'Türkiye de olmalıydı" diye hayıflanacağımız bir şampiyona daha... Gittiğimiz hemen her turnuvada ses getirecek başarılarımız oldu ancak bir kez daha izleyici konumundayız. İspanya ve Almanya tabi ki en önemli favoriler. 92'de Danimarka'nın 2004'te de Yunanistan'ın başardığı gibi sürpriz şampiyonlar çıkabilir mi? Zor ama neden olmasın...
Avrupa Futbol Şampiyonası'nın başlamasına sadece günler kaldı. Milli takımımızın, şampiyonaya katılma hakkı kazanamaması büyük bir hayal kırıklığı oluşturdu. Büyük turnuvalara katılmakta istikrarı bir türlü yakalayamadığımız gerçeğinin yanında, gittiğimiz hemen her turnuvada da ses ve renk getirme başarımız oldu. Golsüz döndüğümüz 1996 İngiltere Avrupa Şampiyonası dışında katıldığımız üç büyük turnuvada bir çeyrek, iki yarı final oynama başarısını gösterdik. Maalesef 2012 Avrupa Şampiyonası'na da ancak izleyici olabileceğiz. İlki 1960'da düzenlenen Avrupa Şampiyonaları'nın finallerini 60lı ve 70li yıllarda, Doğu bloğu ülkelerinin domine etmiş olduğu bir gerçek. İlk turnuva olan 1960'tan 1976'ya kadar 5 finalin hepsinde SSCB, Çekoslavakya ve Yugoslavya'dan en az biri var. SSCB ve Yugoslayva, 1'er kez şampiyon olarak, o dönem ne kadar güçlü olduklarını kanıtlamışlar. Almanya, turnuva tarihinin en başarılı takımı; 6 finalin 3'ünde şampiyonluk yaşayarak kupayı en fazla kaldıran ülke. İspanya ve Fransa'nın 2, SSCB, İtalya, Çekoslavakya, Hollanda, Danimarka ve Yunanistan'ın 1'er zaferi var.
Futbolun beşiği İngiltere'nin, hiç final oynayamamış olması ilgi çekici bir detay. 1992'de Danimarka, 2004'te Yunanistan turnuva tarihinin en sürpriz şampiyonları. 1992'de iç savaş dolayısıyla turnuvaya alınmayan Yugoslavya'nın yerine davet edilen Danimarka şampiyon oldu. Danimarka'nın katılımı, turnuvanın başlangıcından sadece birkaç gün önce belli olmuştu. Futbolcuların hemen hepsi tatil yerlerinden çağırılarak milli takıma katılmışlardı. 2004'te Yunanistan, 6 maçta attığı 7 gol ve etkili savunma yapısıyla şampiyon olmayı başardı. Bu 7 golün 2'si de yarı final ve finalin uzatmalarında attığı gümüş gollerdi. Kısa süre uygulanan gümüş golden en çok faydalanan Yunanistan oldu. Dönemin göze en hoş gelen futbolunu oynayan Portekiz, Çek Cumhuriyeti ve Hollanda gibi takımlarının elinden kupayı almaları birçok futbolseverin keyfini kaçırmıştı.
Günümüz futbolunun milli takım bazında en güçlü iki ülkesi, İspanya ve Almanya hemen hemen tüm futbolseverlerinin favorisi. FIFA sıralamasında 1. durumdaki İspanya ve 2. Almanya'nın finalde karşılaşması için fikstür de müsait. Bunun yanında güçlü Hollanda, Ronaldo'lu Portekiz, önemli futbol ve turnuva geleneğine sahip İtalya, toparlanma sürecindeki Fransa ve başarıya hasret İngiltere şampiyonluk potansiyeline sahip diğer takımlar. Takım savunması yine üst düzeyde olan Yunanistan, kadro yapısı ve oynadığı iyi futbolla Hırvatistan sürpriz için göz kırpan ülkeler. Avrupa Şampiyonası'nda yıllar sonra hakemlerimiz görev alacak. Cüneyt Çakır'ın önderliğinde Bahattin Duran, Tarık Ongun, Mustafa Emre Eyisoy, Hüseyin Göçek ve Bülent Yıldırım, EURO2012'de düdük çalacak.
