Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İçeriden ve dışarıdan gelen saldırılar karşısında boyun eğseydik, merhum Menderes'in akıbetine uğramaktan kendimizi asla kurtaramazdık." dedi.
Erdoğan, Yenikapı'daki Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nde Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliğinin iftar programındaki konuşmasında, her mesleğin kendine ait zorluğu, sıkıntısı, meşakkati bulunduğunu, ancak dünyada en zahmetli mesleklerden birisinin şoförlük, özellikle otobüs şoförlüğü olduğunu dile getirdi.
Fedakarlık ve sabır gerektiren şoförlüğün yazın kavurucu sıcağına, kışın soğuğuna, gecenin zifiri karanlığına aldırmadan yılın her günü, günün her saati direksiyon sallayabilmek olduğunu anlatan Erdoğan, salondakilere şöyle seslendi:
"Şoförlük tevekküldür, yolun, tabiatın ve kainatın sahibine teslim olmaktır. Şoförlük dayanışmadır, yolun zorluklarına beraberce göğüs germektir. Evine helal rızık götürmek, çocuklarına helal lokma yedirmek için şoför kardeşlerimin çektiği çileyi çok iyi biliyoruz. Çoğu şoför kardeşimin ailesiyle bir arada kutladığı bayramların sayısının bir elin parmağını dahi geçmediğini de iyi biliyoruz. Anne, babasının cenazesine, son anda yetişmeyi bile nasip olarak gören arkadaşlarımız var. Ömrü yollarda, direksiyon başında geçen otobüs şoförlerimizin hikayesi aynı zamanda Türkiye'nin hikayesidir. Türkiye'nin kalkınma yolculuğunun nereden nereye geldiğinin en yakın şahidi sizlersiniz. Siz, şehir içi ve şehirler arası ulaşımda bu ülkenin 16 yılda nasıl büyük bir değişim yaşadığını ilk elden bilenlersiniz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 yıl önce ülke yönetimini devraldıklarında ulaşım altyapısının millete yaraşır bir seviyede olmadığını, bölünmüş yol uzunluğunun 6 bin 100 kilometre olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Türkiye'de 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapıldı. 780 bin kilometrekarelik yüzölçümüne sahip Türkiye'nin yalnızca 6 bin 100 kilometre bölünmüş yolu vardı. Bırakın ilçelerimizi, büyükşehirlerimizi birbirine bağlayan yollar bile tek gidiş tek gelişten oluşuyordu. 2002'de birbirine bölünmüş yollarla bağlanmış il sayımız 6 taneydi. Bugün her geçişte şoförlerimizin 'Yapanlardan Allah razı olsun' dediği Bolu Tüneli'nin patates deposu olarak kullanılması tartışılıyordu. 1990'da ihalesi yapılan, 1993'te ilk kazması vurulan, tam 17 bakan eskiten bu tünelin inşası biz göreve geldiğimizde halen devam ediyordu. Bu kötü manzara karşısında hiç vakit kaybetmeden, 'Bismillah' dedik, yol medeniyettir anlayışıyla çalışmaya başladık. İstanbul'da büyükşehir belediye başkanlığında kazandığımız tecrübeleri hemen uygulamaya koyduk. 94'ten itibaren ulaşım, çevre, trafik ve şehir içi taşımacılık konusunda İstanbul'da nasıl büyük bir dönüşüm gerçekleştirmişsek aynı şekilde ülkemizin 81 vilayetinde de çok ciddi hamleler yaptık. Şehir içi, şehirler arası ayrımı yapmadan, bize oy versin, vermesin hiçbir insanımızı dışlamadan projelerimizi hayata geçirdik. Bölünmüş yol uzunluğumuzu 26 bin kilometreye yükselttik. Otoyol uzunluğumuzu 2 bin 657 kilometreye çıkardık. 