Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, koronavirüsün vücutta 14 gün ile 27 gün arasında kalabileceğini söyleyerek, "Bizim çalışmalarımızda 14 günü aşan uzun süre kalan hastalarımız oldu. 27 güne kadar temkinli olmakta fayda var diye düşünüyorum" dedi.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, koronavirüs tedbirleri kapsamında vatandaşların evde kalmalarının önemli olduğunu söyledi.
Çelik, koronavirüsü yenen hastaların tekrar hastalanma riskine ilişkin, "Koronavirüsü yenen insanların tekrar hastalanması çok zor bir ihtimal gözüküyor. Antikor oluşup oluşmadığını ölçmek için henüz teknik bir imkan bulunmuyor. Antikorun koruyucu durumu tam belirlenmiş değildir. Herkeste oluşuyor mu, onu da bilmiyoruz. Örneğin belirtisi geçenlerde antikor oluşmadığı kanısındayız. Yaptığımız çalışmalara göre bu ne kadar korur, immün plazma ile bunu daha net ortaya koyabileceğiz. İmmün plazma verilen hastalar var; ama henüz net sonuçlar ortaya çıkmış değil. İstanbul'dan bildirilen bir vaka vardı. Bizim de hastanede yaptığımız çalışmalar var. Hastanın birinin iyi olmaya gittiğini görüyoruz, ancak bunun için zaman gerekiyor. Bunu konuşmak için çok erken" dedi.
"27 güne kadar temkinli olmakta fayda var"
"Havaların ısınmasıyla virüsün azalacağı kanatindeyim"
Havaların ısınmasının virüse etkisine değinen Çelik, "Havaların ısınması ile virüsün azalacağı yönünde bir kanaatim var. Afrika'da dışarıdan gelen vakalar var. Orada bu dönemde salgın yapabilir. Bulaşması mümkün. Sıcak havada bunun pek mümkün olacağı kanaatinde değilim. Işıktan kolay etkilenirler ve ölürler. Sıcaklığın da influencer virüsüne benzer seyrettiğini varsayarsak, tabii ki bu çok doğru bir yaklaşım olmamakla beraber sıcak mevsimlerde bunun olmayacağı kanısındayız" şeklinde konuştu.
'Tedbirli ve sakin olmamız lazım"
Prof. Dr. Çelik, maskenin hava almayacak şekilde takılması gerektiğini anlatarak, şunları söyledi:
- "Kenarlardan ve alttan da hava almaması gerekiyor. Benim gördüğüm şeylerden birisi burnu açıkta bırakarak takan arkadaşlarımız var. Bunların olmaması gerekiyor. Maskenin koruyuculuk düzeyi bellidir. Dağda, sokakta ve tepede dolaşan insanın yanında kimse yokken maske kullanmasına gerek yok. İnsanların bu kadar kendini sıkmasına gerek yok. Bu bir kimyasal gaz değil. Kimyasal gaz gibi havada olup bizi zehirleyecek bir şey gibi düşünmememiz lazım. Bu bizde takıntı hastalığına yol açar. Bu salgın bittiğinde maruz kalacağımız en önemli şey, takıntı hastalığıdır. Ondan korunmak istiyorsak tedbirli ve sakin olmamız lazım."