Yeni Şafak

Kutsalın yoksa sen de yoksun

Ömer Çakkal
21:0017/08/2007, Cuma
G: 17/08/2007, Cuma
Yeni Şafak
Kutsalın yoksa sen de yoksun
Kutsalın yoksa sen de yoksun

2003 tarihli "Aman Tanrım"ın bir kez daha yönetmen Tom Shadyac'ın imzasını taşıyan devam filmi, içeriğindeki cılız komedi unsurlarının ötesinde ne anlamlı bir mesajı, ne de güçlü bir felsefesi olan, sabun köpüğü kadar etkisiz ve bir o kadar değersiz bir çalışma...


AMAN TANRIM-2
(Evan Almighty)
2007, ABD yapımı, 'dinsel komedi' (!)
Yönetmen: Tom Shadyac
Senaryo: Steve Oedekerk
Görüntü: Ian Baker
Kurgu: Scott Hill
Müzik: John Debney
Oyuncular: Steve Carell, Morgan Freeman, Lauren Graham, Jimmy Bennett, Johnny Simmons, Graham Philips, John Goodman
Süre: 95 dakika
İçerik uyarıları: Dince kutsal sayılan kavramlara karşı sergilediği pervasız tutum nedeniyle hiç bir yaş grubundan izleyiciye önerilmez.
Yabancı sinemaseverlerden aldığı puan: 5.8/10
(Kaynak: www.imdb.com)
Dağıtıcı şirket: UIP Filmcilik
* 1/2



Özel bir TV kanalında muhabirlik yapan Evan Baxter, seçimlerin ardından Kongre üyeliğine seçilir ve geçmişini arkasında bırakarak ailesiyle birlikte yeni bir kente, rüya bir gibi bir eve taşınır. Özel bürosu, yardımcıları ve asistanlarıyla kendisini hayli önemli hisseden genç adam, Kongre'de onu bekleyen yoğun gündemin üzerine üzerine geldiği bir dönemde, Tanrı'nın kendisine bir "insan simâsı"nda görünmesiyle allak bullak olur. Yaklaşmakta olan tufanı haber veren Tanrı, ondan Nuh'un gemisine benzer bir gemi inşâ etmesini ister. Bu gerçekle yüzleşmeye uzun zaman direnen Baxter, durmaksızın uzayan saç ve sakalı, üzerinden bir türlü çıkaramadığı eski çağlardan kalma bir elbise ve kendisini adım adım takip eden her türden birer çift hayvanın yarattığı psikolojik baskıya dayanamayarak, nihayet geminin inşâsına girişir. Bütün eyalette alay konusu olan Baxter, ailesinin de yardımıyla gemiyi tamamlar. Vaadedilen tufanın günü nihayet gelip çatmıştır.


PARA GETİRİYORSA, HER TÜRLÜ 'KUTSAL'I META YAPMAYA DEVAM!

Sinema tarihinin gelmiş geçmiş en komik adamlarının biri olan Jim Carrey'in başrolünde oynadığı "Aman Tanrım", 2003 yılında gösterime girdiğinde dünya genelinde birbirinden çok farklı tepkiler aldı. Kimilerince çok komik bulunan Tom Shadyac imzalı bu film, değişik semavî dinlere mensup mütedeyyin insanlar arasında Tanrı'nın insan kılığına girip dünyaya inmesi temasını işlemesi nedeniyle kutsal değerlere büyük bir saygısızlık olarak da yorumlandı. İnançlı topluluklar açısından mutlak anlamda "tabu" ve "mahrem" olan böylesine hassas bir konunun, üstelik de hafif meşrep bir düzeyde ele alınmasının üzerine tam toprak örtülecekti ki, Hollywood'u yakından takip edenlerin beklediği üzere derhal bir devam filmi çekildi ve ilki gibi yine yönetmen Shadyac'ın imzasını taşıyan bu devam serüveni şimdilerde ülkemiz salonlarında da gösterimde.


Zerre kadar ilgimi çekmeyen “Aman Tanrım-2”yi, sırf sayfamızın okurlarına duyduğum saygı nedeniyle gidip izledim. Editörümüz Ali Murat Güven ile de filmi sayfada görüp görmemek konusunu uzun uzun istişare ettik. Sonuç olarak, Yeni Şafak'ın “kafasını asla kuma gömmeme” anlayışına da uygun düşecek şekilde, filme sayfalarımızda yer verme, ama içeriğine kendi penceremizden bakma kararı aldık.


GÜLMEK HERŞEY Mİ DEMEKTİR?

