Ramazan ayı kalabalık sofralar arzu ettiği kadar hoşgörülü ve birbiriyle sevgi, saygı çerçevesinde görüşen insanlara da ihtiyaç duyuyor. Dolayısıyla en kötü duygulardan arındıran, saf duyguları harekete geçiren kutsal yerleri ziyaret etmek Ramazan ayının gerekliliklerinden biri haline geliyor. Bu sebeple kendini İstanbul sokaklarının akışına bırakan nice insan, sayısız kutsal mekânın içinde ‘nereye gitsem’ havuzunda debeleniyor. Dolayısıyla bu durumlarda ihtiyacınız olan tek şey, iyi bir rehber olacaktır. Biz de İstanbul’da Ramazan ayında gezilebilecek noktaları sizler için derledik. İşte İstanbul’un Ramazan ayındaki uğrak noktaları;
6 minaresi bulunan Sultanahmet Camii, en çok turist çeken camilerden biri olarak Ramazan ayında da bu ritüeli bozmayacağa benziyor. Sultan I. Ahmet’in isteği üzerine Mehmet Ağa tarafından yapılan bu cami, İznik çinileriyle bezenmiş bir mimari harika adeta. Sultanahmet Meydanı’nın manzarasının en önemli parçalarından biri olan Sultanahmet Camii’nde iftarı kalabalıkla beraber yapma fırsatını kaçırmayın.
Kanuni Sultan Süleyman’ın arzusu üzerine 85 yaşına varmış olan Mimar Sinan’ın yaptığı ve daha sonra ‘kalfalık eserim’ diye tanımlayacağı Süleymaniye Camii, Osmanlı mimarisini en iyi yansıtan binalardan biri olarak büyük önem arz ediyor. Medrese, hamam, kütüphane gibi ek hizmetlerin yer aldığı külliyesi de bulunan bu camiye kuş bakışı bakıldığında inanılmaz bir görüntü ziyafeti sunuyor. İnanılmaz bir zekanın ürünü olan camide her bir detay Mimar Sinan tarafından özenle hesaplanmış. Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan Türbelerine çok yakın bir mesafede bulunan Süleymaniye Camii’nde Ramazan coşkusunu yaşayabilirsiniz.
İstanbul’da Ramazan denildiğinde akla ilk gelen mekanlardan birisi de Eyüp Sultan. 1459 yılında yapılan Eyüp Sultan Camii ve aynı bahçede yer alan Eyüp Sultan Türbesi, daha çok hicret olduğu zaman Hz. Muhammed’i ağırlama şerefine muktedir olma özelliğiyle öne çıkan Ebu Eyyub El-Ensari Hazretleri olarak anılan zata ait. Özellikle Ramazan ayında sık sık ziyaret edilen Eyüp Sultan Türbesi, sabah namazlarında da dolup taştığı için ayrı bir öneme taşıyor. Her gün gül suyuyla temizlenen cami ve türbe Ramazan ayı boyunca günün her saati misafir kabul ediyor.
Başından onca felaket geçmesinden dolayı sayısız restorasyona maruz kalan Fatih Camii, Ramazan ayında görülmesi gereken şaheserler arasında yer alıyor. Yapıldığı dönemden itibaren kültürel bir merkez olan bu caminin içinde zamanın nasıl geçtiğini anlayamabilirsiniz. Fatih Camii oldukça merkezi bir konumda bulunduğu için ulaşım konusunda hiçbir sıkıntı yaşamayacağınız garanti ediyoruz.
Mimar Sinan’ın eserlerinden biri olan Sokullu Mehmet Paşa Camii, 1572 yılında Kanuni Sultan Süleyman dahil olmak üzere 3 padişahın sadrazamlığını üstlenen Sokullu Mehmet Paşa’nın eşi ve kızının isteği üzerine yapılmış. İç avlusu bulunan bu cami, bahçesindeki şadırvanla birlikte bir külliyeye dahil edilmiş. Cennet yakutlarından olduğu düşünülen Hacer’ül Esved taşının 4 parçasının sergilendiği bir yer olarak Kabe’ye gitme şansı olmayanların bir nebze olsun gönlünü hoş ediyor.
