın gözünde yeri var. Ama tarihte hiçbir futbolcu, başkan, antrenör kulübün üzerine çıkamaz. Biz yarın öbür gün bugün Galatasaraylı olan çocuklar Metin Oktay gibi Turgay abiler gibi bizi efsane kabul ediyorsa bu büyük mutluluktur. 'Ergin Ataman Avrupa Şampiyonu oldu, başkan olsun' böyle bir şey yok yani. Her mevkinin bir yolu var. Sağolsun başkanımız bana başkanlık kontenjanından Genel Kurul üyeliği takdir etmişler. Önümüzdeki günlerde kartımı teslim edecekler. Demek ki ben de artık bir Galatasaray Genel Kurul Üyesiyim. Ama pasif bir üye olacağım. Çünkü şu an profesyonel çalışıyorum. Günün birinde ben profesyonel basketbol antrenörlüğünü bırakırsam, ihtiyaç oldursa Galatasaray Yönetimi'ne de girerim. Galatasaray'a yönetici olarak da hizmet edebiliri. O günkü koşullarda kendimde o gücü, o desteği hissedersem Galatasaray başkan adayı da olabilirim. Ama bugün ben Avrupa Şampiyonu oldum, Ergin Ataman kulübe başkan olsun yok öyle. Fatih hoca Avrupa Şampiyonu oldu, Fatih hoca başkan olsun böyle bir şey yok. Her müessesenin bir takım kurumsal yapısı var. Benim için önemlisi bu taraftarın bana olan sevgisi. İnşallah ileride Ergin Ataman Galatasaray'ın efsanelerinden bir tanesi denmesi benim için büyük gurur olur.
İstikrar çok önemli. Fenerbahçe üst üste ikinci defa Final Four'da. Bu sezon Euroleague'de en iyi basketbol oynayan iki takımdan birisi. Diğeri CSKA Moskova. Fenerbahçe 24 maçlık seriyi lider bitirdi, playoff'u 3-0 ile geçti. CSKA da aynı şekilde geldi. Burada Fenerbahçe ve CSKA'yı aşmpiyonlukta en büyük favori olarak görüyorum. Tek bir maç olacak burada da ben Fenerbahçe'yi favori görüyorum. Çünkü Obradovic var. U tip maçları nasıl yönetebileceğini çok iyi biliyor. CSKA'nın hocası Itoudis'in de eski başantrenörü. Ben kadro kapasitesi belki yüzde 51 CSKA'dan yana olsa bile Obradovic yüzde 80 üstünlük sağlayacaktır. Fenerbahçe benim çok ciddi favorim. Onlara bir kez daha başarılar diliyorum. Sonuçta basketbolda Avrupa'nın 1 ve 2 numaralı kupasının sahibinin Türk olması çok büyük bir olay.
Evet Fenerbahçe'yi desteklemek, desteklemek derken taraftar gibi bulunacağım. Ama Avrupa basketbolunun en önemli turnuvası bu. Benim için de orada olmak çok önemli. Tabi ki Fenerbahçe'yi destekleyeceğim ama Galatasaray antrenörü olarak elime Fenerbahçe bayrağı almayacağım. Türk milli takımının antrenörü olarak Türkiye tişörtü giyip gidebilirim. Fenerbahçe bayrağıyla Berlin'de olmayacağım çok açık.
Seçimi yapacak olan ben değilim. Tercihi yapacak olan TBF olacak. Tabi ki sonuçta ben de hemfikirim. Biz bu konuyu Aziz Yıldırım gündeme getirmeden Harun Erdenay ile paylaşıyorduk. Milli maçlar başladığı zaman, kulüp takımını çalıştıran bir antrenörün milli takıma odaklanması zor görünüyor. O gün geldiğinde ben de buna hemfikirim. Önümüzde 2017 var. 2017 öncesinde bu çok faydalı bir sistem değil. Bir hocanın 12 ay boyunca hiç maç yönetmeden Avrupa Şampiyonluğu hedefleyen bir takımla benche oturması dezavantaj. Nasıl ki oyuncu oynayarak formda kalıyorsa, bir antrenör de pratik yaparak, maç yaparak, takım çalıştırarak formda kalabilir. 2017'den sonra milli maçlar futbolda olduğu gibi sezon içine yayılacak. Seozn içinde 8-10 tane milli maç oynayacağınız için siz de aktif durumda kalacaksınız. Tıpı Fatih Hoca'nın futbolda olduğu gibi. Benim beklentim bu revizyonun 2017 sonrasında gerçekleştirilmesi. Ama bunun kararını verecek olan ben değilim. Bunun kararını verecek olan tek bir kurum var o da Türkiye Basketbol Federasyonu, Spor Bakanlığımız, spor teşkilatımız. Burada herkes ne istiyor, Türk Basketbol Milli Takımı'nın hele ki Türkiye'de düzenlenecek turnuvada şampiyon olmasını istiyor. O zaman şampiyon olması için en iyi hangisi olacaksa en iyi kararı onlar verecekler. Benim bir tercih yapmam çok da önemli değil bu noktada.
Türkiye ligi Avrupa'nın en zor ligi, zaten sonuçlar da bunu gösteriyor. Evet, belki İspanya Liginde bir Barcelona, Real Madrid, Laboral gibi 3 tane üst düzey takım var. Yunanistan'da Olympiakos ile Panathinaikos var, diğer takımlar çok zayıf. Biraz AEK direniyor, Yunan ligi bütün değerini kaybetti. İspanya liginde de aynı şey geçerli 3-4 tane iyi takım var, diğer takımların seviyesi düştü. Fakat Türkiye liginde öyle değil.
Lig sıralamasına bakıldığı zaman, Galatasaray'ın da Avrupa hedefi var. Beşiktaş bu sezon Galatasaray'dan daha iyi futbol oynuyor. Maç da Arena'da, aynı şey Galatasaray – Fenerbahçe maçı için de geçerliydi. Fenerbahçe şampiyonluk kovalıyor, Galatasaray puan kovalıyor. Bence Fenerbahçe maçından farklı olmaz. Beşiktaş kazanmak için oynayacak, Galatasaray da kazanmak için oynayacak. Son derece zor maç, favoriyi şu andan kestirmek çok zor. Ben açıkçası Galatasaray – Fenerbahçe maçından önce soranlara 'berabere biter' diyordum. Galatasaray evinde Fenerbahçe'ye kaybetmek istemez. Fenerbahçe de yenmek isteyecek tabi Galatasaray'ı. Aynı şey Beşiktaş için de geçerli. Bugünden bakıldığı zaman beraberlik daha doğal sonuç gibi geliyor. Futbol bu son dakikaya gelirsin birisi gol atar, iki taraftan biri de kazanabilir. Ben hep söylüyorum kim hak ediyorsa o kazansın. Galatasaray – Beşiktaş oynayacak ama diğer taraftan Fenerbahçeliler de izleyecek. Fenerbahçelilerin Galatasaray'ı desteklemesi doğal çünkü şampiyonluk yolunda Beşiktaş rakipleri. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Benim desteklediğim şu kim daha iyi futbol oynuyorsa, kim daha çok hak ediyorsa o şampiyon olsun.