İstanbul Valiliği'nin koronavirüs tebdirleri kapsamında düğün, nişan ve sünnet düğünlerine bazı kısıtlamalar getirildi. Konuya ilişkin açıklamayı değerlendiren Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Öztürk, "Yeni yasaklar kurallara uyulmadığı takdirde zorunlu olarak gelecek. Kurallara uymadığımız takdirde şartlar zorunlu görülürse sadece iller değil, ülke düzeyinde de yasaklamalar gelebilir. Yasak sadece nikah, düğün, sünnet değil durumuna göre daha geniş bir alana yayılabilir. Bunu insanların kendileri öngörmeli" dedi.
Bir çok ilin ardından İstanbul'da da düğün, nişan ve sünnet düğünlerine bazı kısıtlamalar geldi. Kararı İstanbul Valiliği açıkladı. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, koronavirüs vaka sayısındaki artış ile düğün ve nikah gibi eğlencelere gelen yasaklarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
- Recep Öztürk, "Tüm dünyayı salgının korkuttuğu dönemde, Çin'deki 80 binli vakalar herkesi korkutmuştu. Çin nitekim 83, 84 binle kapatmıştı. Şu anda çok az sayıda vaka görülüyor. Şimdi ise, geçen haftalarda dünya 304 bin rakamını da gördü. Şu anda dünyada görülmeyen ülke yok, ölümlere baktığımızda daz 830 binli rakamları aşmış durumdayız. Bizim ülkemiz birinci dalganın henüz sönümlenmediği, dalgalanmaların görüldüğü bir durumda. Günde bin 200-bin 500 vaka bandındayız Türkiye olarak. Bazı ülkelerde ise birinci dalganın sönümlendiği ve 2. dalga diyebileceğimiz durumda olduğunu görüyoruz. Bu, dünyada salgının tüm hızıyla devam ettiğini gösteriyor. Araya büyük bir değişiklik girmediği takdirde yani bu çok etkin ve yaygın bir aşı olabilir ya da virüsün mutasyona uğraması olabilir, 2021'de de bu virüsün devam edeceğini gösteriyor" şeklinde konuştu.
"YENİ NORMAL DÖNEMİ ÜLKEMİZDE TAM ANLAŞILMADI"
Vakaların vatandaşların yeni normal dönemini, normal dönem olarak algılaması ve tedbirleri elden bırakması nedeniyle arttığını vurgulayan Öztürk, "Temel olay, tüm dünyada salgının kontrol altına alınmasında kapanmalar ve yasaklanmaların etkili olduğunu biliyorduk. Ülkemizde de böyle. Daha sonra yeni normal yani kontrollü sosyal yaşama geçtik. Tüm dünya, ülkemiz de böyle dedi. Ama burası tam anlaşılamadı. Kişi, toplum ve kurum düzeyinde yeni normal dönem bazılarınca, "normal dönem" olarak algılandı. Ve bu çok önemli bir kesim, azınlık değil. Ve maalesef kurallara uyumsuzluk, ülkelerde yeniden vakaların artışına neden oldu. Ülkemizde de böyle. Mayıs aylarında 780'lere inen vaka, kısmi serbestlik, yeni normalle bin 500'lere çıktı. Denetim son günlerde ciddi şekilde gündeme geldi. Zaten bu serbestleşmeler yapıldığında tüm yetkililer çok net açıkladı. Kurallara uymazsak, doğal olarak tekrar kademeli bir şekilde yasaklar olabilir uyarısı yapılmıştı ama bu uyarı kanımca tam anlaşılamadı ve sadece ülke genelinde hükümetin değil, illerin pandemi kurullarının da çok geniş yetkileri var. Burada her ilin vaka sayısına göre, 14 il örneğinde olduğu gibi il düzeyinde kararlar alınması gerekir. Yeni yasaklar kurallara uyulmadığı takdirde zorunlu olarak gelecek. Kurallara uymadığımız takdirde şartlar zorunlu görülürse sadece iller değil, ülke düzeyinde de yasaklamalar gelebilir. Bu tabii ki hükümetin takdiri. Biz sadece bilimsel açıdan bu tip kapanmalara ihtiyaç olabilir diyoruz" ifadesini kullandı.
"DAHA GENİŞ ALANA YAYILABİLİR"
Öztürk şöyle devam etti:
"Yasak sadece nikah, düğün, sünnet değil durumuna göre daha geniş bir alana yayılabilir. Bunu insanların kendileri öngörmeli. Bir düğün sahibi düğünü çok daha kısa sürede, ölçülü ve fiziki mesafeye uyan şekilde, mutlak çağırması gereken kişileri çağırarak, herkesi çağırmadan daha az kişi ile yapabilir. Ziyaretler haberleşerek, randevu ile yapılabilir. Herkesin olaya sahip çıkması, planlama yapması ve sorumluluğu anlaması lazım."