Kırşehir Ramazan İmsakiyesi araştırması gündemdeki yerini aldı. İslam alemi bir Ramazan ayına daha kavuşmanın sevincini ve heyecanını yaşıyor. Diyanet Ramazan İmsakiyesi ile Kırşehir imsak vakti ve iftar saatleri belli oldu. İşte, 2024 Kırşehir İmsakiyesi ile Kırşehir sahur (imsak) vakti ve iftar saati...
İslam dünyası Ramazan ayı boyunca oruç ibadetlerini yerine getirecek. Rahmet, bereket ve paylaşım ayı olan Ramazan11 Mart'ta başladı. Ayların sultanı olarak bilinen Ramazan'da sahur ve iftar sofraları, aileleri bir araya getirerek birlik ve beraberlik duygularını pekiştirecek. Diyanet 2024 Ramazan imsakiyesi yayımlanmasıyla birlikte Kırşehir İmsakiyesi 2024 belli oldu. Peki, Kırşehir imsak (sahur) vakti ne zaman ve iftar saati kaçta? İşte, Diyanet 2024 Kırşehir Ramazan İmsakiyesi...
Kırşehir İmsakiye 2024 - İftar Vakti, Sahur Saati İmsak Kaçta?
Oruç tutmakla yükümlü olmanın şartları nedir?
İslâm’a göre, bireyin sorumlu olmasının temel şartları Müslüman, akıllı ve ergenlik çağına ulaşmış olmaktır. Dolayısıyla bu şartlar, oruç ibadeti ile sorumlu olmanın da şartlarıdır. Buna göre, bir kimsenin Ramazan ayında oruç tutmasının farz olması için öncelikle Müslüman ve âkil-bâliğ olması gerekir (Kâsânî, Bedâî’, 2/87).
İbadetlerle yükümlü olma şartlarını taşıdığı hâlde bazı özel durumlardaki kimselere oruç tutmama ruhsatı verilmiştir. İbadetlerle yükümlü olmamakla birlikte, ergenlik yaşına gelmeyen çocukların alıştırılmak ve ısındırılmak maksadıyla namaz kılmaları ve oruç tutmaları teşvik edilir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), yedi yaşından on yaşına kadarki sürede çocuğun namaza alıştırılmasını önermiştir (Ebû Dâvûd, Salât, 26 [494-495]; Tirmizî, Salât, 182 [407]).
Oruç tutacak gücü olduğu hâlde tutmayan bir kimse, bu oruçlarının fidyesini vererek oruç borcundan kurtulmuş olur mu?
Oruç için fidye verilmesi, oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlı kimseler ile iyileşme ümidi olmayan hastalar için geçerlidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) ve sahabenin uygulaması, fidyeden bahseden âyetteki “oruç tutmakta zorluk çekenler.” (el-Bakara, 2/184) ifadesinin yalnızca yukarıda sayılan kimseleri kapsadığını göstermektedir. Buna göre, oruç tutmaya gücü yettiği hâlde tutmayan veya geçici bir sebeple tutamayan kimseler hakkında fidye hükmü yoktur (Buhârî, Tefsîr (Bakara), 26 [4507]; Müslim, Sıyâm, 149-150 [1145]).
Mazeretsiz oruç tutmayanların, tutmadıkları oruçları kaza etmeleri ve tövbe istiğfar etmeleri gerekir. Ayrıca, oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, fidye vermiş bile olsalar, ileride tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları Hanefîler'e göre kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyeler oruç borcunu düşürmez (Kâsânî, Bedâî’, 2/105; Merğinânî, el-Hidâye, 1/124).
Ramazan aylarında birden fazla oruç bozulması durumunda bu oruçların her biri için ayrı ayrı keffâret gerekir mi?
Farklı Ramazan aylarında da olsa bir kimsenin meşru mazereti olmaksızın kasten bozduğu bütün oruçlar için bir keffâret ödemesi (peş peşe iki kamerî ay veya altmış gün oruç tutması) yeterlidir. Ayrıca bozduğu her orucu kaza etmesi gerekir. Ancak keffâretin ödenmesinden sonra başlanıp kasten bozulan Ramazan orucu için yeni bir keffâret gerekir (İbnü’l-Hümâm, Fethü'l-kadîr, 2/338-340).