Haşir; Tüm İnsanlardan Önce Haşrolunacak Peygamber

01:003/04/2024, Çarşamba
G: 2/04/2024, Salı
Yeni Şafak
Arşiv.
Arşiv.

Mehmet Nezir Gül

Bu dünya geçici, İsrafil Aleyhisselam’ın Sur’a üflemesiyle birlikte son bulacak ve ebedi hayat başlayacak. Zamanını, şeklini, mekânını sadece Yüce Rabbimizin bildiği dirilme, haşr, hesap verme süreçleri de muhakkak yaşanacak.

Allah Resulü’nün (sav) bir ismi de Haşir’dir.

Haşir, toplayan demektir.

Peygamber Efendimiz’in (sav) bu isminin geçtiği hadis rivayeti şöyledir:

Cübeyr b. Mut’im (ra) anlatıyor: Resulullah (sav) buyurdular ki: “… ben Haşir’im (toplayıcı), insanlar benim arkamda haşredilecektir…” (Buhari, c. 2, s. 514, H. N. 1472, Tirmizi, Müslim, Muvatta)

İsrafil’in (as) sur’a ikinci üflemesiyle insanlar haşrolacak, yeniden dirileceklerdir.

Mahşer gününün o dehşetli anında ilk haşrolacak kişi, hadisi şeriften de anlaşıldığı üzere Peygamber Efendimiz (sav) olacaktır. Onun ardından da diğer insanlar haşrolacak, diriltilecektir.

Arz’ın yarılmasıyla ilk dirilecek olanın Hz. Muhammed olacağı açık ve net bir şekilde anlaşılmaktadır.

Ve Allah Resulü (sav) kendinden sonra diğer insanların haşrine şahitlik edecektir.

Bunu destekler mahiyette gelen bir açıklamada Müslim Şarihi şöyle demektedir:

“Bunun manası, insanlar bana tabi olur, benim izimden gelirler. Benim peygamberliğim zamanında, etrafında toplanırlar.” (Sahih-i Müslim, Davudoğlu Şerhi, c. 10, s. 142)

Yeniden yaratılacak olan müminlerin, mahşerde, iman ettikleri Peygamberi görmeleri kendilerine bir moral olacaktır.

Çünkü o günün heyecanı, korkusu ve tedirginliği çok dehşet verici bir boyutta olacaktır.

Ancak müminler bir nebze de olsa peygamberlerini görerek güven duyulacak bir melce bulmuş olacaklardır.

Peygamber Efendimiz son peygamberdir ama ilk haşrolan kişi olacaktır. Çünkü o, diğer tüm peygamberlerden üstün olduğu gibi, onların tüm güzel özelliklerini de barındırmaktadır.

***

Haşir ismini henüz dünyada olan biz Müslümanlar açısından, şu manada değerlendirmek de mümkündür: Allah Resulü (sav), Asrı Saadet’te insanları şirkten ve haksızlıklardan ayırarak kendi etrafında, hak ve adalet, iman ve salih amel üzere toplamıştır.

Onun etrafında olanlar, ondan aldıkları nuru nebeviyeyi kendi iç dünyalarına, amellerine yansıtmış ve tarih boyunca herkesin imrendiği bir medeniyet kurmuşlardır. Ve bugün de Hz. Muhammed’in sünneti seniyyesi etrafında toplananlar, aynı güzellikleri yaşamakta ve örnek olmaktadırlar. Dolayısıyla Efendimiz’in (sav) haşir ismi şerifi günümüzde de bu anlamda devam etmektedir.

Mahşerde, onunla haşrolmayı ve beraber cennete girmeyi umarak salât ve selamlarımızı Efendimize sunuyoruz.

Allahumme salli ala seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed.


Mâhi; Küfrü Mahveden, Günahları Bağışlatan Peygamber

Cübeyr b. Mut’im (ra) anlatıyor: Resulullah (sav) buyurdular ki: “Benim beş ismim vardır. …Ben Allah’ın benimle küfrü mahvedeceği el-Mahi’yim (mahvedici)…” (Buhari, c. 2, s. 514, H. N. 1472, Tirmizi, Müslim, Muvatta)

Mâhî; mahveden demektir. Bu isimden maksat da Allah Resulü’nün küfrü mahvetmesidir.

Cehalet, kötülük, haksızlık ve ahlaksızlığı silip süpürmesidir.

Onu yok etmesi, ortadan kaldırmasıdır.

Getirdiği son hak din İslam’ın diğer dinlere galebe çalmasıdır.

Gerçekten de Mekke’de başlayan İslam daveti, kısa zamanda tüm bölgeye yayılmış, öncelikle şirki ortadan kaldırmıştır. Mekke ve Medine’den başlayarak Arap Yarımadası İslam’ın egemenliğine girmiştir.

Devam eden İslam cihadıyla Hristiyanlık, Yahudilikle birlikte filozofların ve düşünürlerin öncülük ettiği diğer batıl dinler de etkisizleştirilmiş, âdeta belleri kırılmıştır.

Yeryüzünde etkin olan zulüm ve saltanat, Peygamber Efendimiz’in (sav) yaktığı kutlu meşaleyle, Müslümanların gece gündüz demeden azimli çalışmalarıyla son bulmuştur. Müslümanlar pek çok fetih yaparak galip gelmişlerdir.

İslam’dan önce çok farklı zeminlerde ve farklı güçlerde varlığını sürdüren küfür, Peygamber Efendimiz’in (sav) öncülüğünde yok edilmiş, beli kırılmış, mahvedilmiştir.

Bu anlamda her Müslüman’ın günümüzde bu isimden bir pay alması gerekir.

Müslümanların zayıf bırakıldığı, küfrün etkisinin arttığı, pek çok İslam ülkesinin işgal edildiği bu ortamda, Katil İsrail’in katliam yaptığı şu dönemde, Efendimiz’in (sav) “Mâhî” isminin tecellisine herkesin ihtiyacı vardır.

O bir “Mâhi” idi, her mümin de bir “Mâhi” olmalıdır.

***

Peygamber Efendimiz (sav) kendisine tabi olan, mesajlarına uyan, sünnetini esas alan insanların kötülüklerinin kaldırılmasına, günahlarının yok edilmesine vesile olur. (Kütüb-i Sitte, c. 15, s. 344)

Ona uymadan önce pisliğin ve bataklığın içinde olanlar, ona iman edip gereğini yerine getirince günahları silinmiş, yok olmuştur. Çünkü Resulullah’ın (sav) buyurduğu bir hadis-i şerifte, “İslam kendinden önce geçen kötülüklerin hükmünü yıkar” (Sahihi Müslim, Davudoğlu Şerhi, c. 10, s. 141) kuralı yer almaktadır.

Dolayısıyla Allah Resulü’nün (sav) Mâhi oluşu hem küfür ehli için hem de iman ehli için iki farklı şekilde söz konusudur.

Küfrü ortadan kaldıran, karanlığı nuruyla aydınlatan, müminlerin günahlarının bağışlanmasına vesile olan Mâhi Efendimiz'e sonsuz salât ve selam olsun.



#Aktüel
#Ramazan
#Hz. Peygamber
#Mehmet Nezir Gül
Yorumlar

Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.

Henüz yorum bulunmuyor

İlk yorumu siz yapın.

Kapat

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.