70 ilimizi daha birbirine bölünmüş yollarla bağlayarak, toplam il sayımızı 76'ya taşıdık. Tüm ülke genelinde 83 olan tünel sayımızı, 341 tünele ulaştırdık. Bu tünellerin uzunluğunu da 50 kilometreden 433 kilometreye yükselttik. Bu süreçte kendimizi asla muhalefetin sığ dünyasına hapsetmedik. Muhalefet ne derse desin, daima daha modernini, daha kalitelisini, daha güzelini ülkemize kazandırmanın mücadelesini verdik. Avrupa'da, Amerika'da, dünyanın ekonomik olarak gelişmiş ülkelerinde insanlar hangi standartlarda yaşıyorsa, biz de aynısını, hatta çok daha iyisini milletimize sağlamanın çabasını güttük."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir otobüs arka camında "Başarı boş duranın değil, koşturanın hakkıdır." yazısı olduğunu aktarırken, "Bu ifade, bir şoför arkadaşımın hissiyatından öte AK Parti'nin 16 yılda her alanda yazdığı başarı hikayesinin de özüdür, özetidir. Ter dökmeden, koşmadan, koşturmadan, zorluklar karşısında mücadele etmeden başarı beklemek beyhude bir uğraştır. Düşüneceksin, çalışacaksın, başaracaksın. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli, Osmangazi Köprüsü böyle başarıldı. Aşkınan koşan yorulmaz" diye konuştu.
Çıkartılan engeller nedeniyle pes etmeleri halinde, ülkenin bugünkü konumuna asla getirilemeyeceğini belirten Erdoğan, "İçeriden ve dışarıdan gelen saldırılar karşısında boyun eğseydik, merhum Menderes'in akıbetine uğramaktan kendimizi asla kurtaramazdık." dedi.
Erdoğan, menzile kilitlenen şoförler gibi 16 yıldır ulaşmak istedikleri hedeflerinden ayrılmadıklarını, sabır ve sebat ederek, Türkiye'yi tarihinin en büyük hizmetleriyle buluşturduklarını anlattı.
İnşa edilen yol, tünel, köprü ve altgeçitlerle şoförlerin yükünü hafifletirken, insanların da çok daha güvenli ve konforlu şekilde evlerine, işlerine ulaşmasını sağladıklarını vurgulayan Erdoğan, "Şimdi daha tecrübeli, daha azimli, daha heyecanlı bir şekilde yeni döneme hazırlanıyoruz. İnşallah bu dönemde hizmet kervanını çok daha ileriye götüreceğiz. Özellikle şehir içi ve şehirler arası ulaşım altyapısında ülkemizi gelişmiş ülkelerin ligine taşıyacağız. Halen 433 kilometre olan tünel uzunluğumuzu 700 kilometreye, 556 kilometre uzunluğundaki köprü ve viyadüklerimizi de 673 kilometreye çıkartacağız. Şu an 26 bin kilometre olan bölünmüş yollarımızı gelecek dönemde 36 bin 500 kilometreye ulaştıracağız. 2 bin 657 kilometre olan otoyol ağını 5 bin kilometrenin üzerine çıkartacağız. Ovit Tüneli'ni inşallah bu yıl 18 Haziran'da, Zigana Tüneli'ni önümüzdeki yıl tamamlıyoruz. İstanbul'a boğazın altına inşa ettiğimiz Marmaray ve Avrasya Tüneli'nin yanına inşallah yeni ve çok daha büyük bir halka ekliyoruz. Dünyanın en prestijli projelerinden olan üç katlı büyük İstanbul tünelinin de çalışmalarına yakında başlayacağız." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yenikapı'daki Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi'nde Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği'nin (TÖHOB) iftar programındaki konuşmasında, Marmaray'ın sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en büyük projelerinden biri olduğunu belirterek, 29 Ekim 2013’te açılan Marmaray'ı şu ana kadar 268 milyon kişinin kullanarak boğazın altından Asya'dan Avrupa'ya, Avrupa'dan Asya'ya geçtiğini anlattı.
Erdoğan, 26 Ağustos 2016'da açılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden bugüne kadar yaklaşık 27 milyon aracın geçtiğini, bu araçların Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün yükünü hafiflettiğini ifade etti.