9. yüzyılda Diyakonissa Kilisesi için hizmet veren bina orduda bulunan dervişler için kullanılmaya başlanmasından dolayı ‘derviş’ anlamına gelen ‘kalender’ sözcüğüyle Kalenderhane olarak adlandırılmış. 1972 yılındaki restorasyonunda bugünkü haline kavuşan yapının içinde kabartmalar ve kaplamalar bulunuyor. Kalenderhane Camii’ne Ramazan ayında bir ziyaret gerçekleştirebilir ve Fatih Sultan Mehmet’in camide yer alacak kişilere verilmesini istediği ödemelerin yer aldığı belgeyi görebilirsiniz.
Mimar Sinan’ın çıraklık eseri olan Şehzadebaşı Camii, altı kapısı bulunan bir avlunun içinde yer alıyor. Kubbe hayranlığı olan Mimar Sinan’ın bu eserinde de bir büyük ve dört tane de küçük kubbe bulunuyor. Şehzade Türbesi ise renkli çinilerle dizayn edilerek oldukça farklı bir yapıya büründürülmüş. Ayrıca dış taraftaki avlunun içinde Destari Mustafa Paşa ile İbrahim Paşa adındaki iki önemli zatın türbelerine de yer veriliyor.
Helvacı Baba olarak bilinen Helvai Yakup Efendi, 1510 yılında doğan bir halife aslında. Ancak zamanında helva satarak geçimini sağladığı için bu isimle anılan bu mukaddes kişinin Fatih’de bulunan türbesi, her yıl sayısız ziyaretçiyle dolup taşıyor. Üstelik burada ziyaretçiler, dilek diledikten sonra kabul olması adına gerekli olan helva dağıtma ritüelini gerçekleştiriyorlar.
Fakirlik çeken bir derviş olan Oruç Baba, bu ismini Ramazan aylarında tuttuğu orucu bir kuru ekmek ve sirkeyle açması almış. Oruç Baba ismiyle anılan zat, savaş zamanında da askerlere dağıttığı yiyecekler ve sular konusunda bol gönüllü olmasıyla da bilindiğinden özellikle bu mübarek ayda Oruç Baba Türbesi sıklıkla ziyaret ediliyor. Oruç Baba Türbesi’ni ziyaret edip de ilk iftarını burada yapmayı düşünenler sirke ve ekmekle geliyorlar. Ramazan’ın ilk gününde oruçlarını burada, diğer ziyaretçilerle beraber açanların dualarının kabul olduğuna inanılıyor.
1505 yılında inşa edilen Bayezid Camii, II. Bayezid’in mezarını bünyesinde bulundurması açısından oldukça önemli bir yere sahip. Hamam, sübyan mektebi, medrese gibi yapıların bulunduğu, zamanın sosyalleşme ve kültür merkezi olan külliyenin bir parçası olan Bayezid Camii’nin mermer yapılı avlusunun içinde bir de şadırvan yer alıyor. Mihraba yakın olan kısımda Yavuz Sultan Selim’in isteği üzerine yapılmış olan türbe de bulunuyor. Bugün Bayezid Külliyesi’nin içinde yer alan kervansaray devlet kütüphane olarak hizmet veriyor. Eğer kitaplara ilgi duyuyorsanız burada bulunan kitaplara göz atabilirsiniz. Ayrıca Bayezid Camii’n en önemli özelliklerinden biri de bu camiden sonra yapılan bütün camilerin kıblesi belirlenirken Kabe’ye bakmasından dolayı bu caminin yönü esas alınmış olması.
