Türk Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Derneği tarafından, 7-14 Şubat Dünya Doğumsal Kalp Hastalıkları Farkındalık Haftası dolayısıyla, bir otelde basın toplantısı düzenlendi.Dernek Başkanı Prof. Dr. Nazan Özbarlas, her yıl yaklaşık 12 bin bebeğin doğuştan kalp hastası olarak dünyaya geldiğini belirtti.
Dernek Başkanı Başkanı Özbarlas, tüm doğumsal hastalıklar arasında en sık kalpte yapısal bozukluğun görüldüğünü söyledi. "Türkiye'de her yıl 12 bin bebek doğuştan kalp hastası olarak dünyaya gelmektedir" diyen Özbarlas, hastaların yaklaşık yüzde 40'ına hayatlarının bir döneminde tedavi kapsamında anjiyo ya da ameliyat yapılması gerektiğini vurguladı.
Özbarlas, "Tedavi ihtiyacı olanların üçte birinde her yönden çok özel bir dönem olan bebeklik döneminde bu işlemlerin yapılması hayat kurtarıcı olmaktadır" dedi.
Doğumdan önce tanı konulması halinde tedavi şansı yakalayabilecek bebek sayısının arttığını belirten Özbarlas, şunları kaydetti: "Doğumsal kalp hastalıklarının daha az ciddi olanları çocukluk yıllarında ya da yetişkinlikte bile teşhis edilebilmektedir. Ancak erken müdahale gerektiren bazı tiplerinin teşhisinin gecikmesi tedaviyi olanaksız hale getirebilmektedir. En yaygın görülen kalp hastalığı kalpteki deliklerdir. Kalbinde küçük bir delikle doğan bebeklerin bir kısmında delik kendiliğinden 2-3 yaşına kadar kapanabilir, kapanmasa bile tedavi gerekmeden normal yaşantılarını sürdürebilirler. Kalbinde orta ya da geniş büyüklükte delik olanlar, hızlı nefes alır, yemek yerken ya da uyurken terler, sık alt solunum yolu enfeksiyonu geçirirler. Muayenede, kalpte üfürüm denilen ses duyulur. Erken teşhis edilmez ve tedavi olmazsa, kalp yetersizliği, pulmoner hipertansiyon, büyüme ve genişleme geriliği, sık tekrarlayan akciğer enfeksiyonları görülür.Doğumsal kalp hastalıklı bebek ve çocuklarımız, kateter yoluyla tedavi edilebilmekte ya da ameliyat sonrasında normal veya normale yakın hayat kalitesine ve yaşam beklentisine sahip olabilmektedir. Erken dönemlerde hatta anne karnında teşhis konulabilmekte ve kalp ameliyatları da başarıyla yapılabilmektedir."
Pediatrik Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu da anne ve babalara çocuklarının tedavisini kesinlikle aksatmamaları gerektiği uyarısında bulunarak, "Çünkü, bu çocukların iyi beslenmesi, büyüme ve gelişmesinin yakından takip edilmesi gerekmektedir. Kış aylarında enfeksiyonlara karşı dikkatli olunmalı. Çocukların, sigara dumanına maruz kalmasına kesinlikle izin vermemeli" dedi.
Doğuştan kalp hastası olan, ancak tedavi sonrasında sağlığına kavuşan 28 yaşındaki Mustafa Örmeci de küçük yaşlarda bir operasyon geçirdiğini ve şu an sağlığının gayet iyi olduğunu, ancak düzenli kontrollere girdiğini anlattı.
Hastalardan Enes Özgür ise birkaç yıl önce kalp hastalığı tanısı konularak tedaviye başlandığını aktararak, bir süre sonra kalbindeki büyümenin çok fazla olduğunu ve nakil yapılması gerektiğine karar verildiğini söyledi. Hekimlerin acil nakil kararı almasından çok kısa bir süre sonra uygun kalp bulunması üzerine operasyon olduğunu ifade eden Özgür, "Çok mutluyum. Şimdi tek dileğim, mutlu ve sağlıklı yaşamak" diyerek duygularını dile getirdi.
Kalp hastalığı bulunan 22 yaşındaki Aybüke Aycan da tanı konulduktan sonra ameliyat olduğunu ve tekrar sağlıklı yaşama şansı yakaladığını belirterek, "Ben hayata 1-0 yenik başladığımı düşünmüyorum. Çok zor günler geçirdim, insanları tanıdım. Bunlar benim için çok büyük tecrübelerdi" diye konuştu.