Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nevzat Artık, yoğurdun, içerdiği mineral, vitamin ve diğer besin ögeleri açısından son derece faydalı olduğunu söyledi. Artık, "Ev tipi veya endüstriyel yoğurt arasında yapılan işlemlerde, dolayısıyla besin içeriğinde temelde bir farklılık bulunmuyor. Sanayi üretimi yoğurt yapımında sadece süt ve yoğurda dönüşümü sağlayan yararlı bakterilerden oluşan kültür (yoğurt mayası) kullanılıyor." dedi.
Yoğurdun güvenilirliğinin üretim koşullarına bağlı olduğuna dikkati çeken Artık, kamuoyunda ev tipi ve endüstriyel yoğurtlarla ilgili "güvenilir" ve "güvenilmez" diye iki farklı algı oluşturulduğunu anlattı. Artık, yoğurdun yapılacağı sütün sağlıklı hayvanlardan ve hijyen kurallarına uygun şekilde elde edilmesinin önemine vurgu yaptı.
Sütün temin edildiği hayvanın bulaşıcı hastalıklara yakalanması, iyi yemlerle beslenmemesi ve sütün hijyen kurallarına aykırı şekilde elde edilmesi halinde hastalık yapıcı mikroorganizmaların süte geçebileceğini dile getiren Artık, "Dolayısıyla bu koşullarda üretilen sütten elde edilecek yoğurt da güvenli olmaz. Her şey uygun olsa bile sağım sonunda çiğ süt, uygun koşullarda muhafaza edilmez ve nakli yapılmazsa insan sağlığına zararlı hale dönüşebilir" diye konuştu.
Ankara Üniversitesi Gıda Güvenliği Enstitüsüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Ufuk Tansel Şireli de "ev tipi yoğurt daha sağlıklıdır" şeklinde bir algı olduğuna işaret ederek, "Hangi hayvandan hangi koşullarda elde edildiği belli olmayan sokak sütlerinde hiçbir yasal denetim uygulanmıyor. Üstelik bu ürünler 'organik' denilerek daha pahalıya satılıyor." diye konuştu.
Şireli, sütten yoğurt yapılırken ev ortamında parmakla sıcaklık kontrolü yapıldığını ifade ederek, "El hijyenine dikkat edilmemişse, süte geçen mikroorganizmalar yoğurt üretimi boyunca hızla gelişir, çoğalır ve insan sağlığı için risk oluşturur." dedi.