Pandemi etkisinde ikinci Ramazan’ı geçirecek olan Türkiye, tırmanan vakalara önlem olarak geçen yıl olduğu gibi teravih namazlarının evlerde kılınmasını tartışıyor. Mart 2020”de ilk vakanın görülmesi, ardından salgının Ramazan’ın başladığı Nisan’da ağırlaşması üzerine camilerde teravih kılınmamıştı. Bir yıl sonra nisan’da bu kez Ramazan öncesi üçüncü pik nedeniyle vakalar 40 bin bandını aşıp 45 bine yaklaşırken cemaatle teravih namazı kılınmasının koronavirüs ile mücadele açısından tehlikeli sonuçlara neden olacağı endişesi dillendiriliyor.
Bu endişeyi son veriler de haklı çıkarıyor. Ay başında 40 bin sınırı aşılırken 1 Nisan’da 40 bin 806 vaka tespit edildi. Bu vakaların bin 424’ü hasta olurken, 176 kişi de hayatını kaybetti. 2 Nisan’da ise vaka sayısı 42 bin 308’e çıktı. Bunlardan 471’i hasta olurken, 179 kişi de öldü. 3 Nisan da ise 44 bin 756 kişiye kovid teşhisi kondu. Bin 483 kişi hasta olurken ağır hasta sayısı 2 bin 231’e çıktı.
Türkiye, benzer tabloyu geçen yıl Ramazan öncesinde de yaşamıştı. 1 Nisan’da 2 bin 148 kişi koronadan hasta olurken, bu sayı günden güne arttı. 11 Nisan’de 5 bin 138 ile ilk pikin en fazla hasta sayısını gördü. Ramazan ayında teravih namazının camiler ve mescitlerde kılınmaması benimsendi. Türkiye, tedbirler kapsamında 23 Nisan’da başlayan Ramazan ayına binin altında vakalarda girmeyi başarmıştı. Uygulama için Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Teravih namazlarını Ramazan’da camilerde kılamayacağız. Evlerinde herkes ailesi, eşi, çocuklarıyla teravih namazlarını kılabilir” demişti.
Türkiye, bu sene 13 Nisan’da başlayacak Ramazan’a toplumsal hayatta yeni kısıtlama ve tedbirlerle girmeye hazırlanırken, teravih namazlarının yine önlem olarak evlerde kılınması bilim insanlarınca öneriliyor. Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Nihat Hatipoğlu, şunları söyledi: “Şartlar değerlendirilmelidir. Peygamber Efendimiz (SAV) döneminde teravih hem evde hem de camide kılınmıştır. Cemaat ile kılınması da bid’at değildir. Teravih namazı netice itibariyle sünnet olan ibadettir. Evde de aile fertleri ile ya da tek başına da kılınabilir. Hastalığın yayılmasını engelleyecek bir formül bulunması lazım. Cuma namazında olduğu gibi havalar düzeldiğinde cemaat isterse bahçede kılabilir. Hastalığın yayılma ihtimali varsa insanlar evde de kılabilir. Bu bir ibadettir, kişilerin tercihi vardır. Topluca da tedbirlere uyarak da kapalı olmayan alanlarda da kılınabilir. Sağlık Bakanlığı, sağlık açısından işin riskini, Diyanet İşleri Başkanlığı da ibadettin caiz olduğunu görüşünü aktarırsa milletimiz de sağduyuludur. Verilen karara göre hareket eder.”
Hacı Bayram Veli Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Candan da, “Dinimizde insanın hayatı, sağlığı öncelikler arasındadır. Müslümanların sağlıkların korunması öncelikli olarak dikkate alınır. Bu anlamda Sağlık Bakanlığı, camilerde teravih kılındığı takdirde bulaş daha fazla artacağı yönünde görüş bildirirse teravih namazının tıpkı geçen sene gibi evlerde kılınmasının dinen de daha uygun olacağını düşünüyorum. İbadeti yerine getirmenin öncelikli şartı, ibadeti yerine getirmedir, bu evde de yerine getirilebilir cami de de yerine getirilebilir. Dolayısıyla camilerde bulaş ve sağlık açısından risk durumu olduğu takdirde kendi evlerini mescit haline getirerek kılmaları daha uygun olacaktır” diye konuştu.
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz da soruna sağlık açısından yaklaştı. Prof. Yavuz, “Ben hastalığın bu kadar arttığı bir dönemde, vatandaşların tüm ibadetlerini evde yapmasının sağlıkları açısından daha güvenli olduğunu düşünüyorum. Şu sıralar kalabalıklara girmek çok tehlikeli, hem daha bulaşıcı, hem daha öldürücü bir virüs varyantı dolaşıyor ülkemizde. Yeterli sayıda aşılama yapana kadar sabretmeliyiz” dedi.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Başkanı Semih Durmuş, vatandaşların sağlıklarına dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayarak, “İbadetlerini evde yapabilirler. Diyanet zaten ‘evde kılınabilir’ diye cevaz veriyor. İngiliz varyantı dediğimiz virüs çok hızlı yayılıyor. Daha hızlı yayıldığı bir ortamda toplu mekanlarda bulunuyor olmamız hepimiz açısından çok sıkıntılı süreci doğuracaktır. Biraz sabredelim, bir şey kaybetmiş olmayız” dedi.
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bayraktutar, teravihin camide kılınmasının mecburiyet olmadığını hatırlatarak, “Ramazan orucu başka ibadettir, akşam kılınan teravih namazı ayrı bir ibadettir. Vakaların artmasına sebep olacaksa evde herkes tek başına kılabilir. Sünnet namazdır” dedi.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Çapcıoğlu geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan ayında karantina uygulaması ve kısıtlamaların olacağını öngürdüklerini söyledi ve şöyle devam etti: “Esasen bu durum, dünyamızı bir yıldan fazla bir süredir etkisi altına alan salgın döneminin zorunlu sonucu. Bu nedenle toplumsal hayatta olduğu gibi dini hayatta da birtakım tedbirlere başvurulması insanlığın geleceği adına bir tercih değil, toplumsal bir zorunluluktur. Ramazan’da teravih başta olmak üzere toplu ibadetlerin evde yapılmasında bir sakınca yoktur. İbadetlerde aslolan nerede eda edildiği değil, eda edilip edilmediğidir. Dolayısıyla teravih namazlarının bu dönemde evde kılınması uygun olur.”