Mühtedilerin Müslüman olduktan sonra yaşadıkları “dramatik” denebilecek değişimleri. İslam ülkelerine göç etmeler, giyim kuşamdaki değişiklikler, eski yaşam alışkanlıklarını değiştirmeler, ihtidadan sonra birçoğunun başına gelen yenilikler gibi konuyu ele alan Nihayet dergisi, arayış içinde olanları anlattı.
İhtidanın sosyolojisine yönelik birtakım tespitler yapılmış olsa da, ihtidanın psikolojisine yönelik daha kapsamlı araştırmalara ihtiyaç bulunuyor. Burada hemen dikkat edilmesi gereken bir husus, mühtedilerin Müslüman olduktan sonra yaşadıkları “dramatik” denebilecek değişimleri.
İslam ülkelerine göç etmeler, giyim kuşamdaki değişiklikler, eski yaşam alışkanlıklarını değiştirmeler, ihtidadan sonra birçoğunun başına gelen yenilikler. Ama bu yeniliklerden biri var ki, çok istisnai bir nitelikte.
Gariplerin Kitabı
1934’de İskoçya’da doğan Ian Dallas da bu girdabın ortasında çilelere göğüs gerenlerden. Bir gazete editörü, senarist, oyuncu ve yazar olan Ian Dallas, 1967’de ilahi çağrıya icabet ederek Fas’a gidiyor. Bir ramazan günü Karaviyyin Camii’nde İslam’la müşerref olup Abdülkadir es-Sufi ismini alıyor. Çok geçmeden teslimiyetini intisabıyla taçlandırıyor. Batı’da İslam’la müşerref olanların büyük bir bölümünün bu noktaya tasavvuf eşiğinden geçerek ulaştıkları bilindik bir durum.
İngiltere'de İslam'ı anlattılar
Abdülkadir es-Sufi, mürşidinin Batı’da arayış içinde olanları hakikate davet işaretiyle, materyalizmin hüküm sürdüğü topraklarda kendisini izleyen bir grup yoldaşıyla yola koyuluyor. İrşad faaliyetlerine bir süre Amerika’da devam ediyorlar. Daha sonra İngiltere’ye dönüp insanlara İslam’ı anlatıyorlar. Bu faaliyetleri fırsatını buldukları her mecrada söz gelimi Hyde Park’ta devam ettiriyorlar.
Norwich’te “Müslüman köyü”nü kurmaya karar verdiler
İsmet Özel tarafından Türkçeye çevrilen Gariplerin Kitabı isimli kalbi eserinde, Abdülkadir es-Sufi bir arayışın öyküsünü de gözler önüne seriyor. Asıl yurdumuz olan Doğu’dan uzakta, Batı’da manevi yolculuklarını tamamlamaya çabalayan sayıca az ancak keyfiyet bakımından hayli kabarık yolcuların doğru yolu bulma iştiyaklarının öyküsünü.
İnandığı gibi yaşama hissi ağır basıyor ve ilkin Maida Vale’de belki de türünün ilk örneği bir sufi topluluk oluşturuyorlar. Topluluğun mensupları artık geniş bir halka oluşturuyor ve tasavvurlarındaki hayat tarzını sürdürmek için 1976’da İngiltere’nin Norfolk bölgesinde yer alan Norwich’te “Müslüman köyü”nü kurmaya karar veriyorlar.
Gariplerin Köyü
Bir köy inşası düşüncesi, yaşanması öngörülen hayat etrafında ortaya çıkması muhtemel bunalım ve çatışmalardan uzakta, söz konusu hayatın sükûnet içerisinde sürdürülmesi amacını taşıyor belki. Bu köy aynı zamanda yeni bir kimlik anlamına da geliyor. Norwich, “köy” denince zihnimizde beliren görüntüden bir miktar farklı olarak kasaba ile küçük bir şehir arası bir büyüklükte.
Es-Sufi çeşitli merkezlerde
Arazi geniş ve ulaşımı kolay. Bu köyle amaçlanan şey, hareketin mensupları için Sünnet’in yaşanabileceği bir ortamın sağlanması. “Müslüman köyü”, tıpkı geleneksel bir şehir gibi, bir cami etrafında kümelenen diğer yapılardan oluşuyor. Herkesin bir işin ucundan tutarak birlikte iyilik içre yaşadığı bir topluluk, belki de İslami bir komün söz konusu.
“İslam garip başladı ve garipliğe rücü edecek. Müjdeler olsun o gariplere” mealindeki hadis-i şerifi şiar edinen bu topluluk, on yıl kadar bu şekilde hayatlarını sürdürdükten sonra kimi özel sebeplerle (bazı rivayetlerde, yaşanan kimi anlaşmazlıklar sonucu) dağılıyor. Es-Sufi hala önemli sayıda bir takipçi kitlesine sahip. Ama artık bir köyde değil, dünya ölçeğine yayılmış çeşitli merkezlerde ve zaviyelerdeler. Kendisi de bir süredir Cape Town’da yaşıyor.