Türkiye’de 1.6 milyon Suriyeli çocuk yaşıyor. Savaşın başladığı ilk aylardan bugüne kadar ülkemize sığınan bu çocuklar artık bizim bir parçamız oldular. Kimi yedi yıl önce gelmiş, kimi Türkiye’de doğmuş, kimi aylar önce savaşın ortasından kaçmış binlerce çocuk. Hepsi de savaşın en masum kurbanları. Mülteci kamplarında yaşamını sürdüren çocuklar kadar Türkiye’nin dört bir yanında hayat mücadelesi verenler de var. Ancak birçoğu savaşın tramvatik etkilerini, oradan oraya sürüklenmenin ve belirsizliğin açtığı derin yaraları taşıyor üzerlerinde.
İşte Suriyeli psikiyatrist Basel Namera da çocuklara yardım etmek için beş yıl önce mülteci kamplarını dolaşmaya başlamış. Kendi gibi gönüllü arkadaşlarıyla haftanın altı günü kamplarda çocuklarla ilgilenmiş. Doktor Namera Suriye’nin geleceği olan bu çocuklar için kalıcı bir çözüm bulmak istemiş ve üç yıl önce “Geleceğin Suriyeli Liderleri” projesini başlatmış. Bu proje öncelikli olarak yetim ve zeki çocuklara odaklanıyor.
“Günün birinde savaş bittiğinde Suriye yeniden kurulacak. İşte o zaman kurucu liderlere ihtiyaç olacak. Suriye’nin geleceği olan çocukları bugüne hazırlamamız ve içlerindeki yetenekleri ortaya çıkarmamız gerektiğini düşündüm ve bu projeyi başlattım.” diyen Namare sözlerini şöyle sürdürüyor: “Birinci hedefimiz bu çocukların psikolojik olarak düzelmelerini sağlamak ve sonra yeteneklerini keşfetmek. Bu çocuklar savaşı, yıkımı ve sevdiklerinin ölümünü gördü. Türkiye’ye çok ciddi psikolojik sorunlarla geldiler. Zihinlerindeki kötü hatıraları silip yok etmek ve kişiliklerinin farkına varmalarını sağlamak gerekiyor.”
Doktor Namera, çocukların tespitini şöyle yapıyor. Önce Suriyeli çocukların eğitim gördüğü okullara gidip, öğretmenleriyle görüşüyor. Onların önerdiği çocuklarla birebir ilgileniyor. Gerekirse her gün gidip birkaç saat konuşma yapıyor. Daha sonra ailelerine gidiyor ve çocuklarını programa dahil etmek için desteklerini istiyor. Namare, ailelerle birlikte hareket ettiğinde çoçukların ona olan güvenin arttığını ve kendilerini daha iyi ifade ettiklerini söylüyor. Yaşadıklarından örnekler de veren Namare yetim bir kız çocuğuyla anısını şöyle anlatıyor: “Çok zeki yetim bir çocuk evine kapanmış ve kimseyle konuşmuyordu. Ben ilk başlarda onu ikna etmek için ‘konuşmana gerek yok, sadece yanımızda otur’ dedim. Sabırlı bir bekleyişn sonunda resim yapmaya başladı ve gerçekten çok yetenekli olduğu ortaya çıktı. İşte başarmak istediğimiz şey bu. Onların içindeki cevherleri keşfetmek.” Üç yıl önce 15 çocukla başlayan projenin destek olduğu çocuk sayısı 100’e ulaşmış durumda.
Suriyeli çocukların Türkiye’ye entegrasyonun önemli olduğuna dikkat çeken Namare, “Dini ve manevi değerleri barındıran İslami bakış açısını, lider bilincini ve ümmet bilincini kazanmış yetenekli gençler yetişsin istiyoruz. Bu çocuklar hem Türkiye’nin hem de Suriye’nin geleceği, onların elinden hep birlikte tutmalıyız” diyor.
Basel Namera’ya üç yıldır en büyük desteği İnsan Vakfı veriyor. Vakfın genel müdürü Ercan Sarı, Suriyeli çocukların geleceğine yönelik hazırlanan bu projeye inandıklarını söylüyor. Sarı, Suriyeli çocukların barınma, gıda ve kıyafet yardımının dışında artık gerçek anlamda bir eğitim desteğine ihtiyaçlarının olduğunu dile getiriyor ve sözlerini şöyle sürdüyor: “Üç sene önce Basil Bey bize geldi ve bir projeyi anlattı. Psikolojik tedaviden tutun, çocukların yeteneklerini ortaya çıkarılmasıyla ilgili bir dizi faaliyetlerin yapıldığı kamplar düzenledik. Üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz kampta eğlenceden çok eğitime ağırlık verdik. Ekibimizde sosyolog, pedagog, resim öğretmeni, bilgisayar programcısı ve alanında uzman eğitimciler yer alıyor. Her dakikası planlanmış ve faydalı bir kamp oldu.” Kampta robotlu eğitimden, ağaç dikmeye, bilgisayardan resim derslerine kadar çok çeşitli alanlarda çalışmalar yapılmış.
İnsan Vakfı’nın Eyüp Bahariye Mevlevihanesi’ndeki bürosunda buluştuğumuz doktor Basel Namare’ya dört yetim çocuk da eşlik ediyordu. Çocuklar savaşın etkisinden büyük ölçüde kurtulmuşlar ve eğitimlerine odaklanmışlar. Bu başarılarında Doktor Basel’in payı çok büyük. Çocuklardan 13 yaşındaki Nur Deraket üç yıldır Türkiye’de yaşıyor. Matematik ve felsefeye ilgisi olduğunu söyleyen Ayşe’nin hayalinde mühendis olmak var. Kampta en çok zeka oyunlarını sevmiş. 14 yaşındaki Revan Deraket dört senedir İstanbul’da yaşıyor. Revan, ilk yıllarda çok zorlandığını ve acı çektiğini ama şimdi alıştığını söylüyor. O da doktor olmayı hayal ediyor. 12 yaşındaki Eyad el-Bekri üç yıldır kamplara katılıyor. Her yıl daha çok arkadaşla tanıştığı için çok memnun. Özellikle zeka oyunları ve robotlarla ilgili eğitimleri sevmiş. 13 yaşındaki Emin Sermini iki yıl önce bu projeye dahil olan çocuklardan. Önceleri hiç kimse ile konuşmazken eğitimlerin ve Basel hocanın desteğiyle hayata tutunduğunu söylüyor. “Geleceğin Liderleri” projesi için çalışan 100 gönüllü var. Doktor Basel projeye 1000 çocuğu dahil etmeyi hedefliyor.