Akşam ezanıyla birlikte atılan iftar topları, eskisi kadar duyulmuyor. Yeni nesil bu geleneğe belki de binde bir şahit oluyor. Ezanın sesini sokağımızdan yankılanan haliyle dinlemek yerine, çoğu aile televizyonlarının başından dinliyor. Ya da akıllı telefonlarından takip ediyor. Top atılmadan oruçlarını açmayan eskiler de, çağa ayak uydurdu.
İftar topu, akşam ezanının okunmasıyla birlikte atılır. Atılan top, iftar vaktini müjdeler.
İftar ve sahur topu uygulaması 1800'lü yıllarda Osmanlı döneminde başladı. İftar topu geleneği halen sürse bile imsak vaktinde atılan toptan çok uzun yıllar önce vazgeçilmiş.
Osmanlı arşivinde bulunan evraklar doğrultusunda iftar topu geleneği hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Evraklarda; iftar topu geleneğinin 1821 yılında Anadolu Hisarı'ndaki topun ateşlenmesiyle başladığını belirtiyor.
Anadolu Hisarı'nın ardından kısa bir süre sonra ise Rumeli Hisarı'nda da top atışları başlamış. 1827 yılında ise iftar topu Yedikule surlarında atılmaya başlamış. Zamanla farklı semtlerde de uygulanmaya başlamış.
20-25 yıl içinde ise iftar topu geleneği, imparatorluğun her bölgesine yayıldı. Halen birçok Müslüman ülkede iftar topu geleneği yaşatılmaya devam ediliyor.
Osmanlı Devleti döneminde, top atışları sırasında ciddi kazalarda yaşanmış. Ancak vefat eden kişilerin ailelerine, devlet tarafından ömür boyu maaş bağlanmış.
Osmanlı'dan günümüze kadar iftar topu atışlarında; cebel topları, sahra topları, balyemez topu, dağ topu, karabina topu ve kamış topu gibi farklı toplar kullanılmış.
Kalelerin olmadığı bölgelerde, top atışları yasaklanmış. Söz konusu yerlerde iftar topu yerine, tüfek ateşleniyormuş.