AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Genel Merkez binasında açıklama yaptı.
Sözcü Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar:
Kara propagandaları yoğunlaştırıyorlar. Bundan neyi kastettiklerini biz anlıyoruz. Türkiye'nin elinin güçlenmesini istemiyorlar. Bunların son zamanlarda yoğunlaştırdıkları haber alanlarından bir tanesi son derece meşru, yasal itiraz sürecidir. Hukuka göre yürüyen itiraz süreci hakkında kara propagandayı yürürlüğe sokuyorlar. Müthiş rahatsızlar.
Kesinleşmiş bir sonuç olmadığı halde AK Parti'nin sonucu değiştirmeye çalıştıklarından bahsediyorlar. Türkiye'de sürecin şeffaflığından ya haberleri yok ya da yönlendirmek istiyorlar. Seçim neticesinde birtakım diktatörlere yakın gazetelerde Cumhurbaşkanımızın siyasi hayatıyla ilgili haberleri ibretle not ediyoruz.
Cumhur İttifakı'nın seçimlerden yüzde 52'ye yakın oy alması, önümüzdeki 4,5 yıl istikrarın devam edecek olması bunları ciddi bir şekilde rahatsız ediyor. Erdoğan eşittir Türkiye diyerek, Erdoğan'ın eli zayıflarsa masada Türkiye'ye istediğimizi yaptırırız diye hareket ediyorlar. Milletimiz dünyanın gıpta ile baktığı katılım oranıyla seçimlere katılmıştır. Bu kara propaganda çevrelerin aksine memleketimizin, milletimizin çıkarları takip edilecektir.
Bu itiraz süreci sadece AK Parti'nin sandıkların başında bulunarak yürüttüğü bir süreç değildir. Sürecin patronu hukuktur, yani YSK'dır. YSK çok başarılı seçimler yürütmüştür. Dünya ve demokrasi tarihine altın harflerle geçmiştir. Her partiden vatandaşlarımız bu süreci gözlemleyebildiği gibi bu sürece yakinen şahit oluyorlar.
Panik atak siyaseti yapmamak lazım. CHP yönetiminin 'bu süreç durdurulsun' yaklaşımında süreçten duyulan rahatsızlık nedir? Panik atağa gerek yoktur. Sürece ve sonuca saygı göstereceğiz. Sonuç olarak vatandaşımız ne derse o olur. Seçim kurulları çok şeffaf. Keşke o kurulların olduğu yerde bu çalışmaları yürütürken gerekirse kamerayla herkesin izleyebileceği şekilde Türkiye'ye yayın yapılsın.
Teşkilatlarımızın, kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın büyük teveccühü ile ulaşmaya çalıştıkları her bir AK Parti'nin ortaya çıkması için bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu aynı zamanda başka partilere oy veren vatandaşlarımızın heba olmuş oyu varsa onun da ortaya çıkmasını sağlıyor. Şundan herkesin müsterih olması lazım, hiçbir oy heba olmasın.
Her hâl ve şartta milletimizin tamamı kazanır, hiçbir ferdimiz kaybetmez. Sonuç olarak millet, demokrasimiz olarak kazanacaktır. AK Parti geleneği ödenmiş bedellerle dolu bir gelenektir. Biz sivil siyasetin, demokrasinin güçlenmesi için oligarşik sistemle mücadele ettik, mücadeleyi sürdürüyoruz. Milletimiz ne derse o olur.
Türkiye'nin sahibi millettir. Sandık yoluyla 'Türkiye'yi şunlar yönetsin' der, hepimiz o talimatı alır gayret sarf ederiz. Bütün partiler sandık seçim tutanaklarına, sandık döküm tutanaklarına baksınlar. Net, sakin, hukuka uygun, sürece ve sonuca saygılı olarak bir sürecin içindeyiz. Herhangi bir panik atak siyasetindekileri soğukkanlı olmaya davet ediyoruz.
Her vatandaşımızın ve siyasi şahsiyetin Anıtkabir ziyaretinden memnuniyet duyarız. CHP adayının ziyaretinde ise Anıtkabir defterine attığı imzada malesef bu saygıyı zedeleyen ve istismara yönelik bir ifade ortaya çıkmıştır. YSK kesin kararını vermedi. İtiraz süreci devam ediyor. Herhangi bir kimseye yetki ya da mazbata verilmemiştir. CHP adayı 'İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı' olarak imza atmıştır. Anıtkabir defterinin böylesi bir istismarda kullanılması saygısızlık olmuştur. Bu ziyaretleri, bu aziz hatıraya saygının ötesine taşırarak, birtakım kişisel çıkarlar için kullanmak saygı duyulacak tavır değildir, istismardır. Her önüne gelen o deftere istediği makamın sıfatını kullanarak imza atarsa son derece saygısızlık bir iş olur. Keşke oraya imza olarak 'CHP heyeti' diye imza atsalardı.