logo
EDISYON:

Cinsiyetsizliğe karşı mahremiyet eğitimi

04:0027/09/2024, Cuma
G: 27/09/2024, Cuma
Yeni Şafak
İllüstrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım
İllüstrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım

Nesilleri cinsiyetsizlik tehlikesine karşı korumanın yolu, küçük yaştan itibaren başlayan mahremiyet eğitiminden geçiyor. İlahiyatçı Doç. Dr. Osman Mutluel, çocukların cinsiyet eğitimi için neler yapılabileceğini yazdı.

Genel olarak biz Müslümanlar, cinsiyet eğitimi kelimesinden korkar ve bu konuda çekinik kalmayı tercih ederiz. Bu konu sanki yasaklı bir bölge gibi durur zihinlerimizde. Oysa Hz. Peygamber’in (sav) bazı hadislerinde konunun en mahrem alanına girmiş, hem çocuklarda dikkat edilmesi gereken tavsiyeleri ve hem de büyükler arasında yasak veya serbest olan fiilleri açıklamıştır. Bu açıdan ele aldığımızda, adını ister cinsiyet diyelim ister mahremiyet diyelim, bu tür bir bilgilendirme ve doğru yönlendirme küçük yaştan başlayarak ölünceye kadar insanın hayatında olması gereken bir eğitimdir. Bu olmadığında cinsel sapmaların ve gerçek olmayan bilgilerle yaşamını sürdüren insanların çoğalması kaçınılmaz olur. Hâlbuki Müslüman olan bu insanlar, yaptığı fiilin İslam dini açısından hükmünün ne olduğunu bilmemektedir. İşte küçük yaştan başlayarak çocuklarımıza bu eğitimi yavaş yavaş vermeli ve onlara doğru rehberlik etmeliyiz. Bu Müslüman anne-baba olarak bizim görevimizdir.


CİNSİYETLERİ FARK ETME DÖNEMİ

Çocuklar doğumundan itibaren belli bir aya kadar aslında cinsiyetin farkında değillerdir. Onlar için kız veya erkek olmak bir anlam ifade etmez. 9 ila 12 aylar arasındaki çocuklar, bireylere kadın ya da erkek oluşlarına göre farklı tepkiler göstermeye başlarlar. Bu aylardan itibaren cinsiyetin hem farkındadırlar hem de kadın-erkek bireyler arasında tercih yaparlar. Örneğin kadınları erkeklerden ayırarak, kadınlara ya da erkeklere daha yakın davranırlar. 2 yaşına doğru bu özellikleri daha belirgin olur.


KENDİLERİNİ FARK ETMEYE BAŞLARLAR

Çocuklar iki yaşından itibaren kendi cinsiyetinin farkındadır. Bu yaştan itibaren çocuk kendi cinsiyeti doğrultusunda hareket eder ve ilgi alanlarını bu doğrultuda belirleme yoluna gider. Bu bilincin bir adım sonrası çocuğun karşıdaki insanların cinsiyetlerinin de farkına varmasıdır. Bu çocuğun üç yaşında olması anlamı taşır. Yani çocuk üç yaşına geldiğinde karşısındaki insanın cinsiyetini de fark etmesi demektir. Bu dönemden itibaren hem oyun arkadaşı tercihi hem de oyun tercihi farklılaşır. Aynı şekilde giyim tercihinde de farklılıklar göstermeye başlarlar. Bu yaşın bir başka özelliği çocuğun kendi cinsel organına karşı farkındalığın artmasıdır. Yine bu yaşlarda çocuk sahip olduğu cinsiyetin kalıcı olduğunu ve bunun kendinin bir özelliği olduğunu fark eder. Bu gerçeği fark ettiğinde hayatını da bu gerçeğe göre tasarlama eğilimi de başlamış olur.


CİNSİYETSİZLİK TEHLİKESİ

Çocukların cinsiyet eğitimi için neler yapılabilir?

Bu soru özellikle cinsiyetsizliğin tartışıldığı günümüzde oldukça önemli hale gelmiştir. Çünkü toplumsal cinsiyetsizlik, insanların yaratılış özellikleri olan kadın erkek ayrımını ortadan kaldırarak toplumsal değerleri yok saymaktadır.

İşte bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için çocuğa verilmesi gereken cinsiyet eğitimi günümüzde daha da önem kazanmıştır. Bu önlemleri sıralamak gerekirse:

*Anne-babaların özellikle altı yaşına kadar çocuklardaki cinsellikle ilgili soruların kendilerini bedensel olarak tanıma ve meraktan kaynaklandığını bilmeleri gerekir. Aynı zamanda bu soruların normal gelişimin bir parçası olarak kabul edilmesi gerekir.

