Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Yusuf Tekin, bakanlığa bağlı faaliyet gösteren ve "Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar"dan haklarında işlem başlatılan 800'e yakın özel okulla ilgili kapatma kararı uygulandığını belirterek, "Yargı kararıyla kayyumlara devredilen okullar da ilave edildiğinde hemen hemen bu yapıya ait bütün okullar, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kontrol altına alınmış olacak." dedi.
Tekin, CNN Türk televizyonundaki canlı yayında, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından Milli Eğitim Bakanlığında yürütülen işlemlere ilişkin soruları yanıtladı.
Açığa alınan öğretmenlere ilişkin bir soru üzerine Tekin, Bakanlık olarak terör örgütü olduğu bilinen yapıya karşı 2013'de başlayan dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi sürecinden beri bir mücadele yürütüldüğünü anlattı.
Mücadeleyi dönemin hukuki koşulları içinde yaptıklarının altını çizen Tekin, bu kapsamda görevden uzaklaştırılanların, kapatma kararı verilen okulların bulunduğuna, şimdi ise buna benzer sürecin ülke genelinde yürütüldüğüne işaret etti.
FETÖ'nün darbelerle, olağan siyasal rejimlerle probleminin olduğunun bugün ortaya çıkmadığını, terörist başı Fetullah Gülen'in 12 Eylül darbesini meşru ve makbul gören açıklamalarının bilindiğini vurgulayan Tekin, aynı şekilde 28 Şubat sürecinde bu yapının siyasi rejime darbe teşebbüsünde bulunan darbecilerle ortak hareket ettiğini ifade etti.
"Hatta bir televizyon yayınında, 'İsterlerse okullarımızı anahtarlarıyla beraber teslim etmeye hazırız' demişti. Ama bugün şunu görüyoruz; 28 Şubat darbesini yapanlar, onların okullarının anahtarını teslim almak yerine, milli eğitim politikalarını bu yapıya ihale etmiş durumdaydı. 28 Şubat'tan sonra hızlı bir büyüme, hem kamuya öğretmen istihdamında hem özel okul sektöründe hem öğrencileri dershane sürecine mahkum eden yapıları kurmak konusunda Milli Eğitim Bakanlığında, eğitim politikalarında ciddi dominant bir unsur olarak bulunmuşlar. Dershane sürecinde de çok yakinen gördük. Özel okullar alanında bile diğer özel okullar üzerinde ciddi bir vesayet uyguladığına şahit olmuştuk."
FETÖ'nün darbe teşebbüsünden önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan davada, yargı organlarıyla birlikte bu süreci yürüttüklerinin altını çizen Tekin, bu çalışma neticesinde 600 dolayında eğitim kurumunu, 250'ye yakın okulu kayyum sürecine yönelttiklerini aktardı.
Tekin, dün itibarıyla kayyuma devredilmeyen 524 özel okula sürekli kapatma cezası verildiğini belirterek, "Son olarak, başsavcılığın bu konudaki çalışmaları neticesinde 267 özel okul ile birlikte 800'e yakın özel okula kapatma kararı uyguladık. Yargı kararıyla kayyumlara devredilen okullar da ilave edildiğinde hemen hemen bu yapıya ait bütün okullar, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kontrol altına alınmış olacak." bilgisini paylaştı.
Tekin, bu yapıyla bağlantılı okullarda çalışan toplam 27 bin öğretmenden 21 bininin çalışma ruhsatlarının dün itibarıyla iptal edildiğini söyledi.
Haklarında kapatma kararı verilen okullarla ilgili hükümetin kararları doğrultusunda karar alınacağını belirten Tekin, "Çünkü, sonuçta bu ülkenin milli servetiyle yapılmış, hayırsever katkılarıyla yapılmış okullar. Bu okulların boş kalması kimse tarafından kabul edilemez. Biz bu konuda hükümetimizin bize açacağı alanı bekleyeceğiz." diye konuştu.
