Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trabzon Yaşlıları Koruma Derneği Akşam Yemeği'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:
Türkiye olarak son 6 yıldır her biri diğerinden ağır siyasi, ekonomik ve diplomatik saldırılara maruz kalıyoruz. 7 Şubat MİT krizi bu sürecin işaret fişeği gibiydi. Gezi olayları, çukur terörü, 15 Temmuz darbe girişimi geçen yıl Ağustos ayında yaşadığımız operasyonlarla bugünlere geldik. S-400 ve Doğu Akdeniz'de ülkemizi tehdit altına alan aynı gayeler vardır.
Bu operasyonların bir tek hedefi var, o da Türkiye'nin bekası ve milletimizin bağımsızlığıdır. Şu gerçeği artık çok net bir şekilde görebiliyoruz. Son 17 yılda ekonomi, güvenlik, siyaset, diplomasi ve savunma sanayinde yakaladığı başarılar birilerini çok ciddi bir şekilde rahatsız ediyor. Savunma sanayisi ileri bir Türkiye her yıl ülkemize sattıkları silahlar üzerinden milyonlarca dolar kazanan silah baronlarının işine gelmiyor. Göreve geldiğimizde yerli savunma sanayimiz yüzde 20'yi oluşturuyordu, şu anda yüzde 70'e çıktık.
"Pısırık, ürkek, özgüvensiz bir Türkiye hayal ediyorlar"
Güvenliğini sağlamış bir Türkiye, terör örgütleri eliyle iç siyasetimizi yönlendiren çevrelerin işine gelmiyor. Oyun kuran, oyun bozan bir ülke yerine sadece senaryolarında figüranlık yapan bir ülke istiyorlar. Kendilerine yük olmayacak ancak karşılarında da dik durabilme cesareti gösteremeyecek pısırık, ürkek, özgüvensiz bir Türkiye hayal ediyorlar.
Eskiden olduğu gibi bir mektupla ya da telefonla hizaya getirebilecekleri Türkiye'nin hasretini çekiyorlar. 2013'de IMF borcunu sıfırladık. 27,5 milyar dolar Merkez Bankası döviz rezervi vardı şimdi 90 milyar dolar gibi bir seviyede seyrediyoruz. Uluslararası basında yürütülen karalama kampanyalarının motivasyonu budur. Doğu Akdeniz'de kıyısı bile bulunmayan Fransa bizim sondajlarımızdan neden rahatsızlık duysun?
Bazen bize fedailik yapıyor biz de Deniz Kuvvetlerimizle yerimizi alıyoruz ve orada aramaya devam ediyorlar. Geçenlerde bizim oradaki personelimize tutuklama çıkaracaklarını söylediler. Biz de onlara dedik ki affedersiniz sıkıyorsa gelin alın dedik. Çünkü biz Türkiye'yiz buna fırsat vermeyeceğiz. Gemilerimizin dördü de çalışmalarını sürdürecek. Kuzey Kıbrıs'taki kardeşlerimizin oradaki hakkını, hukukunu kimseye yedirmeyiz.
Geçen Macron açıklama yapıyor, 'Türkiye oradan çekilsin'. Sen kimsin de açıklama yapıyorsun? Sen kıyıdaş mısın? Türkiye bırak kıyıdaş olmayı Türkiye garantör ülkedir
. Burada Yunanistan, İngiltere konuşabilir. Niye garantör ülkedir. Senin şirketin varmış. Senin şirketin şirketin kadar konuşur. O da Total. S-400'de neden bu kadar kıyamet koparıyorlar. Bulgaristan alıyor ses yok. Kusura bakmayın savunma noktasında her türlü tedbirimizi alıyoruz ve alıyoruz.
"Bin yıldır bu topraklardayız"
Dünyaya demokrasi dersi verenlerin 251 kardeşimizi şehit eden FETÖ'cülere sahip çıkmasının makul,mantıklı sebebi olabilir mi?
Biz bağımsızlığımızı birilerinin ihsanına borçlu değiliz. Biz masa başında kirli pazarlıklarla değil, cenk meydanında yapılan gazalarla kurulan bir ülkeyiz.
Bin yıldır bu topraklardayız. Anadolu'dayız.
Tarihimiz boyunca görmediğimiz ihanet, yaşamadığımız saldırı kalmadı. Bu milleti hafife alanlar bir mektupla, beyanla Türk milletini hizaya getireceklerini zannedenler er ya da geç yanıldıklarını anlayacaklardır. Açık ve net söylüyorum Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Türklerinin hak ve menfaatlerinin takipçisi olmaktan bizi kimse alıkoyamaz. Gerekirse baş veririz ama hukuksuzluk karşısında asla başımızı eğmeyiz.
Tacikistan'da S-400 konusunda Sayın Putin'le yaptığımız görüşmede buradan bizim geri adım atmamız mümkün olmadığını açık söyledik. O iş bizim için bitmiştir, kapanmıştır. Çok kısa zaman içerisinde siparişlerimizi alacağız.
Amerika bize Patriot vermek istiyorsa buyursun versin. Gerçi bunlar teröristlere bunlara ücretsiz, bedava veriyorlar.
Biz paramızla istedik. Ta Obama döneminde istedik, kongre istemiyor dediler.
Kusura bakmayın, biz de başımızın çaresine bakacağız. insansız hava aracı, silahsız, silahlı hava aracı. Altay tankı, fırtına obüslerimizi, fırtına, piyade tüfeklerimizi geliştirdik. 17 sene önce savunma sanayiinde yüzde 80 dışa bağımlı ülke hamdolsun iyice geriledi, geriledi yüzde 30'lar seviyesine indirdik.
İnşallah bundan sonra da bu hassasiyetle yolumuza devam edeceğiz.
