Yeni Şafak

Metin Demirhan: 'Ex olmak' ya da 'olmamak...'

Ali Murat Güven
21:0026/10/2007, Cuma
G: 26/10/2007, Cuma
Yeni Şafak
Metin Demirhan: 'Ex olmak' ya da 'olmamak…'
Metin Demirhan: 'Ex olmak' ya da 'olmamak…'

Okurlarımızın Türk sinemasıyla yakından ilişkili bir bölümü, karikatürist, yazar, yönetmen ve sinema tarihçisi dostum Metin Demirhan'ı, sözkonusu alanlarda bugüne kadar ortaya koyduğu birbirinden ilginç eserlerle zaten gayet iyi tanıyorlardı. Henüz onun çalışmalarıyla yolları kesişmemiş olanlar da geçen hafta bu kadim dosta adadığım köşe yazısıyla kendisini biraz olsun tanımış oldular.

Bayramın ikinci günü geçirdiği beyin kanaması sonucu derin bir komaya giren Metin, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde hâlâ aynı durumda tedavi görüyor. Geride bıraktığımız hafta boyunca gerek ben, gerekse diğer dostları ve meslektaşları, kısa aralıklarla ilgili bölümü arayarak, doktorlarından bu karamsar tabloyu değiştirebilecek olumlu bir haber almaya çalıştık. Hattâ, bir ara dostumuzun -anne ve babasının seslenmelerine karşılık- küçük el hareketleriyle reaksiyon vermeye başladığı şeklinde ümit verici bir havadis bile yayıldı câmiada…

Ancak, perşembe günü akşam üzeri hastaneyi tekrar aradığımda karşıma çıkan bayan doktor, verdiği bilgilerle beni yeniden allak bullak etti. Kendisine tam da “Gelişmeler iyi galiba, parmağını kıpırdatıyormuş” diyecek oldum ki, biraz şaşkın bir ifadeyle “Sabahki olaydan haberiniz yok galiba” diye cevap verdi doktor hanım. “Sabah ne oldu ki hocam” diye sordum korka korka. “Arkadaşınız sabah saatlerinde ex oldu. Kalp masajı ve sunî solunum yaparak uzun süre mücadele ettik, bir süre sonra da kendisini yeniden hayata döndürdük. Ancak, şu anda solunum cihazına bağlı olarak yaşıyor.”

Belki bilmeyenler vardır; polisler ve doktorun kullandığı “ex oldu” deyimi, “ölüm”ün kriminal ve tıbbî dünyadaki teknik karşılığı… Özetle, benim artık o uzun sevimli saçları, bıyıkları ve sakalları olmayan, bedeni yoğun bakım ünitesinde uzanmış yatarken ruhu ise kimbilir hangi âlemlerde dolaşan sevgili dostum, perşembe sabahı bedenen “ölmüş” ve ısrarlı bir müdahelenin ardından da yeniden “diriltilmiş”. Boğazımda düğümlenen kelimeleri itelemeye çalışarak “Pekiyi, beyin ölümü gerçekleşti mi” diye sordum bu kez. “Hayır” dedi muhatabım, “Fakat, bilmelisiniz ki genel durumu hiç iyi değil. Yine de elden gelen herşeyi yapıyoruz. Allah'tan ümit kesilmez.”

Hey Allah'ım, yüceler yücesi Allah'ım, güzel Allah'ım… Bilemiyorum, bu yazgı Metin gibi ömrünü fantastik filmlere, olaylara ve olgulara adamış çılgın bir adam için bir “ödül” mü, yoksa bir “ceza” mı sayılmalı… Orada günlerdir öylece yatarken hayatındaki bütün ilgilerin odak noktasını oluşturmuş gizemli bir âlemde dolaşıyor; dahası en büyük gizem olan “ölüm”ü bile diğer tarafa şöyle bir gidip gelerek âdeta “prova ediyor”. Bu tahammülü zor süreç bir “sınav” da olsa “final” de, nereden bakarsak bakalım, onun tarzına son derece uygun biçimde gelişmekte…

Bugüne kadar, dünyanın dört bir köşesinde bir çok mucizeye tanık oldum. Şimdi, yüce yaratıcımızdan bir mucize daha göstermesini diliyorum. İnşaallah, şu ölümlü dünyada Metin ile İstiklâl Caddesi'nde bir kez daha karşılıklı oturup kahve içmek, sinema üzerine keyifle sohbet edip şakalaşmak nasip olur.




Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.