Büyük Mecidiye Camii olarak da bilinen ve İstanbul’un Boğaz manzarasına sahip camilerinden biri olan Ortaköy Camii, Beşiktaş’ın en meşhur pozlarından birinin içinde yer alıyor. Ayrıca nice insanın buluşma ve kavuşma mekânı olan Ortaköy Camii, Ramazan aylarında da cemaatin teravih için toplanma alanı oluyor. 1854 yılında inşa edilen bu caminin isyanlar sırasında yıkılmasına rağmen Sultan Abdülmecid’in isteğiyle yeniden bina edilmesi sayesinde varlığı günümüze kadar ulaşabilmiş. Üstelik Abdülmecid’in hat becerisiyle yazdığı Allah, Muhammed gibi kutsal isimler de hala kubbedeki yerini koruyor. Gezinizin bu noktasında iftar saati gelmiş olursa sahilde yer alan restoranlardan birinde orucunuzu açabilirsiniz.
Hasırcılar Çarşısı’nda konumlanan Rüstem Paşa Camii, Süleymaniye Camii’ne yakın bir mesafede bulunuyor. Ünlü bir profesör olan Prof. Dr. Walter B. Denny tarafından adeta bir çini müzesine benzetilen caminin avlusunda iftar yemekleri düzenleniyor.
1598 yılında yapımı tamamlanan Aziz Mahmud Hüdayi Efendi Hazretleri Camii Serifi’nde 1628 yılında vefat etmesinin ardından gömülen Aziz Mahmud Hüdai’nin naaşı bulunuyor. Derviş hücreleri, zatın kendisi ile kızlarına ait bölümler gibi kısımlardan oluşan külliyede yer alan cami kızı ve Mihrimah Sultan tarafından yaptırılmış. Sabah 09.00 ila 20.00 saatleri içerisinde ziyarete açık olan Aziz Mahmud Hüdayi Efendi Hazretleri Türbesi de bu külliyeye dahil edilmiş. Özellikle Ramazan ayında sık sık ziyaret edilen Aziz Mahmud Hüdayi Efendi Hazretleri Camii Serifi’nde edilen bu duanın kabul olacağına inanılıyor.
Şeyh Selami Ali Efendi Türbesi, Celvetiye tarikatına mensup olan Şeyh Selami Ali Efendi’ye ait. Sahip olduğu her şeyi hayır işlerinde kullanmasından ve çeşitli noktalarda bulunduğu yardımlardan dolayı kutsal bir mertebeye ulaştırılan Selami Ali Efendi, öleceğini hissederek cemaatin onu taşımakta zorlanmayacağı bir yere gidip abdest aldıktan sonra ölmesi üzerine ne kadar mukaddes bir kişi olduğu kabul edilmiş. Bu sebeple ziyaretçisi oldukça bol olan Şeyh Selami Ali Efendi Türbesi Ramazan’da ziyaretçilerin uğrak noktaları arasında yer alıyor.
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetme çabasının ardında binlerce hikâye var aslında. Bunlardan biri de Zuhurat Baba diye bilinen zatın hikayesi. Zuhurat, kelime olarak aslında ‘umulmadık, olağan dışı olgular’ demek. Çünkü Bizanslılar tarafından Osmanlı askerlerinin kullandıkları su kaynaklarının zehirle sabote edilmesi üzerine Zuhurat Baba mucizevi bir biçimde ortaya çıkmış ve askerlere su kırbasıyla su dağıtmış. İşte bu şekilde askerlere su taşırken savaş alanında ölünce olduğu yere defni sağlanan Zuhurat Baba’nın bugün türbesi sayısız insan tarafından ziyaret ediliyor. Su dağıttığı kırbasından da oluk oluk sularının akması onun kutsal bir zat olarak kabul edilmesine neden olmuş.
Hz.Yuşa, Hz.Yusuf (a.s)’ un yeğeni ve yardımcısı olduğu bilinmektedir. Hz. Musa’nın Hz. Yuşa ile iki denizin birleştiği yere kadar yaptıkları yolculukları ve burada Hızır (a.s) ile buluşmaları Kuran-ı Kerim’de anlatılır. Adı ile aynı olan tepede türbesi bulunan Hz. Yuşa’nın mezarının bu türbe içinde olduğu söylenir.
