Adını şehrin sembolü haline gelmiş minaresinden alan Antalya Aleaddin Camii, çok sayıda Selçuklu eserlerinden meydana gelen bir yapılar topluluğunun üyesidir. Günümüze sadece kalıntıları ulaşan medrese ve diğer yapılarla çevrili olan cami, minaresiyle birlikte Aleaddin Keykubad tarafından 1219- 1236 yılları arasında yaptırılmıştır.
Aleaddin Keykubad tarafından 1219- 1236 yılları arasında yaptırılmış olan ve adını şehrin sembolü haline gelmiş minaresinden alan Antalya Aleaddin Camii, çok sayıda Selçuklu eserlerinden meydana gelen bir yapılar topluluğunun üyesidir. Giriş kapısındaki yedi satırlık kitabeye göre Hamitoğulları'ndan Mehmet Bey tarafından 1372 yılında Balaban Tavaşi'ye yenilettirilmiş. Enine dikdörtgen plânlı yapı, Anadolu çok kubbeli cami tipinin en eski örneği olarak biliniyor. Yarım küre şeklinde altı adet kubbeyle örtülmüş.
Şehre mührünü vuran âbidevî minaresi Antalya'daki ilk İslam yapılarındandır. Kare plânlı kesme taştan kaide üzerinde sekiz yivli bir gövdeyle yükselen minarenin yüksekliği 39 metredir. Tuğla örgülü kalın gövdesi yivlerle zarif bir hale dönüştürülmüş, kürsü ve papuç kısmı da firuze renkli çinilerle süslenmiş. 1972 yılına kadar Arkeoloji Müzesi olarak kullanılan yapı 2010 yılında restore edilmiş ve aslî işlevine döndürülmüş. Bu restorasyon çalışmaları sırasında zeminden çıkan Selçuklu dönemine ait künklerin üzerleri bir camekânla örtülerek cami içinde bırakılmış ve teşhire sunulmuş.
Enine dikdörtgen plânlı yapı, Anadolu çok kubbeli cami tipinin en eski örneği olarak biliniyor. Yarım küre şeklinde altı adet kubbeyle örtülmüş.
Şehre mührünü vuran anıtsal minare, Antalya'daki ilk İslam yapılarındandır.
Minarenin kalın gövdesi yivlerle zarif bir hale dönüştürülmüş.
Kare plânlı kesme taştan kaide üzerinde yükselen minarenin boyu 39 metredir.
Minare kürsüsünün güneydoğu kısmında kare niş içinde firuze çinilerle kûfî yazılı bir pano bulunuyor.
Minare kürsüsündeki kitabe.
Tuğla malzemenin tabiatla uyumu.
Cami avlusundaki Atabey Armağan ya da diğer adıyla Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi'nden geriye kalan kapı.
Cami çevresindeki Selçuklu eserlerinden kalıntılar.
Yivli Minare Külliyesi'nin ikinci büyük binası olan Selçuklu Medresesi'nin kapısı. Yıkık Medrese olarak da bilinen yapı, Vakıflar tarafından restore edilerek kullanıma açılmış.
Selçuklu Medresesi'nin kapı kavsarası.
Caminin kuzey cephesi.
Giriş kapısındaki kitabe. Bu kitabeye göre cami Hamitoğulları'ndan Mehmet Bey tarafından 1372 yılında Balaban Tavaşi'ye yenilettirilmiş.
Caminin enine dikdörtgen plânlı ibadet mekânı.
Tuğla örgülü kemerleri taş sütunlar taşıyor.
2010 yılındaki restorasyon çalışmaları sırasında zeminden çıkan Selçuklu dönemine ait künklerin üzerleri bir camekânla örtülerek cami içinde bırakılmış ve teşhire sunulmuş.
Restorasyonda ortaya çıkarılan Selçuklu dönemine ait künklerin üzerleri bir camekânla örtülmüş ve caminin kuzey girişinde teşhire sunulmuş.
Üzerleri camekânla örtülen Selçuklu künkleri.
Aydınlık fenerli kubbenin içten görünüşü.
Caminin mihrabı.
Cami hariminden genel görünüm.
Camiye adını veren abidevî minare.
