
Hazreti Ömer’in halife olduğu dönem.
Herkes adaletin sıcaklığını en tatlı bir biçimde hissediyor.
İnsanlar rahat ve huzurlu. Çünkü güvendikleri bir devlet, inandıkları bir devlet başkanı ve birbirine karşı saygılı bir toplum var.
Fakat her şeye rağmen aksilikler, eksiklikler, yanlışlıklar, sıkıntılar, ihmaller de yok değildi…
Çünkü insanın olduğu yerde isyan ve nisyanın da olması mümkündür.
…
Bir baba oğlunun elinden tutarak, adeta sürüklercesine Halife Ömer’in huzuruna çıkarır.
Baba kızgın, baba kırgın, baba şikâyetçidir:
“Ya emirel müminin!
Ben bu çocuğun elinden bizar oldum.
Beni mahvetti bu çocuk.
Ne söz dinliyor ne iş yapıyor ne de evde huzur veriyor kardeşlerine.
Ben bundan şikâyetçiyim, ne gerekiyorsa yapın.”
Delikanlı başını önüne eğmiş dinliyordu. Hiç de öyle birine benzemiyordu.
Hz. Ömer, biraz öfkeli biraz da sevecen bir tavırla gence baktı. Ona nasihat ve uyarılarda bulundu.
Halifenin sözü bittikten sonra delikanlı sordu:
“Ya emirel müminin! Size bir şey sorabilir miyim?”
“Elbette sorabilirsin.”
“Bir çocuğun anne babasına karşı görevleri var da anne babanın çocuklarına karşı görevleri yok mu acaba?”
Hz. Ömer beklemeden cevap verdi:
“Elbette vardır.
Mesela iyi, ahlaklı bir anne adayı bulmalıdır.
Çocuğuna güzel bir isim vermelidir.
Onu küçük yaştan itibaren iyi yetiştirmeli, Kur’an öğretmeli, zamanı gelince evlendirmelidir…”
Delikanlı bu açıklama üzerine cesaretlendi:
“Babam bana temel vazifelerini yapmadı ki ben de ona itaatkâr ve uyumlu biri olayım.”
Halife Ömer merak etti.
“Açıkça konuşur musun yavrum, baban ne yaptı?”
Diyalogun bu safhasında tedirginlik babaya geçti ama yapacağı bir şey yoktu.
Genç devam etti:
“Benim babam evleneceği zaman, toplumun en alt tabakasından, ahlaki zafiyeti olan bir cariyeyle evlendi. İyi bir eş seçmedi.
Ben dünyaya geldiğim zaman bana Cual ismini verdi. Adı Cual/ Karaböcek olan bir çocuktan güzel, beyaz işler beklenebilir mi?
Sonra büyümeye başladım.
Bana Kur’an’dan, dinimden zerre kadar bir şey öğretmedi ki!
Ben bu hâlleri yaşamış biri iken, ona nasıl itaat edebilirim?”
Başını öne eğme sırası babaya gelmişti.
Az önceki celalli babadan eser kalmamıştı.
Halife Ömer (ra) adama ve oğluna nasihat ettikten sonra onları gönderdi.
“İyi bilin ki, mallarınız ve evlatlarınız sizin için ancak birer imtihan sebebidir. Büyük mükâfatın ise yalnız Allah’ın yanında olduğunu unutmayın.” (Enfal, 8/28)***
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.