Prof. Dr. Özlü, vatandaşların vekaletle kurban kesimine teşvik edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, "Hayvan pazarı, kesim yerine gitmeden, insanların kurbanı kesilip, eti teslim edilmeli. Hayvan pazarları ve kesim yerlerinin sayısı artırılmalı, alanlar genişletilmeli; yeterli sayıda lavabo, sıvı sabun, kağıt havlu, el dezenfektanı olmalı. Buraların bakımı; girişte ateş ölçümü, semptom sorgulaması, alana göre içerideki kişi sayısının kontrolü, fiziki mesafenin korunması, maskesiz girilmemesi, hijyene uyulması için ilgili kişi ve kurumlar ile bunların görev, yetki ve sorumlulukları tanımlanıp ilan edilmeli" diye konuştu.
Kurban kesim alanlarının sıkı şekilde denetlenmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Özlü, "Denetimleri kimin ne sıklıkla, nasıl yapacağı ve cezai yaptırımların nasıl uygulanacağı netleştirilmeli. Mümkünse, bayram namazı açık havada kılınmalı, kişiler arası en az 1 metre mesafe olmalı, maskesiz gelinmemeli, giriş ve çıkışta kalabalıklaşma olmaması için uyarılar yapılmalı, namaz sonrası bayramlaşma, temas, tokalaşma olmamalı. Namaz öncesi cami, halılar, lavabo, abdest alma yerleri, tuvaletler ve çevre yüzeyleri temizlenip dezenfekte edilmeli, cemaat evinden seccadesini getirerek, onun üzerinde namaz kılmalı, müftülükler, din görevlileri, bu kuralları önceden cemaate duyurmalı" ifadesini kullandı.
Bayramlaşmanın tercihen telefonla, görüntülü arama ile yapılması önerisinde bulunan Prof. Dr. Özlü, "Bayram ziyaretleri kısa tutulmalı, mümkünse açık havada yapılmalı, maske ve mesafe korunmalı, bu sırada el öpme, sarılma, temas ile yeme içme olmamalı, yemek davetleri yapılmamalı ve davetlere katılmamalı. Bayram, başka etkinliklere benzemez. Kurban ritüeli nedeniyle bu bayram, Ramazan Bayramı'ndan daha riskli. Ülkemizin her evinde yaşanan ve 83 milyonun katıldığı bir etkinlik söz konusu. Çok dikkatli ve hazırlıklı olmalıyız. Bu tedbirler riski ortadan kaldırmaz; ama azaltabilir" ifadelerini kullandı.