*Çocuklar özellikle üç yaşından sonra “bebekler nereden gelir?” gibi sorular sormaya başlar. Bu soruları çocuğun anlayacağı şekilde ve yeteri kadar cevaplamak esastır. Ebeveyn olarak biz, çocuğun sorduğu soruyu geçiştirdiğimizde yanlış kişilerden yanlış cevaplar alacaktır. Buna yol açmamak gerekir.

*Çocuklara özellikle genital bölgelerin mahremiyetini öğretmek aynı zamanda anne-baba ve doktor dışında hiç kimsenin dokunmaması gerektiğini de öğretmen gerekir. Çocuğun bu durumu fark etmesi özellikle cinsel istismar açısından önemlidir.

*Altı ila dokuz yaş arası soyut kavramları yavaş yavaş anlamaya başladığı dönem olduğu için, bu dönemde çocuk, cinsel konularla ilgili sorular sorduğunda, geçiştirmeden, doğru bilgiler vermek gerekir. Anne-baba vermezse zaten internetten çok daha fazlasını ve üstelik zararlı olan bilgiler elde edecek ve erken cinsellik tehlikesi ortaya çıkacaktır. Anne-babalar çocuklarını bu durumdan, internete filtreler koyarak ve belli etmeden sıkı bir şekilde takip ederek, korumaya çalışmalıdır.

*Çocukluktan çıkış hazırlığı olan dokuz ila on iki yaş arası çocuklar, vücudundaki fiziksel değişiklikler açısından önemli bir devre olduğu için rehberliğe ihtiyaç duydukları ancak bu değişiklikleri yakınları ile konuşmamayı özen gösterdikleri devredir. Çocukların bu dönemde kendi arkadaş grupları ön plana çıkar. Anne-baba ikinci planda kalır. Bireysellik başlar. Yalnızlık tercih edilir. Rahatsız edilmekten hoşlanmazlar. Ayrıca bu dönemde cinsellik iğrenç bir şey olarak kabul edilir. Bu dönemde çocukla göz göze gelmeden konuşmak onu rahatlatır. Vücudunda ortaya çıkan fiziksel değişikliklerin normal olduğunu anlatmak çocuğu rahatlatacaktır. Konuşma isteğinin çocuktan gelmesi çok önemlidir. Bu istek gelmezse konuşmanın çok fazla yararı olmayacağı gibi öfkelenmesine de yol açabilir. Anne-baba çocukla konuşma ortamı oluştuğunda bu durumu iyi değerlendirmelidir.

*Yine mahramiyet veya cinsel eğitim açısından kız ve erkek çocukların, eğer ev müsaitse odalarının ayrılması tavsiye edilir. Ev müsait değilse, en azından ayrı yataklarda yatmaları ve bunu alışkanlık edinmelerini sağlamak gerekir. Ayrıca kız ve erkek çocukların, özellikle cinselliğin farkına vardıklarında birbirlerinin yanında soyunup giyinmelerini önlemek gerekir.

*Dikkat edilmesi gereken bir başka husus, kız çocuğu ile baba, erkek çocuğu ile anne aynı anda soyunup giyinmemeye özen göstermeleridir. Anne-babalar çocuklarının odasına girmek istediklerinde kapıyı tıklatarak veya sesli izin isteyerek girmeleri, çocuğun anne-babasının veya başka insanların odasına girme konusunda uygulamalı bir eğitim almış olurlar.

*Anne-babaların, özellikle cinsel istismarın önlenmesi adına yapmaları gereken önemli konulardan birinin, çocuğun Kur’an’da belirtilen evlenilmesi yasak olan kişiler haricinde, yabancı sayılacak insanların yanına gönderilmemesi, örneğin seyahat sırasında, “Amcanın veya teyzenin yanına otur çocuğum” gibi cümleler kurmaması gerekir. Çünkü anne-baba bunu yapmakla çocuktaki yabancı insan anlayışını değiştirmiş olur.




#toplum
#aile
#islam ve insan

Günün en önemli haberlerini e-posta olarak almak için tıklayın. Buradan üye olun.

Üye olarak Albayrak Medya Grubu sitelerinden elektronik iletişime izin vermiş ve Kullanım Koşullarını ve Gizlilik Pollitikasını kabul etmiş olursunuz.