Zulme karşı duralım

Keşmir krizi, dün Stratejik Düşünce Enstitüsü ve Lahor Barış Araştırmaları Merkezi iş birliğinde düzenlenen “Keşmir Krizi: Barışa Yönelik Tehditler ve Uluslararası Toplumun Rolü” başlıklı kongrede tartışıldı.

Keşmir sorunu üzerine stratejik düşünce üretimini amaçlayan çalıştayların da yapılacağı kongreye, Pakistan kontrolündeki Azad Cammu ve Keşmir Cumhurbaşkanı Serdar Mesud Han’ın yanısıra başta İngiltere, Pakistan ve Mısır olmak üzere birçok ülkeden akademisyen, siyasetçi, bürokrat, diplomat ve askeri yetkililer katıldı. Kongrede konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Müslüman coğrafyaya baskı ve zulümlere karşı dayanışma çağrısı yaptı.

70 YILDIR AŞILAMAYAN KRİZ

Son iki asırdır Müslüman coğrafyasının acımasız baskılara maruz kaldığı, bunlardan Keşmir meselesinin ise 70 yıldır aşılamayan bir kriz alanı olarak durduğunu vurgulayan Erbaş, Keşmir için uluslararası topluma ve İslam coğrafyasına şu çağrıyı yaptı:

“Her türlü sıkıntıya ve baskıya maruz kalan, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen Keşmir halkına destek olmak hukuk ve evrensel değerlerden bahseden bütün kişi toplum ve ülkelerin bir samimiyet sınavıdır. Keşmir’de barış ve huzurun temini için başta Pakistan ve Hindistan olmak üzere İslam ülkelerinden oluşturulacak bir barış komisyonu marifetiyle çalışmaların yürütülmesi gerektiğini düşünüyorum.”

İNSANLIK AYIPLARI ARTIYOR

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ise uluslararası kuruluşların dayandıkları temel değerlere yabancılaştığını, açlık, sefalet ve güçlünün zayıfı ezmesi gibi bir dizi insanlık ayıbının her zamankinden daha fazla arttığına dikkati çekti.
Lahor Barış Araştırmaları Merkezi Başkanı Shamshad Ahmad da “Keşmir sanal bir nükleer kesişim noktasına dönüştü. 800 bin Hindistan askeri orada insanlara eziyet ediyor. Dünyanın bu duruma kör, sağır ve dilsiz kalmasına artık şaşırmıyoruz” dedi.