Hz. Muhammed’in vasiyeti ile Veysel Karani’ye bırakılan kutsal emanet Hırka-i Şerif, Ramazan ayı boyunca Hırka-i Şerif Camii’sinde ziyaret ediliyor. Hırka-i Şerif, haftaiçi 10.00-18.00, haftasonu ise 09.00-18.00 saatleri arasında arife günü ikinci namazı sonrasına kadar sürüyor. Kadir Gecesi teravih namazı sonrasında 09.30’a kadar ziyaret edilebilecek. Yaşlı, hamile ve hasta ziyaretçiler sıra beklemeden Hırka-i Şerif’i görebilir.
537 yılında inşa edilen Ayasofya hem Bizans İmparatorluğu hem de Osmanlı İmparatorluğu dönemlerine tanıklık etmiştir. Artık hem cami hem de müze olarak işlev gören Ayasofya Ramazan ayında da tarihi dokuyu iliklerine kadar hissedebileceğin yerlerden. Asırlardır saysız medeniyete ev sahipliği yapan Ayasofya’da teravih namazı kılmak bir ayrıcalık. 86 yıl boyunca müze olarak hizmet veren Ayasofya, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ismiyle kılınan cuma namazı ile 24 Temmuz 2020 tarihinde resmen ibadete açıldı.
528 yılına dayanan Galata Kulesi, İstanbul’un eşsiz manzarasını seyretmek için ideal bir yer. Bizans İmparatoru Anastasius tarafından Fener Kulesi olarak inşa edilen kule Ramazan’da da büyük ilgi topluyor. Ramazan ayında buradan hem iftar öncesi hem de iftar sonrası şehrin ışıklarını izleyebilirsin.
Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa edilen Kapalıçarşı dünyanın en eski ve en büyük kapalı çarşılarından. 1461’de inşa edilen çarşı Ramazan alışverişi için tercih edilen geleneksel adreslerden. Sahurluk ve iftariyelik için eksiklerini tamamlamak isteyenler en otantik lezzetleri burada bulabilirler.
Çamlıca Tepesi İstanbul'un en yüksek noktalarından biri olup, şehrin nefes kesen panoramik manzarasını sunar. Ramazan akşamlarında burada güzel bir yürüyüş yaparak iftar öncesi veya sonrası İstanbul'un ışıklı siluetini izleyebilirsiniz. Çamlıca Tepesi’nde bulunan Büyük Çamlıca Camii ve Küçük Çamlıca Camii teravih namazları için de tercih edilebilir. Özellikle Ramazan geceleri düzenlenen konserler, söyleşiler ve sergiler de büyük ilgi görüyor.
Taksim Camii, İstanbul’un Beyoğlu ilçesindeki Taksim Meydanı’nda yer alan İstanbul’un simgesi olabilecek ihtişamda bir camiidir. Caminin mimarı Şefik Birkiye ve Selim Dalaman’dır. Camiinin inşaatına 9 Şubat 2017 tarihinde başlanmıştır. 28 Mayıs 2021 Cuma günü Cuma namazı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı törenle açılmıştır. İstanbul’un en uğrak noktalarından Taksim Meydanı’nda yer alan camide teravih namazı büyük bir kalabalıkla kılınıyor.
İstanbul'un Fatih ilçesinde bulunan Yavuz Selim Camii, 1520-1522 yılları arasında Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılmıştır. Caminin etrafındaki geniş avlu, özellikle Ramazan ayında iftar ve teravih namazı için ideal bir ortam sunar. Tarihi ve manevi atmosferiyle Yavuz Selim Camii, Ramazan'da ziyaret etmek isteyebileceğiniz bir diğer önemli mekan.
İstanbul Boğazı'nın Avrupa yakasında yer alan Rumeli Hisarı, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1452 yılında inşa edilmiştir. Hisarın içinde bulunan küçük cami ve kafeler, Ramazan ayında iftar ve sahur için daha sakin bir yer arayanlar için güzel bir seçenek. Ayrıca Boğaz manzarası eşliğinde yürüyüş yaparak iftar sonrası Ramazan gecelerinin tadını çıkarabilirsiniz.
Galata Mevlevihanesi İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde yer alan tarihi bir yapı. Ramazan ayında Mevlevi kültürünü deneyimlemek isteyenler için düzenlenen sema gösterileri ve etkinlikler ilginizi çekebilir.