Avrasya Tüneli'nin de 20 Aralık 2016'da açıldığını hatırlatan Erdoğan, "Oradan da bugün ne kadar 23 milyon araç geçti. Açılmasaydı ne olacaktı? O da birinci köprüye yük olacaktı. İşte bunlar ne oldu? Oraların yükünü almış oldu. Bizim yalanla, dolanla, aldatmayla, iftirayla işimiz olmaz. Bazıları ince ince yalanlar söyleyip duruyor. Bu iş çıraklık işi değil. Bu iş ustalık işi, Öyle kolay gelmedik buraya. Biz icraatlarımızla konuşuruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde emeklilerden polislere, öğretmenlerden hemşirelere kadar toplumun farklı kesimleri için müjdeler verdiğini belirterek, şöyle devam etti.
"Bugün de sizleri ekonomik olarak yükünüzü hafifletecek bazı müjdelerimizi paylaşmak istiyorum. İlk müjdem sizin Katma Değer Vergisi ödemelerinize ilişkin olacak. Sizler 'KDV ödeyelim ama hem ödemeniz basit olsun, ödeyebileceğimiz kadar olsun' dediniz. Arkadaşlarımız sizlerle bir araya geldiler. Maliye Bakanım da burada. Getirdim ki buraya, bir yanlışlık olmasın. Sıkıntılarınızı, taleplerinizi tek tek not aldılar. Sizlerin bu sorununa yine sizlerle beraber bir çözüm geliştirdiler. Buna göre, artık her ay yolculardan tahsil ettiğiniz KDV dahil hasılatınızın yüzde 1,5'ini KDV olarak maliyeye ödeyeceksiniz. Buna karşılık fatura konusundaki zorluklardan da kurtulacaksınız. Sizinle maliye arasında artık daha basit, daha kolay, daha ödenebilir bir vergi ödeme sistemi kurmuş olacağız. Bu sisteme geçmek yine sizin isteğinize bağlı. İster bu sistemle vergi ödersiniz, isterse faturalarınıza göre çıkacak verginizi ödersiniz. Hayırlı uğurlu olsun diyorum."
KDV'de getirdikleri bu kolaylığı ödeyecekleri yıllık Gelir Vergisi'nde de gerçekleştirebileceklerini dile getiren Erdoğan, "Bu konuda da arkadaşlarımız sizlerle çalışmayı sürdürecekler." dedi.
Coşkulu teşekkür tezahüratları üzerine Erdoğan, "Eyvallah; yaparsa AK Parti yapar. Artık 24 Haziran'dan sonra zaten Başkanlık sistemine geçiyoruz, işimiz daha kolay." ifadelerini kullandı.
Sektöre vereceği ikinci müjdenin, özel halk otobüslerinin ücretsiz olarak taşıdığı yolculara karşılık her ay kendilerine yaptıkları ödemeye ilişkin olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hepinizin bildiği gibi Ankara ve İstanbul illerinde özel halk otobüsü başına aylık bin lira, diğer büyükşehirlerde 750 lira, diğer belediyelerde ise 600 lira sizlere ödeme yapıyoruz. Bu uygulamaya 2015 yılında başladık ve aynı rakamla devam ettik. Şimdi gelecek aydan itibaren bu ödemeleri artırıyoruz. Buna göre, Ankara ve İstanbul illerinde aylık bin lira olan ödemeyi bin 330 liraya, diğer büyükşehirlerde 750 lira olan ödemeyi bin liraya, diğer belediyelerde ise 600 lira olan ödeme 800 liraya çıkartılacak. Yani ödeme tutarlarını yüzde 33 oranında artırıyoruz."
