İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu’nun tartışmalı yargı düzenlemesinin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Youav Gallant’ı görevden alması üzerine binlerce İsrailli sokaklara döküldü. İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı aşırı sağcı Itamar Ben-Gvir, Netanyahu'ya, yargı düzenlemesinin askıya alınması halinde "hükümetten çekileceğini fakat Meclis'te iktidar koalisyonu lehine oy kullanmaya devam edeceğini bildirdiği" öne sürüldü. Peki, insanlar neden sokakta? Hükümet ne istiyor? 5 soruda sizler için derledik.
Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümetinin, yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören yargı düzenlemesine karşı binlerce İsraillinin katıldığı protestolar gerçekleştirilirken, aşırı sağcı koalisyon yanlıları da Netanyahu'nun düzenlemeyi askıya alma ihtimaline karşı sokağa çıkma kararı aldı.
Hükümet yanlılarının, hükümet karşıtlarıyla eş zamanlı olarak Batı Kudüs ve Tel Aviv'de aynı noktalarda, ilk kez kitlesel gösteriler düzenlemesi bekleniyor.
600 binden fazla İsrailli neden sokaklara döküldü?
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkeme'nin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir "yargı reformu" planladıklarını duyurdu. Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclis'e devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açtı.
İsrail'de Yargı Reformu ne anlama geliyor?
Esasen Yargı Reformu olarak adlandırılan paketin temel bir amacı var. Reform, yargının bazı yetkilerini Meclis'e devretmeyi öngörüyor.
Ülkedeki en yüksek yargı makamı olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Meclis'in çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip.
Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkeme'nin, Meclis'in çıkardığı kanunları bozma yetkisinin büyük ölçüde elinden alınacağını belirtiyor. Öte yandan yeni pakete göre, koalisyon hükümeti, yargı mensuplarını atama komitesinde şu an 9 olan üye sayısını 11'e çıkaracak ve bu üyelerin 7'sini kendisi seçecek. Bu üye çoğunluğu, hükümetin, yargıçların atanmasında tek söz sahibi olacağı anlamına geliyor.
İsrail'de kim, nasıl tepki verdi?
Hükümetin yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören yargı düzenlemesi, İsrail içinde ve uluslararası alanda yoğun şekilde eleştirildi. Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un, taraflara "iç savaş" uyarısı yaparak sunduğu alternatif tasarı da iktidar tarafından reddedildi.
İsrail ordusunda savaş pilotları, denizaltı subayları, siber güvenlik uzmanları, özel kuvvetler gibi birimlere bağlı binlerce yedek asker, hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesini uygulaması durumunda görevlerine devam etmeyeceklerini veya eğitimlere katılmayacaklarını açıkladı.
Arap Baharı benzetmesi
İsrailli Arap Milletvekili Ahmed Tibi, hükümetin tartışmalı "yargı reformu"nun siyasi krize dönüşmesi ve ülke genelinde protestolara yol açmasını "Arap Baharı" adı verilen sürece benzeterek, "Halk rejimin düşmesini istiyor" sloganını paylaştı.
“En büyük tehlike”
İsrail’in eski başbakanlarından Naftali Bennett, ülkede Savunma Bakanı'nın görevden alınmasına yol açan tartışmalı yargı düzenlemesinin yarattığı siyasi kriz için, "İsrail, Yom Kippur Savaşı'ndan beri en büyük tehlike altında" yorumunu yaptı.
Açlık grevi başlatacaklar
İsrail'de tartışmalı yargı reformuna ilişkin gelişmelerin ardından bazı belediye başkanları, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Batı Kudüs'teki ofisinin önünde açlık grevine başlayacaklarını duyurdu.
İsrail Savunma Bakanı görevden alındı
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ülkede siyasi krize ve kitlesel protestolara yol açan tartışmalı yargı düzenlemesinin durdurulması için hükümete çağrı yaptı. Ancak görevden alındı. "Ülke içindeki ayrılık, İsrail ordusuna ve savunma teşkilatına derinlemesine nüfuz etti. Bu, İsrail'in güvenliğine yönelik açık ve büyük bir tehdittir. Buna izin vermeyeceğim."
Netanyahu geri adım mı atıyor?
İsrail’de birçok kentte binlerce insanın sokaklara çıkması, hem ülke içinde hem de ülke dışında büyük merak uyandırdı. Zaten yetkililerin verdiği tepkilere ve benzetmelere bakılırsa protestoların “bir değişim” devrinin habercisi olduğunu tahmin etmek zor değil.
İsrail tarihinin en aşırı sağ koalisyonuna liderlik yapan tecrübeli siyasetçi Binyamin Netanyahu’nun ne düşündüğü ise en önemli konulardan biri. Dün gece saatlerinde Başbakan'ın Ulusa Sesleniş konuşması ile Yargı Reformu paketini geri çekeceği iddia edildi. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog da, hükümeti, ülke çapındaki en büyük gösterilerden birini ateşleyen yasayı durdurmaya çağırdı.
İsrail yeniden bir seçime gider mi?
Parlamenter demokrasi ile yönetilen İsrail genellikle koalisyon hükümetleriyle yönetiliyor. Hem sağdan hem de soldan birçok siyasi partinin yarıştığı seçimlerde İsrail Meclisi Knesset’te çoğunluk ancak koalisyon ile mümkün oluyor. Farklı parti programlarına sahip partilerin ise ülkeyi uzun süre idare etme şansı azalıyor.
Örneğin İsrail’de sonra 4 yılda 5 defa halk sandık başına gitti. Kurulan hükümetlerin ömürleri aylarla sınırlı kaldı. Son olarak ise kasım ayında yapılan seçimlerde ülkede en uzun süre başbakanlık yapmış Binyamin Netanyahu koltuğuna geri döndü. Netanyahu, sağcı partilerle ittifak yaparak Knesset’te çoğunluğu sağladı ve ülke tarihinin en sağcı hükümetini kurdu.
Ancak binlerce insanı sokağa döken politikaları ve koalisyon içerisinde yaşanan görüş ayrılıkları nedeniyle İsrail’de seçimlerin çok uzak olmadığı konuşuluyor.