23 Haziran bir yönüyle belediye başkanlığı seçimidir. Ama dışarıdan böyle bakılmıyor.
Bu şehrimize belediye başkanlığı hizmeti vermiş bir kişi olarak karşınızdayım. Özellikle çöp, çukur, çamar ne durumdaydık? Susuzlukta ne durumdaydı?
Istranca dağlarını delerek, Melen'den İstanbul'a suyu nasıl getirdik? Benzin istasyonları gibi su istasyonlarının olduğu günleri, küvetleri doldurduğumuz günleri hatırlayın.
İstanbul'da gazeteler maske dağıtılıyordu, niye? Hava kirliliği vardı. O dönemde CHP'li bir belediyeden teslim almıştım. İstanbul'da 50 bin eve doğal gaz gitmişti. Yoğun bir çalışmayla bu rakamı 1 milyon 250 bine çıkardım. Şu anda 6,5 milyon evde İstanbul'da doğal gaz var. Bunlar AK Parti belediyeciliğinin İstanbul'a kazandırdığı güzelliklerdir. 2040'a kadar su noktasında ihtiyacımız yok.
(23 Haziran) Bir yönüyle elbette sadece bir belediye başkanlığı seçimidir. Esasen biz meseleye böyle bakıyoruz ama dışarıda bu seçim öyle görülmüyor.
Seçimi, ülkemizle hesaplaşmanın, Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirebilmenin fırsatı görenlerin hezeyanları, gizlenecek, saklanacak boyutu aşmıştır.
Bu seçim bizden ziyade Türkiye'yi hedef alanlar için hayati öneme sahiptir. Son 17 yıldır yakaladığı hamlesiyle yerel yönetimlerle merkezi yönetimin çok büyük uyumu var.
Aynı hassasiyeti paylaşan kadrolar sırt sırta vermiş millete, ülkeye, şehirlerimize hizmet noktasında tarihi başarılara imzayı atmıştır.
Türkiye sosyal belediyecilik anlayışıyla ilk kez yine bizim dönemimizde tanıştı.
Altyapıdan ulaşıma, sosyal hizmetlerinden trafik ve otopark meselesine kadar modern, kalıcı hizmetler ürettik. Özelikle bir dünya şehri olan İstanbul'da tarihinin en büyük yatırımlarını gerçekleştirdik.
Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul Havalimanı, Orhangazi Köprüsü, Metrobüsleriyle. Bunlarla birlikte toplu taşımacılıkla bu işi çözelim istedik.
Bunların tamamını da CHP ve ortaklarının engelleme çabalarına rağmen hayata geçirdik. Şimdi çıkmışlar üniversite öğrencilerine burs vermekten bahsediyorlar. Ben üniversite öğrencilerine belediye başkanı olarak ilk burs verme teşebbüsünde bulunan kişiyim. CHP, Anayasa Mahkemesi'ne götürdü ve Anayasa Mahkemesi o bursu kaldırdı. Başbakan olunca bu burs olayını, krediyi de ilave ederek Başbakanlık'a aldık. O zaman burs 45 TL'ydi, şu anda 500 TL. Master 750 TL, doktora öğrencilerine de asgari ücret veriliyor şu anda. Halbuki bunlar ortadan kaldırmışlardı. Bunlar Anayasa Mahkemis'nde iptal ettirdiler. Şimdi de beyefendi çıkmış 'burs vereceğim' diyor. Siz iptal ettirdiniz, nasıl vereceksiniz? Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne de karşı çıktılar. Danıştay bunların hesaplarını bozdu.
Koltuğa oturur oturmaz tüm İstanbul'un verilerine saldıran CHP'dir.
PKK'yla, FETÖ'yle ilgili tek cümle kurmayan yine CHP'dir.
Devletin valisine, Ordu Valisine ne dediğini biliyorsunuz? Hakaret, it, ondan sonra hayır. Görsel medya, yazılı medya hepsi bunu tevsik etti, belgeledi.
Şu anda seçim var diye valimiz davasını açmış değil, seçimden sonra açacak.
Aynı şekilde polislerimize hakaret var çok ciddi. Tabii ki polislerimiz de bu davayı açacak.
"Milletimiz her şeyi görüyor ve değerlendiriyor"
Geçersiz oyların sayılmasıyla farkın kapandığını görünce panikleyip, hırsızlıklarını gizlemek için gece yarısı baskın yapanların kimler olduğu kamera görüntüleriyle ortaya çıkmıştır. İstanbul Binali Yıldırım kardeşimiz gibi ömrünü memlekete adanmış olarak hizmete devam edecektir.
Hepimiz 4 günü çok iyi değerlendirmesi gerekiyor.
Bu 4 günde herkese ulaşıp, 23 Haziran'ın ehemmiyetini izah edeceğine inanıyorum. Özellikle Karadenizli kardeşlerimizi hedef alan ahlaksız bir kampanya yürütülüyor.
Ben Rizeliyim, bu ülkenin Cumhurbaşkanıyım. Hazine ve Maliye Bakanım, İçişleri Bakanım Trabzonlu. Sanayi ve Teknoloji Bakanım Trabzonlu, Ulaştırma Bakanım, Grup başkan vekilim o da Trabzonlu.
Biz bu fitne oyunlarıyla ilk kez karşılaşmıyoruz. 1994'ten beri bu operasyonları çok gördük yaşadık.
Efendi olmadık, hizmetkâr olduk. Sizler zaten Recep Tayyip Erdoğan'ı gayet iyi biliyorsunuz. Doğma büyüme Kasımpaşalıyım. Bizler birbirimizi gayet iyi tanıyoruz. Ülkemin hizmetkârı oldum, bundan iftihar duyuyorum.