Bu sözlerin ardından Erdoğan, "Biraz alkış az geldi, beğenmediniz galiba" şeklinde espri yaparken, salondakiler bu sözlere coşkulu şekilde alkışla karşılık verdi. Erdoğan, "Böylece ücretsiz taşıma hizmetinizin karşılığını verme konusunda önemli bir adım atmış oluyoruz. Bununla da kalmadık, büyükşehir belediyelerinin halk otobüsleri ve deniz araçları işletmecilerine ayrıca ödeme yapabilmelerinin önünü de açtık. Bu düzenlemenin de hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir başka düzenlemeyi de taksici esnaf için gerçekleştirdiklerini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"D2 Yetki Belgesi'ne dayalı olarak taksici esnafımıza alternatif hizmet verilmesi, mevzuatımız açısından zaten mümkün değildi. Uygulamadaki bu yanlış anlaşılmayı düzeltecek adımları hem Ulaştırma Bakanlığımız hem İçişleri Bakanlığımız hem de belediyemiz attı. Taksici esnafımızın da burada durup kendini bir muhasebeye, murakabeye tabi tutması gerekiyor. Hem teknik kalite anlamında hem de müşteri ilişkileri bakımından hizmet standartlarını yükseltmeyen bir mesleğin varlığını uzun süre devam ettirebilmesi mümkün değildir. Er veya geç bir alternatif gelir bu sistemi değiştirir. Bunun için taksicilerimizi kendilerine verilen imkanı gereken dönüşümü, değişimi gerçekleştirerek en iyi şekilde değerlendirmeye davet ediyoruz. Bir de bu UBER muber diye bir şey çıkmış. O iş bitti. Artık böyle bir şey yok. Geçenlerde bunu zaten Sayın Başbakan açıkladı. Bizim taksicilik sistemimiz var kardeşim, nereden çıktı bu iş? Avrupa'da varmış, bana ne Avrupa'dan. Bunun kararını biz vereceğiz. Bu konuyla ilgili Sayın Vali, bütün yetki sizde. İçişleri Bakanlığımız talimatı verdi. Öyle kendine göre yok özel taksicilik sistemi mi, Uber mi, bilmem ne, yok böyle bir şey ya, kusura bakmasınlar. Bunların üzerine trafik gidecek, gereğini yapacak. Çünkü biz taksilerimizin, taksicilerimizin hakkını birilerine kaptıramayız, yedirtemeyiz."
Sektörün içinde bulunanların da kaliteli hizmetin, kaliteli ürünün asla müşteri sıkıntısı olmayacağını iyi bildiğini vurgulayan Erdoğan, işini iyi yapan, düzgün yapan, yolcusuna değer verenin muhakkak kazanacağını söyledi.
Erdoğan, bu açıdan özel halk otobüsçülerinin başarılı bir imtihan verdiklerine inandığını ifade ederek, "Kimi zaman basına yansıyan menfi haberlerin de sektörün gerçeğini yansıtmaktan ziyade bireysel sıkıntılar olduğunu özellikle düşünüyorum. Elbette sayısı az da olsa biz asla bu tarz kötü örneklerin yaşanmasını istemiyoruz. Şoförlerimize düşen görev, bu tür hadiselerin üzerine süratle giderek bir daha tekrarlanmamasını temin etmektir. Unutmayın, siz iyi olursanız, büyümeye, kazanmaya, rakiplerimize fark atmaya devam edersiniz. Siz vatandaşlarımızla bağınızı güçlü tutarsanız onlar tarafından tercih edilmeyi sürdürürsünüz." diye konuştu.
İftar sofralarını paylaştıkları için sektör temsilcilerine teşekkür eden Erdoğan, "Güçlü Meclis, güçlü Hükümet, güçlü Türkiye yolunda verdiğimiz mücadeleye desteğiniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Rabbim şoförlerimizi her türlü kazadan, beladan muhafaza buyursun. Hayırlı, bereketli kazançlar ihsan etsin diyorum. Vakit birlik vakti, vakit Türkiye vakti diyerek hepinizi sevgiyle selamlıyorum." diyerek konuşmasını tamamladı.
Programa Maliye Bakanı Naci Ağbal, AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, AK Parti İl Başkanı Bayram Şenocak ve otobüs şoförleriyle aileleri katıldı.
Program sonunda TÖHOB Başkanı İsmail Yüksel Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdiminde bulundu.