Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TVNET’te Seçim Özel canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarından öne çıkanlar:
Dün gece malum Kadir Gecesi'ydi. Bunun feyzinden inşallah istifade edenlerden olmuşuzdur. Artık bayramlara sayılı günler kaldı. 24 Haziran'da da milletin beklediği bayramı mutluluk içerisinde yaparız. Bugün Niğde mitingimizi gerçekten, çok başkaydı. 16 senelik siyaset hayatımda ilk kez gördüm. Niğde bir başkaydı. Çok büyük çoşku ve heyecan vardı. Meydan adeta tıklım tıklım dolup taşmıştı. Oradaki heyecanı unutmam mümkün değil.
En büyük kamuoyu araştırması sandığın konduğu gündür. Meydanlarda büyük bir teveccüh var, inşallah milletimiz seçimi 2'nci tura bırakmayacaktır.
Türkiye artık yeni bir sürece, bir ivme yakalayarak giriyor. İlk çeyrekte yüzde 7,4 büyüme yakaladık.Biz büyümede Hindistan'ın ardından ikinci olduk ama OECD ülkeleri arasında birinci olduk. Bu çok önemli bir şey. Bütün bunlarla beberaber, 'Bay Muharrem' daha üniversitenin ücretsiz olduğunu dahi bilmiyor
Benim bir prensibim var. Bir defa, en büyük kamuoyu araştırmaları sandığın konulduğu gündür. Milletin orada vereceği karardır. Eğer şöyle böyle olur gibi konuşmaları doğru bulmuyorum. Ama meydanlardaki teveccühü görüyorum. Milletimiz ikinci tura bırakmadan, kararını verecektir. Bir deneyim söz konusu. Ben meydanlarda da söylüyorum "Siz dükkanınızı bir çırağa emanet eder misiniz?"
Meydanlarda bir büyük teveccühün olduğunu görüyorum. İnşallah bu teveccühle milletimiz işi ikinci tura bırakmadan kararını verecektir. Benim bir prensibim var, bir defa en büyük kamuoyu araştırması sandığın konulduğu gündür ve milletin orada vereceği karardır.
Siz bu muhalefetten, ekonominin iyiye gittiğini duydunuz mu? Ekonominin dört dörtlük olduğu zaman dahi iyiye gittiğini duydunuz mu? Muhalefetin görevi her zaman siyaha beyaz demektir. Hele hele Türkiye'nin talihsizliği böyle bir yapıya sahip olmasıdır.
Geçen pazar ben Diyarbakır'daydım. Muhteşem bir Diyarbakır mitingi yaptım. Verilen resmi rakam 35 bindi. Bay Muharrem'e 2 soru soracağım. Mitinge katılanlar HDP'li miydi değil miydi? Benim aldığım istihbarata göre HDP'liydi. 10 bin kişi katılmıştı. İki, ben kanaat önderleriyle iftar programı yaptım. Orada prompter kazası yapmışım dediler. Halbuki alakası yok. Ben orada duruma el attım, Tayyip Bey yerine gelip oturdu. CHP'nin hayatı yalanlarla doludur. Biz prompter'ı da babalar gibi kullanırız.
CHP'nin oralarda (Güneydoğu) en ufak bir hizmeti yok. Ondan dolayı Kürt kardeşlerimizin bunlara bakışı sağlıklı değil.
Bunların ağzından terörler ilgili en ufak bir şey duydunuz mu? Soruyorum duydunuz mu? Duyamazsınız neden? Çünkü ortak çalışıyorlar. Biz terörün üstüne gidiyoruz. Halkımızı ne kadar rahatsız eden terörist var ise üzerine gideceğiz. Ama CHP bunu diyemez. Çünkü ortak çalışıyor.
Yani biz zarar eden kamu kurumlarını asla tutamayız, tutmamalıyız.
Bizim bayrağımızın üzerine hesap yapmaya kalkarlarsa biz onların üzerlerine F-16 oluruz, SİHA oluruz, İHA oluruz. Son teröriste kadar bu işin üzerine gideceğiz. Şu anda 4 bin 600'ü aşkın Afrin'de etkisiz hale getirdiğimiz terörist var.
Kanal İstanbul'u durduracağım diyorlar. Ne getirip götürdüğünden haberi yok. Her şeyden önce Kanal İstanbul bir projeden önce stratejiktir. Niye çünkü boğaz her an bir tehditin altındadır. Geçen gün yalıya çarpan tanker de olabilirdi. Ağır bir fatura ödeyebilirdik. Burada böyle bir durum olmayacağı gibi Kanal İstanbul'un her iki yanını adeta İstanbul'un rezerv alanı olarak farklı bir mimari ile inşa edeceğiz. Ve İstanbul'un değişik yerlerde binaların arzu edenlerin taşıma imkanımız olacak. 45 km uzunluğundaki bu kanalın o güzelliği İstanbul'un güzelliğine farklı bir şey katacak. Kanal İstanbul dünyada anılacak hale gelecek.
Bunlar Marmaray başladığında ona da karşı çıktılar. Marmaray’ın uzamasına neden oldu. Bunlar Avrasya Tüneli’ne de karşı çıktılar. Bunlar hiçbir hayırlı işe evet demezler. Bu kafa eski komünist kafası. Her atılan adıma onlar karşı çıkardı. İşte bunlar da aynı. Bunlarla kafa yormamak lazım. TİKA’yı kaldıracakmış. AFAD’ı kaldıracakmış. AFAD, adeta Kızılay’ın yaptığı işleri yapıyor. TİKA nerede tarihi eserlerimiz varsa onları onarıyor. Sen bunları kaldıracağım diyorsun. Benim milletim bu ifadeyi kullanan insanlara oy mu verir. Biz dünyaya AFAD ile TİKA ile meydan okuyoruz. Bunlar kapatmayı düşünüyor.
