Yüksek tansiyonun, dünyada birçok kişiyi etkileyen ve kalp sağlığını tehdit eden bir sorun olduğunu belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nazif Aygül, “Halk arasında sessiz bir tehlike olarak bilinen hipertansiyon, kalp krizi, felç ve diğer ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Çağımızın hastalıkları obezite ve hareketsiz yaşam, hipertansiyonun en önemli risk faktörlerindendir. Düzenli egzersiz ve dengeli beslenme hipertansiyon riskini azaltmak için çok önemlidir” dedi.
Yüksek tansiyonla mücadele etmenin önemine ifade eden Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nazif Aygül, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü dolayısıyla hipertansiyon hastalığı ile ilgili uyarılarda bulundu.
KALP SAĞLIĞINI KORUMAK ÖNEMLİ
Tansiyonun düzenli takip edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Aygül, “Kalp sağlığınızı korumanın temel adımı, tansiyonunuzu düzenli olarak kontrol etmek ve gerekli önlemleri almaktır. Düzenli tansiyon ölçümleri yaptırarak sağlığınızı takip edin ve tansiyon yüksekliği tespit edildiğinde doktorunuza danışın. Yüksek tansiyon, dünyada birçok kişiyi etkileyen ve kalp sağlığını tehdit eden bir sorundur. Halk arasında sessiz bir tehlike olarak bilinen hipertansiyon, kalp krizi, felç ve diğer ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir” diye konuştu.
SİNSİ İLERLEYEBİLİR
Türkiye’de her 3 kişiden birinde hipertansiyon olduğunu dile getiren Prof. Dr. Aygül, “Hipertansiyonu olan hastaların yarısı kendilerinde hipertansiyon olduğunun farkında değildir. Yüksek tansiyon genellikle belirgin semptomlarla kendini göstermez. Halk arasında sessiz katil olarak bilinen bu tehlikeye karşı bilinçlenmek önemlidir. Tansiyon yüksekliği herhangi bir şikâyete neden olmasa bile vücuda, beyin, kalp, böbrek ve göz gibi hayati organlara zarar vermeye devam eder. Zannedilenin aksine, vücudun yüksek tansiyona uyum sağlayıp, onun zararlı etkilerinden korunması söz konusu değildir” açıklamasında bulundu.
NEFES DARLIĞI GÖRÜLEBİLİR
Tansiyon yüksekliği kişide şikâyet yapsın veya yapmasın hafif yüksekliklerin bile yıllar içerisinde vücuda ve özellikle hayati organlara zarar vermeye devam edeceğini vurgulayan Prof. Dr. Aygül, şu bilgileri paylaştı:
“Yüksek tansiyonun baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi belirtileri olabileceği gibi, ilk belirti beyin kanaması veya kalp krizi olabilir. Bu nedenle özellikle anne veya babasında hipertansiyonu olan kişilerin bu şikâyetler olmasa bile düzenli aralıklarla tansiyonlarını ölçtürmeleri ve zamanında tedbir almaları önemlidir.”
TUZ TÜKETİMİNDEN UZAK DURULMALI
Yüksek tansiyonu tetikleyebilecek durumlara değinen Prof. Dr. Aygül, “Tuz, yüksek tansiyonun en büyük tetikleyicilerinden biridir. Günlük tuz tüketimini azaltarak kalp sağlığınızı koruyabilirsiniz. Hazır gıdaları, tuzlu atıştırmalıkları ve tuzlu sosları sınırlayın. Lezzeti baharatlar, otlar ve limonla artırarak daha sağlıklı seçimler yapın” dedi.
DENGELİ BESLENMEYE ÖZEN GÖSTERİN
Doğru beslenmenin hipertansiyonla mücadelede önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Aygül, “Daha fazla meyve, sebze, lifli gıdalar ve düşük yağlı protein kaynakları tüketerek dengeli bir diyet oluşturun. Ayrıca, işlenmiş ve yağlı yiyeceklerden uzak durun. Çağımızın hastalıkları obezite ve hareketsiz yaşam hipertansiyonun en önemli risk faktörlerindendir. Düzenli egzersiz ve dengeli beslenme, hipertansiyon riskini azaltmak için çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
KAN BASINCI DÜZENLİ ÖLÇÜLMELİ
Tedavi sürecinden bahseden Prof. Dr. Aygül, “Ülkemizde hipertansiyon tedavisi alan hastaların önemli bir kısmında yeterli kan basıncı kontrolünün sağlanamadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, hipertansiyon tedavisi alan hastaların da düzenli olarak kan basıncını ölçtürmeleri ve gerektiğinde hekimleriyle görüşmeleri çok önemlidir” diyerek sözlerini noktaladı.