Yeni Şafak

İslam'ı aşkla yaşayanlar: Üç insan ve imtihanları

01:0019/03/2025, Çarşamba
G: 19/03/2025, Çarşamba
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.

Mehmet Nezir Gül

Cenab-ı Hak hepimizi her an bir sınavdan geçirmektedir. Bu sınavın açığa çıkan, bilinen, görünen yönleri olduğu gibi meçhul kalan yönleri de vardır bizler için. Bazen iyi bazen kötü yanlarımızla görünür, işler yapar, sevinir veya üzülürüz.

Eski milletlerde, Rabbimizin melekleriyle sınadığı üç kişiyi Peygamber Efendimiz bizlere bir rivayette bildirmektedir.

Vücudu alaca tenli, başında hiç saçı olamayan ve bir de gözleri görmeyen üç kişi vardı farklı yerlerde. Allah (cc) bir meleği insan suretinde gönderdi. Önce alaca tenliye giderek sordu:

“Senin bu dünyada en çok istediğin şey nedir?

Adam hiç duraksamadan cevap verdi:

“Güzel bir cilde sahip olmak isterim. İnsanlar benden bu hâlimle kaçıyorlar. Çekinip ürküyorlar. Ben de buna çok üzülüyorum.”

Melek ona meshetti ve adamın bedenindeki tüm alacalı, benekli hâller gitti. Güzel, pırıl pırıl bir yapıya kavuştu. Melek ona sordu:

“Peki, ne tür bir mala kavuşmak istersin?”

Adamın şaşkınlığı arttı.

“Deve… Ben develeri çok severim. Develerimin olmasını isterim.”

Allah tarafından ona on aylık hamile bir deve verildi.

Melek, “Allah yeni hâlini ve bu deveni sana mübarek eylesin!” dedi ve gözden kayboldu.

Melek bu defa başında hiç saçı olmayan bir adamın yanına gitti. Ona da hâl hatır faslından sonra sordu:

“Senin bu dünyada en çok istediğin şey nedir?

“Güzel bir saça sahip olmak isterim. Halk benim bu hâlimle hep alay etmekte. Bu hâlimin gitmesini isterim”

Melek, elleriyle adamın başını meshetti ve saçlar çıkmaya başladı. Başında saçlar gören adam, sevincinden ne yapacağını bilemedi.

Melek sordu devamında:

“En çok hangi malı seversin?”

“Sığır!” dedi adam. Ve kendisine Allah tarafından hamile bir inek verildi.

Melek, “Allah yeni hâlini ve bu sığırı sana mübarek eylesin!” dedi ve gözden kayboldu.

Melek bu defa gözleri hiç görmeyen bir adamın yanına gitti. Ona da hâl hatır faslından sonra sordu:

“Senin bu dünyada en çok istediğin şey nedir?

“Allah’ın bana gözümü vermesini, tabiatı ve insanları görmeyi çok isterim!” dedi.

Melek onun gözlerini meshetti ve Allah da gözlerine görme özelliği verdi.

Sonra melek sordu:

“En çok hangi malı seversin?”

“Koyun!” dedi adam ve ona doğurgan bir koyun verildi.

Melek, “Allah yeni hâlini ve bu koyunu sana mübarek eylesin!” dedi ve gözden kayboldu.

Yıllar geçti, zaman ilerledi.

Deve ve sığır yavruladı, koyun kuzuladı. Ve her birinin hayvanları, vadiyi dolduracak kadar çoğaldı.

Şimdi imtihanın ikinci faslı başladı.

Yıllar önce gelen melek, o önceden alaca tenli olan adamın eski hastalıklı suretinde geldi.

“Ben fakir bir kimseyim. Hem de hastalıklıyım gördüğün gibi. Yola devam etme imkânım kalmadı. Şu anda Allah’tan ve senden başka bana yardım edecek kimsem yok. Sana şu güzel cildi, şu malı mülkü veren Allah aşkına bana bir deve vermeni istiyorum. Böylece hem yoluma devam edeyim hem de ihtiyaçlarımı göreyim!”

Adam çok katıydı, kesin konuştu:

“Olmaz böyle bir şey. Bu malda nicelerinin hakkı vardır. Sana veremem!”

Melek biraz ipucu verdi:

“Sanki seni tanıyor gibiyim. Sen ala tenli, insanların kendisinden uzak durduğu, fakir biri değil miydin daha önce?”

“Sen çok olmaya başladın. Ben bu malı atalarımdan aldım. Haydi, git bakalım!”

Melek:

“Eğer yalancı isen Allah seni eski haline çevirsin!” dedi ve yanından ayrıldı.

Bu defa önceden kel olan şahsın yanına, kel bir adam suretinde gitti.

Aynı şeyleri söyleyerek yardım talebinde bulundu. O da yardımı reddetti ve onu kovdu. Melek ona da,

“Eğer yalancı isen Allah seni eski haline çevirsin!” dedi ve yanından ayrıldı.

Sırada üçüncü adam vardı. Eskiden a’ma olan şahsın yanına geldi. Benzer talepte bulundu.

“Ben fakir bir adamım, yolcuyum, gözlerim de görmüyor. Yola devam etme imkânı kalmadı. Bugün, evvel Allah sonra senden başka bana yardım edecek yok! Sana gözünü iade eden Allah aşkına senden bir koyun istiyorum; ta ki yolculuğuma devam edebileyim!” dedi.

Adam şöyle dedi:

“Ben de eskiden â’ma idim, etrafımı göremez, güzelliklerin farkına varamaz idim. Allah bana gözümü iade etti. Fakirdim, mal verip zengin etti. İstediğini al, istediğini bırak! Vallahi, bugün Allah adına her ne alırsan, sana zorluk çıkarmayacağım!”

Melek bu güzel cevap karşısında müjdeyi verdi:

“Malın hep senin olsun! Sizler imtihan olundunuz. Senden memnun kalındı ama diğer iki arkadaşına gazap edildi” dedi, gözden kayboldu.” Bu şahsın malına bereket verildi, diğer ikisi de eski hâline döndürüldü.” (Buhârî, Enbiya 50, Müslim)

Bize bir ikramda bulunan kişiye, nimetlerin asıl sahibine asla nankörlük etmemeliyiz.

İnfak etmekten kaçınmamalıyız.

İhtiyaç sahiplerine her zaman yardım etmeliyiz.

Geçmişimiz, nereden geldiğimizi unutmamalıyız.

Yalan beyan ve ifadelerden kaçınmalıyız.

Nimetleri asıl veren kerim Rabbimizi unutmamalı, hamd etmeliyiz.

Cimriliğin ne kadar kötü bir haslet olup bize dünyada da ahirette de zarar getireceğini

unutmamalıyız.




#Aktüel
#Ramazan
#Mehmet Nezir Gül
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.