Emekliye biz bayram ikramiyesini getirdik, şimdi diyor ki 'Onu biz vadetmiştik.' Vadettiysen yap ama biz şu anda oturduk Sayın Başbakanla, Maliyeyle konuştuk, 'Biz bunu yapar mıyız? Yaparız. O zaman 'Her iki bayramda biner lira vereceğiz' ve şu anda da bu para verilmeye başlandı.
Hatırlarsınız, Külliye ifadesi kullandığımda her tarafı ayağa kaldırmışlardı. Niye saray değil de külliye. Şimdi herkes kullanıyor.
Dün akşamki Zeytinburnu’nda yer. Bu ilçelere göre değişecek. Şu anda projeler üzerinde mimar arkadaşlarımız çalışıyorlar ve öyle zannediyorum bu hafta içinde veya bayrama kadar projeler bitecek. Sonra o projeleri takdim edecek. Bu nereden geldi aklıma. Kızım yurt dışında okurken arardım, kızım neredesin diye. Kızım bana burada en ideal çalışma yeri burada, çay keklere ücret ödemiyoruz derdi. (İnce) Buraya ne diyor, adeta kumarhanedir diyor. Bir taraftan da işsizliğin alametidir diyor. Edebi bıraksam buna söyleyeceğim laf çok ağır olur.
Ders çalışanların bir çoğu üniversite adayı. Bunları senin takdir etmen gerekir. Bizim ülkemizde böyle yerler var mı demen lazım ama onlar kumarhaneye benzetiyor. Çünkü oralarda hep hayat geçirdi oralarda zar attılar, haşır neşir oldu.
Gençlerimizi internet kafelerden kurtaralım istiyoruz. Oralarda çok kötü şeyler oluyor, uyuşturucunun çok kullanıldığı yerler. Oralarla mücadele etmemiz gerekiyor. İçişleri Bakanlığı mücadele ediyor ama yetmez, daha da mücadele edeceğiz. Bizim gençlerimizi kurtarmalıyız. Bir kızımız orada ilginç bir şey söyledi, burada kendimi okumaya veriyorum, evde olmuyor dedi. Bulunduğumuz yerden daha muhteşem bir yer olacak.
Yeni yapmakta olduğumuz stadyumlar var bir de eski stadyumlar var. Eski stadyumu yıkıyoruz, millet bahçesine dönüştürüyoruz. Öyle zannediyorum ki 60 bin kilometrelik alan.
İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nı yeni havalimanı ile değiştiriyoruz. Atatürk Havalimanı ile ilgili proje çalışmalarına başlayacağız. Oranın alanı 12 milyon metrekare. Orada mevcut ağaçlar var ama burası sökülecek ve ağaçlandırılacak. Ama ağırlığı çimlerden oluşacak.
Gençler yazları çalışma imkanına kavuşsunlar, gençlere asgari ücret üzerinden maddi gelir elde etmesini sağlayalım. Her müracaat eden üniversiteli burs veya kredi alır. Geri gönderdiğimiz yok. Ama bunu bile yalan (Muhalefet) söylüyorlar. Bazıları kredileri beğenmiyor. Buradan söylüyorum, beğenmemezlik yapmayın. Kredinin faizi yok, krediyi de işe girdikten sonra vermeye başlıyorsun. Ama muhalefet bunu istismar ediyor. Biz dürüst olacağız halkımızı aldatmayacağız. Şimdi biz dürüst olacağız, halkımızı aldatmayacağız. Ya bunları bu kadar biliyordunuz, yapıyordunuz da CHP'nin bu ülkede koalisyon ortağı olduğu dönemler veya kendisinin iktidar olduğu dönemlerde acaba siz kaç öğrencimize kaç kuruş verdiniz? Gerçekçi olalım, dürüst olalım
24 Haziran’da bu iş bittikten sonra yemin sürecinde 10-15 günlük bir vakit olacak. Çalışmalarımızı şu anda yapıyoruz fakat o sürede ise daha farklı şekilde gerçekleştirilecek.
Burada ehliyet, liyakattir aslolan ve bu ehliyet liyakatle tabii parlamento sayısı nasıl oluşacak bu önemli. Bu sayı oluştuktan sonra, duruma göre değerlendirmesi yapılır. Yani MHP'ye gönül vermiş arkadaşlardan da istifade edilir. Yani buna göre bir değerlendirmeyle bizim burada ehliyet ve liyakate bakarak, güçlü isimlerle güçlü bir kabineyi kurmak gerekir.
Çıkmış bir tanesi diyor ki 'Külliye'yi üniversitelere vereceğim, Çankaya'yı zaten kullanmayacağım.' Bu çok çirkin bir popülizm. Havada karada kaparlar da öyle bir şey olsa, olmayacak zaten... Öyle bir şey söyle ki millet bunu makul karşılasın.
Benim milletim 24 Haziran'da kimin ne iş yaptığını bildiği için bunlara gereken dersi verecek.
Biz OHAL ile terörle mücadeleyi rahatlattık. Teröre yönelik çok ciddi mücadele verdik. Bu işi ciddi manada yumuşattığımız için 24 Haziran'dan sonra OHAL'e neşter vurabiliriz. Herhangi bir sıkıntı ile karşılaştığımızda OHAL'i tekrar getiririz.
F-35 için biz 800 milyon dolar ödedik. Bu konuda yanlış yaparlarsa, bu uluslararası hukukun gereğini işleriz.
S-400'leri çekip ambara koyacak halimiz yok. Biz bunları yeri geldiğinde kullanacağız. Bunlar savunma sistemleridir. Bunları kullanmayıp da, ABD'nin eline mi bakacağız?