Koronavirüs salgını sonrası normalleşme planları hayata geçirilirken, 1 Haziran itibariyle milyonlarca çalışan ofislerine dönmeye başlıyor. 70 günü aşkın süredir 'uzaktan çalışma' sistemine entegre bir şekilde çalışan işçileri yeni dönemde uyum ve entegrasyon gibi bir takım sorunlar bekliyor. Uzmanlar, iş ortamı değişen çalışanın kendini bu dönemde rahatız, güvensiz ve kaygılı hissedebileceğini belirterek "Yeni düzen oluşana kadar ekstra özen göstermemiz gereken bir süreç bizi bekliyor. Normalizasyon sürecinde kişiler hem kendilerine hem de çevrelerindekilere ekstra kibar, empatik ve anlayışlı olmalı" tavsiyesinde bulunuyor.
Çin'de ortaya çıkarak küresel bir salgın haline dönüşen koronavirüse karşı en erken önlemler alan ülkelerin başında Türkiye geliyor.
Koronavirüs vaka sayısında yaşanan azalma ve normalleşme planlarının hayata geçirilmesi ile bu dönem sona eriyor.
Klinik Psikolog Dr. Şeniz Ünal, salgın sürecinde iş ortamı değişen çalışanların kendilerini rahatsız, güvensiz ve kaygılı hissedebileceklerini söyledi. Bu durumun normal olduğuna dikkat çeken Ünal, şöyle devam etti:
- "Her travma sonrası yaşandığı gibi, ilk şok ve yoğun dönemden sonra adaptasyon süreci geldi. Hatta 'balayı' diye de tanımlanır bu süreç. İşini kaybedenler 'nasıl olsa geçici' diyerek biraz rahatladılar, toplumsal yardımlaşmanın çok güzel örneklerini gördük. İşine evden devam edenlerin çoğu, daha önceden 'evden çalışmak büyük keyif' inancının pek de doğru olmadığını deneyimledi. Öz-denetimin ve disiplinin zorluğu, çevrimiçi toplantılarının teknik ve manevi zorluğu, ev halkının talepleri derken, pek çok çalışan iş yerine gitme fikrine sıcak bakar oldu. Ancak şimdi, normalleşme adımlarının atılmaya başlamasıyla, belki de biraz fazla hızlı olarak atılmasıyla, olumsuz duygular tekrar yoğun olarak hissedilmeye başlanabilir."
"PSİKOLOJİNİN NORMALE DÖNMESİ İÇİN SÜRE GEREKİR"
Normalleşme dönemin geçildiği süreç içerisinde eski hayatımıza dönemeyeceğimizi söyleyen Ünal, "İlk olarak, ev dışına çıkmak, maruz kalacağımız uyaran miktarını arttıracaktır. Bu duruma uyumlanmak için belirli bir süre gerekir. Beynimiz, ruhsal varlığımız, birden artan bilgi, uyaran yoğunluğu ile başa çıkmaya çalışırken daha çabuk yorulabilir, yıpranabilir. İkinci olarak, dışarıdaki dünya hatırladığımız, bildiğimiz dünya olmayacak, en azında bir süre daha. Maske kullanımı, sosyal mesafe bırakılması, kişiler arası ilişkilere yansıyarak, duygusal, zihinsel yakınlaşmak için de bir çekince, kaygı yaratabilir. Buna bağlı olarak, alışana kadar iş ortamında önceki verimliliği tempoyu beklemek doğru olmaz" diye konuştu.
"DÜZEN OTURANA KADAR ÖZEN GÖSTERMELİYİZ"
İŞ YERLERİNE DÜŞEN SORUMLULUKLAR NELER?
İşverenlere düşen sorumlulukların da olduğunu belirten Ünal, "İş yerlerinin fiziki şartlarına bağlı olarak kademeli bir açılış yapmaları da yerinde olacaktır. Ayrıca, eğer imkan varsa, iş yeri sahiplerinin (ki elemanlarının sorumluluğunu alarak işlerini var etmeye çalışmak onlar için de çok yıpratıcı olabilir) hem kendileri, hem de çalışanları için duygusal destek, yardım alabilecekleri kaynaklar bulmalarını ve uygulamalarını tavsiye ederim. Örnek verecek olursam: Güzel müziğin olduğu küçük gruplarla kahve molaları, belirli zamanlarda nefes, mini meditasyon, egzersiz çalışmaları (online da temin edilebilir), sürpriz bir yiyecek, psikolojik destek adına konuşmacıların çağrılması ve hatta gerekiyorsa bireysel psikolojik destek imkanı." ifadelerini kullandı.