Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Alman Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Bakanlığı kuruluşu Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu (GIZ) arasında "Türkiye'deki Suriyeli Mülteciler ve Ev Sahibi Topluluklara Yönelik İş Gücü Piyasası Hizmetleri ve Mesleki Teknik Eğitim Projesi"ne ilişkin anlaşma imzalandı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Alman Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Bakanlığı kuruluşu Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu (GIZ) arasında "Türkiye'deki Suriyeli Mülteciler ve Ev Sahibi Topluluklara Yönelik İş Gücü Piyasası Hizmetleri ve Mesleki Teknik Eğitim Projesi"ne ilişkin anlaşma imzalandı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, MEB'de gerçekleştirilen törende, projeye ilişkin anlaşma Müsteşar Yardımcısı Ercan Demirci ve GIZ Türkiye Direktörü Carl Taestensen tarafından imzalandı.
Törende konuşan Demirci, Almanya ile hemen her alanda köklü ilişkiler bulunduğunu belirterek, "Almanya ile nitelikli iş birliğimizin devam etmesi bizim için önemliydi. Özellikle mesleki eğitim hususunda yapılan iş birliği çok daha önemli. Bu da daha büyük çaplı ve daha nitelikli süreçlere bir başlangıç oluşturur temennisi içindeyiz." dedi.
"Bu tür ülkeler iki şekilde bir ilişki formunu benimserler. Potansiyelde bu kadar büyük bir benzerlikten kaynaklanan bir rekabet ilişkisi. İkincisi ise bu kadar büyük bir benzerlikten kaynaklanan nitelikli bir işbirliği olması. Ben üçüncüsünün olması gerektiğini düşünüyorum. Bu kadar büyük bir benzerliğin nitelikli bir iş birliğine dönüşmesi, bu da 'kazan kazan' esasıyla bir rekabeti barındırmasıdır. Bu konuda belki mesleki eğitim bizim açımızdan da bir araç, bir vesile olur."
GIZ Türkiye Direktörü Taestensen ise iki ülke arasında farklı isimlerle de olsa altmış yıldır sürdürülen bir iş birliği olduğunu ifade ederek, "Hem ekonomik hem de kurumsal açıdan bu iş birliğimiz sürüyor. Dolayısıyla iki ülke arasındaki derinlemesine olan bu dostluk ilişkisinin olması bizim için çok önemli. Bu güçlü ortaklık devam ederek sürüyor. Özellikle çevre ve küresel konularda birlikte başa çıkabilme konusunda stratejik bir ortaklığa dönüştü." değerlendirmesinde bulundu.
Ülkelerin güvenli ve sağlam ekonomik kalkınmasının ulusal ve küresel düzeyde iyi bir eğitimle mümkün olabileceğinin altınını çizen Taestensen, Türkiye'den öğrenecekleri çok şey olduğunu kaydetti.
"İş birliğimizin daha da genişleyeceğini umuyoruz. Özellikle de mesleki ve teknik eğitimin buna katılmasıyla birlikte çok geniş ve güzel bir iş birliğimiz olacak. Yaklaşık 3 milyon mülteci barındırıyorsunuz. Dünya çapında gerçekten en fazla sayıda mülteci barındıran bir ülkesiniz. Dolayısıyla bunun bir uluslararası yanıta ihtiyacı var. Biz de bakanlıklarımızı bu konuda bilgilendiriyoruz ve bu konunun önemini vurguluyoruz, her zaman desteğe olan ihtiyacı vurguluyoruz. Bu konuda da iş birliğimizin boyutu genişleyecektir. Bu vesileyle tekrar mükemmel desteğiniz için size sonsuz teşekkür ediyoruz."
MEB Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Osman Nuri Gülay da Suriyeli çocuklara nitelikli bir mesleki eğitim vermek istediklerini dile getirerek, nitelikli iş gücüne tüm dünya insanlarının ihtiyacı olduğunu, dolayısıyla bu iş birliğinin bu projeyle sınırlı kalmaması gerektiğini kaydetti.
Suriyeli çocukların olduğu diğer illerde de bu projeyi yaygınlaştırmak istediklerini ifade eden Gülay, "Suriyeli çocukları mutlaka mesleki eğitim merkezlerine yönlendirerek onlara bir meslek öğretmemiz gerekiyor. Böylece onları hayata hazırlamak, gerek Almanya'nın gerek bizim insanlık görevimizdir." değerlendirmesinde bulundu.
Protokole göre, 12 ay süreli, 1 milyon 50 bin avro bütçeli proje ile 100 binin üzerinde Suriyelinin yaşadığı Gaziantep ve Bursa'da faaliyet gösteren 4 mesleki ve teknik anadolu lisesi ile 2 mesleki eğitim merkezi için donanım sağlanacak.
Proje kapsamında, pilot okul ve çevre okullarda bulunan öğretmen ve idarecilere post travmatik stres bozukluğu yaşayan çocukların eğitimi, kültürel değişiklikten kaynaklanan sorunlar gibi konularda eğitim verilecek.