Evvela hakkını verelim: 2003'te gösterime giren "Aman Tanrım"ın Jim Carrey'den yoksun devam filminde de kısmî güldürmece unsurları var. Haber spikerliğinden Amerikan Kongre üyeliğine sıçrayan bir adama Tanrı'nın görünüp her şeyden geçip bir gemi yapmasını istemesi, her türden bir çift hayvanın onu olmadık yerlerde takip ve taciz etmesi, eski çağlardan kalma bir kıyafetin üzerine adeta yapışıp kalması ve her gün sakal ve saçlarının aşırı uzaması izleyicisini güldürmeyi başarabilen sahneler arasında yer alıyor. Lakin izlediğinden de yazdığından da sorumlu olduğunu bilen biz müminler için, mesele gülüp geçilecek denli basit değil. Sinema sanatının, sanki konu kalmamış ve sanki çok da gerekliymiş gibi, artık iyice kökleşmiş kimi kutsal ve etik değerleri ayaklar altına alarak Yüce Yaratıcı'yı insan kılığına büründürmesi, olaya inançlı Müslümanların penceresinden bakıldığında, kabul edilebilir bir durum olamaz. İslâm geleneğine göre bırakalım Yüce Allah'ı, Hz. Muhammed başta olmak üzere bütün peygamberlerin suretlerinin dahi görünmesi, resimlerinin yapılması, filmde gösterilmesi uygun değil. Hz. Muhammed'in "Benim suretimi (resmimi) nerde görürseniz onu yırtıp atın" şeklinde rivayet edilen hadisi, bu konudaki kesin hükmü ortaya koyuyor. Günümüzdeki Hıristiyan öğretide ise peygamberlerin yüzleri mimari, resim ve sinema başta olmak üzere sanatın belli dallarında kullanılıyor. Lakin Tanrı'nın insan simasında gösterilmesi, sinema, hattâ tahrif edilmiş Hıristiyanlık inancı açısından bile alışık olmadık bir durum…


Filmde Morgan Freeman'ın canlandırdığı Tanrı, bir insan gibi konuşuyor, yürüyor, hatta ufak çaplı dans ediyor. Tanrı'nın dünyayı idare etmesindeki adalet ölçüsünü sürekli eleştiren bir adamın, onun yetkilerini eline aldığında bocalayıp, "Tamam ben bir kul olarak teslim oldum. Dünyayı en iyi idare eden senmişsin" demesi, ilk film açısından etik bir damardı. Lakin yeni filmde böyle insanı doğru olana çağıran mesajlar da yok. Sabun köpüğü kadar boş, ne felsefesi ne de mesajı anlaşılan bir film “Aman Tanrım”. Popüler Amerikan sinemasının varıp geldiği sonuç da, tıkandığı nokta da belki de bu. Bağımsız sinemacı deyip durduğumuz yönetmenlerin o sıcacık paraya, sermayeye sırtını dönmelerinin nedeni de burada gizli. İzleyici olarak salona giriyor, iki saat boyunca kıkır kıkır gülüyor ve sonra da çıkıyorsunuz. Ne öğrendiniz: Koca bir hiç! Sinemanın eğlencelik yanını reddedecek değilim, ama eğlenirken de düşünebilir ya da öğrenebiliriz değil mi? Şimdi kendime, "Bu filmi gördüm de ondan ne aldım" diye soruyorum. Cevap, kocaman bir sıfır!


ÖLÇÜSÜZLÜĞE PARAMIZ VE ZAMANIMIZLA DESTEK OLMAMALIYIZ

Haftanın üç yeni filminden en kötüsü olduğunu düşünmeme rağmen bu film hakkında böyle uzun uzun kalem oynatmaya yeltenmemin nedeni biraz da, eğlence karşısında kutsala saygısızlığı görmezden gelebilen zihniyetin sinema üzerine yazıp çizen çevreleri de alabildiğine etkilemiş olması. Şimdi bu film hakkında da kimileri, "Çok eğlenceli ve komik bir film" diye yazıp meseleyi orada bağlayacaktır. Biz, her zamanki gibi tarafımızı belli edelim. Kutsala saygısı olmayan, giderek kutsal değerleri kalmayan bütün kavimler tarih sahnesinden birer ikişer silinip gitmişlerdir. Bu sabun köpüğü kadar etkisiz ve bir o kadar da değersiz film, kutsala karşı ciddi bir saygısızlık içinde. Naçizane tavsiyem, izlemeyin, yakın çevrenizi de uyarın ve izletmeyin. İki saatlik bir güldürü uğruna böylesi bir densizliğe prim vermeye değmez.




Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.