Ev sahiplerinden Polonya, bu avantajını kullanmak isteyecek. Tarihinde 2. kez Avrupa Şampiyonası'na katılan Polonya'nın, genç kadrosu göze çarpıyor. Ev sahibi olması nedeniyle turnuvaya direkt katılan Polonya, oynadığı hazırlık maçlarında vasatı aşamadı. Sivasspor'lu Grosicki ve Trabzonspor'lu Adrian da ligimizin turnuvada boy gösterecek nadir isimlerinden.
2008 Avrupa Şampiyonası'nda oynadığı yarı finalle büyük ses getiren Rusya, 2010 Dünya Kupası'na katılamadı. Avrupa Şampiyonası elemelerinde İrlanda, Slovakya, Ermenistan, Makedonya ve Andorra'nın bulunduğu gruptan lider olarak çıktılar. Yaşlı kadrosunun tecrübesiyle, diğerlerine göre nispeten güçsüz olan grupta ufak bir adım önde duruyorlar.
TD: Dick Advocaat
Yaş Ortalaması: 28.8
Tarihinde 2. kez katıldığı Avrupa Şampiyonası olan 2004'ün sürpriz şampiyonu Yunanistan, sonrasında belirli bir çizginin altına hiç düşmedi. Yunanlar, 2006 Dünya Kupası'ndan sonra büyük turnuva kaçırmadı ama gruptan da çıkamadı. Kapasitesi sınırlı bir takım olsa da; Yunanistan zor yenilen bir takım. Namağlup lider oldukları elemelerde 10 maçta 5 gol yediler.
1990 ve 2000'li yıllarda yıldızlarla dolu kadrolarından eser kalmasa da, hala güçlü olmayı başarabilen Çek Cumhuriyeti, elemelerde parlak bir görüntü vermedi. Grup kuralarında olabilecek en kolay gruba düşen Çekler, her turnuvadan önce üst turları zorlayacak bir takım olarak biliniyor. Çeklerin bu turnuvada başarılı olması büyük sürpriz oluşturur.
TD: Michal Bilek
Yaş Ortalaması : 27.9
Van der Vaart, Sneijder, Afellay, Robben, Van Persie ve Huntelaar gibi benzersiz hücum silahlarına sahip Hollanda, Almanya ve İspanya'dan sonra turnuvanın favorisi gibi görünüyor. Son Dünya Kupası finalisti Hollanda, zorlu gruptan hasarsız sıyrılabilirse en büyük şampiyonluk adaylarından biri.
Yakaladığı altın jenerasyonla Almanya, İspanya'yla birlikte turnuvanın mutlak favorisi. Elemelerde Türkiye, Belçika, Avusturya, Azerbaycan ve Kazakistan'ın bulunduğu gruptan 10'da 10 yaparak geldiler. Turnuvanın en genç kadrosuna sahip Panzerler, kadrosunda Mesut Özil ve İlkay Gündoğan da bulunuyor.
Kulüp bazında başarılarıyla, futbol dünyasını kasıp kavuran Portekiz, 2004'te oynadığı final dışında büyük turnuvalarda beklenenin altında kaldı. Ellerinde Cristiano Ronaldo gibi bir yıldız olması, onları bu grupta favori yapmaya yetmiyor. Portekiz'in potansiyelini göstermesi için Almanya ve Hollanda'dan en az birini alt etmesi gerekiyor, bu da çok zor görünüyor.
Danimarka için kağıt üstünde iç açıcı tahminler yürütmek zor ama turnuvanın kaderini değiştirebilme imkanları da var. Bu grupta çok da kolay lokma olmadıklarını göstermeye çalışacaklar. Elemelerde Portekiz, Norveç, İzlanda ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin bulunduğu grubu lider bitirdiklerini unutmamak lazım.