"YSK İstanbul seçimlerinin yenilenmesine karar verdi. Milletin iradesine başvurmak, şüpheleri ortadan kaldırmak açısından önemlidir. Seçim sürecinde ortaya sıkan sıkıntılarında bu kentin yönetilmesinde berrak bir sürecin ortaya çıkması gerekiyordu. YSK'nın suç duyurusu bulunacak kadar açık bir kanunsuzluk durumunun ortaya çıktığını gösteriyor. Siyaset, demokrasi nehri hukuk yatağında akar. Siyasetçiler için sayısal meşruiyet, hukuki meşruiyet siyasal meşruiyeti beraberinde getirir.
Hukuk çerçevesinde itirazlarımızın haklı görülmesi sonucu İstanbul seçimleri yenilenecektir. Yapılan bazı açıklamaları bu ölçüye göre değerlendirmemiz lazım. Başından beri biz AK Parti Genel Merkezi'nde yaptığımız açıklamalarda sürece saygı gösterdiğimizi ifade ettik. Tek bir vatandaşımızın bile heba olmaması gerektiğini söyledik. Hakarete uğrayan dimdik şekilde edebiyle seçim çalışmasını yürüten Yusuf gibi kardeşlerin emeğinin heba olmasını istemiyoruz. Dolayısıyla kazanmış olsak da kaybetmiş olsak da kaç oyla kazandık, kaç oyla kaybettik tablonun görünmesi gerekir. Bütün bu süre içerisinde ilk sayımlar yapıldığında yarı yarıya aradaki farkın kapanması, süreç devam ettirilseydi bu farkın tamamen kapanacağını gösteren bir tablo oluştu.
Bizim seçim sistemimiz seçim süreci boyunca seçim sonunda ortaya çıkacak aksaklıkları gidermek için birtakım emniyet sübapları içeriyor. İşte itiraz da budur. Bugün icad edilmiş yola başvurmuyoruz. Bu mekanizma seçimin bir parçası olarak varolan bir mekanizmadır. Biz de parti olarak bütün partilerin yaptığı gibi seçimden sonra itirazlarını ilçe, il seçim kuruluna, YSK'ya ilettiler. Birisi öteden beri dışarıdan ifade edilen içeride CHP tarafından dillendirilen bir şey, demokratik yolla iktidarların el değiştirmesine karşı çıkıyorlar gibisinden. Bunun ne siyasi ne hukuki bir temeli vardır. Bizim seçim kanunumuz seçimden sonraki itiraz sürecini seçim sürecinin bir parçası olarak tanımlamıştır. Bu mesele AK Parti ya da başka bir partinin çıkarının korunmasıyla ilgili bir meseledir.
Partimiz kapatma davasıyla karşı karşıya kalmıştır. Cumhurbaşkanımızı hedef alan bir sürü komployu bertaraf etmişizdir. Dün demokrasi mücadelesini verirken karşımızda yargı, askeri vesayetine sığınanlar bugün bizi sonuçları kabullenmemek gibi temelsiz bir iddiayla karşı karşıya bırakmaya çalışıyorlar. Sürece saygı gösteren sonuca da saygı gösterir. Bütün bu sürece saygı gösterdiğimizi söyledik. YSK'nın beğendiğimiz kararları var beğenmediğimiz kararları var. Madem ki nihai karar merci orasıdır ve millet adına karar vermektedir o zaman bu kararı kabulleneceğiz. Nitekim bu süreç sonuçlanmadan, İstanbul'la ilgili karar verilmeden evvel Ankara'da itirazlar yaşandı. Sürece ve sonuca saygı gösterdik. Milletin iradesinin başımızın üstünde yeri vardır dedik. Milletten başka bir patronumuz, amirimiz, talimat alacağımız bir merci yoktur.
CHP onların istediği gibi karar vermezlerse Kızılay meydanında yürümeyeceklerini ve suratlarına tüküreceklerini söylemişlerdir. Her seferinde şunu söyledik, YSK'yı, hakimleri tehdit etmeyin. Sürece saygı gösterirseniz sonuca da saygı gösterirsiniz. YSK'ya baskı yapıyorsunuz bunun sonu Yüce Divan'dır dediler. Yıllar geçiyor, nesiller değişiyor, CHP zihniyeti değişmiyor dedim. Birkaç saat sonra biz onu kast etmemiştik dediler. İlk defa darbelere mesafe koyma ihtiyacı taktik de olsa hissediyorlar. Bütün süreç boyunca herkesi kucaklamak istiyorum diyen İstanbul CHP adayı büyük bir saldırganlıkla önüne geleni gaflet, dalalet ve ihanetle suçladı.Bütün bu süreç boyunca göstermeye çalıştığı birtakım sempatik cümlelerin yerini maalesef çatışmacı bir davranışı ortaya koydu. Sürece saygı göstermediler, şimdi sonuca da saygı göstermiyorlar. YSK sonuçta birisini galip ilan etmiyor. Diyor ki milletin iradesine başvurun diyor. En büyük hakeme başvurmanın karşısında herkesin saygılı davranması gerekir. Millete gideceğiz, vatandaşlara tezlerimizi arz edeceğiz. İstanbul için yapacaklarımızı aynı samimiyetle anlatacağız.