Yusuf Tekin, söz konusu okullarda toplam 138 bin öğrencinin eğitim gördüğünü dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bakanlık olarak, hükümetimiz farklı bir karar verinceye kadar Milli Eğitim Bakanlığı okullarına nakilleriyle ilgili düzenlemeleri yaptık. Bu öğrenciler, MEB'in okullarına devam edecekler.
İlkokul ve ortaokullara adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre öğrenci kabul ediyoruz. Bu yapıların bu okullardan, ilkokul, ortaokul, anaokulu, ana sınıflarında okuyan çocuklarımız evleri açısından adrese dayalı nüfus kayıt sistemi içerisinden kendilerine tanımladığımız okullara nakillerini yaptırabilecekler. Ortaokul öğretim kurumlarında okuyan çocuklara ise ilgili okulların taban puan koşulunu yerine getirmek şartıyla, yani nakil yapmak istediği devlet okulunun minimum taban puanını karşılamak koşuluyla, kontenjan sınırlamasına bakılmaksızın nakil hakkı tanıyacağız. Çocukları mağdur etmemek için bu anlamdaki bütün tedbirlerimizi aldık. Hiçbir çocuk, hiçbir öğrenci teröristlerin okullarına mahkum bırakılmayacaktır. Kamuoyu bu konuda tedirgin olmasın, MEB olarak bunun tedbirini aldık.
Normal koşullarda yaz aylarındaki nakil dönemlerimiz aylık yapılmaktayken bu süreçteki tedirginliği aşmak, herhangi bir rahatsızlık oluşturmamak için kapatılan okullardaki öğrencilere nakil ekranları günlük olarak açılacak. Her gün nakil başvurularını yapabilecekler."
Tekin, kapatılan okullardaki öğrencilerin eğitim-öğretim faaliyetlerine devam eden diğer özel okullara da istemeleri halinde geçebileceklerini belirtti.
Milli Eğitim Bakanlığına emanet edilen çocuklara kimsenin terör örgütlerinin, siyasi ideolojilerinin propagandasını yapamayacağının altını çizen Tekin, bunu engellemek için bu tür çalışmalarıyla bilinen öğretmenleri ayıklamış olacaklarını belirtti.
Bu yıl sözleşmeli öğretmen atanmasına ilişkin TBMM'de kanun tasarısı bulunduğunu dile getiren Tekin, "Eğer bu talebe hükümetimiz pozitif cevap verirse sözleşmeli öğretmen ile bu konudaki açığımızı kapatmayı planlıyoruz." dedi.
Legal sınırlar içinde faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerine üyeliğin hukuk devletlerinde herhangi bir sıkıntı yaratmayacağını vurgulayan Tekin, ancak terör ve terörü destekleyen yapılar olarak kabul edildikten sonra, bunları destekleyen sivil toplum örgütlerinin içinde bulunan, bulunmaya devam eden, faaliyette bulunanların sendikal faaliyet yaptıklarını söylemeyeceklerini belirtti.
Hukuk devletinin sınırları içinde bu konuda tedbir aldıklarını belirten Tekin, "Legal sınırlar içinde kaldığı dönemler için bu tür şeyler yapılmayabilir ama illegal faaliyetleri ortaya çıktıktan sonra terör örgütlerini destekleyen yapıların içerisinde üye olarak bulunmak, faaliyetlerine devam etmek, hukuk devletindeki vatandaşlara yakışmaz, hele bir öğretmene hiç yakışmaz. Dolayısıyla bu bizim açımızdan bir referans olarak kabul edilecektir." ifadelerini kullandı.
Tekin, daha önce ihraç edilen öğretmenlerin ve son işlemlerle açığa alınan öğretmenlerin işlerine iade süreci olup olmayacağına ilişkin soru üzerine, "Soruşturmalar neticeleninceye kadar açığa aldığımız öğretmenlerle ilgili olarak herhangi bir iade sürecinin yaşanacağını düşünmüyorum çünkü bu konudaki referanslarımızın hukuki olduğuna inanıyoruz." dedi.